14 Mart 2018 11:10

Sağlık emekçilerinden 14 Mart Tıp Bayramı açıklamaları

Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık Emekçileri Sendikası, birçok ilde 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında basın açıklamaları ve eylemler düzenledi.

Paylaş

14 Mart Tıp Bayramı Haftası yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Hafta kapsamında basın açıklamaları düzenleyen sağlık emekçileri, sağlık alanında ciddi tahribatlara yol açan Sağlıkta Dönüşüm Programı'na tepki gösterildi. Açıklamalarda ayrıca, sağlık emekçilerinin ücretleri ve emeklilik aylıklarının iyileştirilmesi, sağlıkta şiddet yasa tasarısı ve fiili hizmet zammı yasa değişikliği önerisinin ivedi şekilde  yasalaşması ve sağlık alanında güvenlik soruşturmalarının kaldırılması talepleri dile getirildi.


TTB'DEN TAKSİM'DE AÇIKLAMA: SAĞLIKTA ŞİDDET YASA TASARISI YASALAŞMALI

Türk Tabipleri Birliği Merkezi İstanbul Tabip Odası üyeleri 14 Mart Tıp Bayramı Haftası kapsamında Taksim Atatürk Anıtı’na çelenk bırakarak basın açıklama yaptı. Açıklamada, sağlık alanında ciddi tahribatlara yol açan Sağlıkta Dönüşüm Programı‘nın (SDP) eğitim, araştırma, kamu sağlığı gibi öncelikleri geri plana düşürüp “verimlilik ve kârlılık” söylemleri ile ticari bir anlayışı hakim kıldığı söylendi. 

İstanbul Tabip Odası üyeleri, 14 Mart Tıp Haftası kapsamında Taksim Atatürk Anıtı önünde açıklama yaptı. Açıklama için anıt etrafında bir araya gelen hekimler, polis bariyerleri ile karşılaştı. Polis hekimlere, “suç unsuru” varsa açıklamaya müsaade etmeyeceğini söyledi. Hekimler açıklamada herhangi bir suç unsuru olmadığını söyledi. Bariyerlerin içine alınan hekimler anıtın önüne çelenk bıraktı. Ellerinde Türk bayrağı olan bir grup hekim, kendilerinin de Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyeleri olduğunu söyleyerek kendi metinlerini okumak istedi. Ancak hekimler ikinci bir metin okunmasını kabul etmeyerek isterlerse ortak açıklamaya katılabileceklerini söylediler. Açıklamayı İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç’ün okudu. 

Mengüç, sağlık alanında ciddi tahribatlara yol açan Sağlıkta Dönüşüm Programı‘nın (SDP) eğitim, araştırma, kamu sağlığı gibi öncelikleri geri plana düşürüp “verimlilik ve kârlılık” söylemleri ile ticari bir anlayışı hâkim kıldığını söyledi. Mengüç, “SDP'nin bir diğer ayağını 13 Aralık 2010 tarihinde tüm Türkiye'de uygulanmaya başlanan aile hekimliği sistemi oluşturuyor. Bireysel ve toplumsal sağlık hizmetini birbirinden ayırarak birinci basamak sağlık hizmetlerini parçalı hale getiren, bölge tabanlı değil aile hekimine kayıtlı nüfusa dayalı sağlık hizmetinin verildiği, performans sistemi üzerinden sözleşmeli çalışmanın dayatıldığı, aile hekimlerinin koruyucu sağlık hizmetlerinden uzaklaşılıp polikliniklere hapsedildiği bu sistemde sorunlar giderek artıyor” dedi.

Mengüç, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti arttıran unsurlardan birinin de şiddeti uygulayan kişilerin cezalandırılmayacakları ya da ciddi bir yaptırımla karşılaşmayacakları düşüncesi olduğunu belirterek, şiddet suçlarının mutlak cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve önleyicilik açısından TTB Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı bir an önce yasalaşması gerektiğini söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)


SES MERSİN ŞUBESİ: PARASIZ, ULAŞILABİLİR VE EŞİT SAĞLIK HİZMETİ İSTİYORUZ

14 Mart Tıp Bayramında SES Mersin Şube Binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. SES Mersin Şube Yönetim Kurulu adına açıklama yapan SES Mersin Eş Başkanı Özge Göncü, 14 Mart’ta acil olarak karşılanması gereken taleplerini şöyle sıraladı:

1- Sağlık emekçilerinin ücretleri ve emeklilik aylıkları iyileştirilmeli.

2- Sağlıkta şiddet yasa tasarısı ve fiili hizmet zammı yasa değişikliği önerisi bekletmeksizin yasalaşmalı.

3- Sağlık alanında güvenlik soruşturmaları kaldırılmalıdır.

Göncü, "Yıllardır her 14 Mart’ta sağlık emekçilerinin sorunlarını dile getirdik. Haklılığımız kabul edildi ve taleplerimize uygun düzenlemeler yapılacağına ilişkin sözler verildi.  Ancak, bugüne kadar Sağlık Bakanlığı ve hükümet yetkilileri tarafından 14 Mart dönemlerinde verilen sözlerin hiçbiri tutulmamıştır” dedi.

Mesleki bağımsızlığının insanca yaşayacak çalışma şartları, nitelikli çalışma ihtiyaçlarının dışında düşünülemeyeceğini ifade eden Göncü, "Performansa dayalı ek ödeme sisteminden vaz geçilmelidir. Emekliliğe yansıyacak, güvenceli, görev tanımına, liyakat ve kariyere uygun bir ücretlendirme politikası izlenmelidir" dedi.

Taleplerinin sadece bunlarla sınırlı da olmadığını ifade eden Göncü, "Çalışma koşullarımızdan, yöneticilerin uyguladığı mobbinge kadar,  güvencesiz çalıştırma biçimlerinden ücret eşitsizliğine kadar birçok sorunun yanı sıra OHAL’le demokrasinin askıya alınması ve sonrasında uygulanan savaş politikaları sağlık çalışanlarının geleceğini, toplumun da sağlığını olumsuz etkilemektedir. Savaşa karşı barış ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Bu 14 Mart’ta bir kez da halkın sağlık hakkı, sağlık çalışanlarının geleceği için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz. Bu 14 Martta bir kez daha, eşit nitelikli, ulaşılabilir, parasız, anadilde sağlık ve sosyal hizmet talebini yükseltiyoruz" dedi. (Mersin/EVRENSEL)


'GÜVENLİK SORUŞTURMALARI KALDIRILSIN, HEKİMLER GÖREVLERİNE BAŞLATILSIN'

İzmir'de yapılan eylemde sağlık emekçileri sağlık sisteminin problemlerine dikkat çekerek görevlerinden ihraç edilen ve güvenlik soruşturmasına takılan meslektaşlarının işlerine dönmesini istedi. 

14 Mart Tıp Bayramı Haftası nedeniyle İzmir'de de Türk Tabipler Birliği, SES İzmir Şubesi ve Birlik ve Dayanışma Sendikası İzmir Şubesi Şubeleri ortak açıklama yaptı. Cumhuriyet Meydanı'ndaki açıklamada görevi başında yaşamını yitiren sağlık emekçilerinin fotoğraflarının yanı sıra talepleri içeren pankart taşındı. 

Basın metnini okuyan SES İzmir Şube Eş Başkanı Hülya Ulaşoğlu, tüm sağlık emekçilerinin maruz kaldığı haksız, hukuksuz bütün uygulamaların takipçisi olacaklarını belirterek "Faili meçhullerin, şiddetin, KHK’ların son bulmasını, haksız hukuksuz bir şekilde görevlerinden ihraç edilen arkadaşlarımızın görevlerine iade edilmelerini talep ediyoruz. OHAL ile birlikte yayınlanan KHK’lerle on binlerce sağlık emekçisi ihraç edilmiş, birçok yeni mezun hekim arkadaşımız da güvenlik soruşturmaları gerekçe gösterilerek görevlerine başlatılmamışlardır. Bu hukuksuz uygulama kişilerin çalışma ve eğitim hakkını elinden alırken halkın sağlık hakkını da olumsuz etkilemektedir" dedi. 

İhraç edilen ve güvenlik gerekçesi ile ataması yapılmayan sağlık emekçilerinin özel sağlık kuruluşları için ucuz iş gücü olduğunun da dikkat çeken Ulaşoğlu şunları söyledi "Yıllardır her 14 Martta dile getirdiğimiz taleplerimiz kamuoyu nezdinde yoğun kabul görmesine rağmen sürekli iyileştirme yapılacağına dair sözler verildiği halde sorunlarımıza hiçbir çözüm üretilmemiştir, verilen sözler tutulmamıştır. Biz sağlık emekçileri geçmişte olduğu gibi bugün de OHAL koşullarında mücadele ederken katledilen, kaybettiğimiz arkadaşlarımızın hesabını sormaya devam edeceğiz ve haklarımız için, daha iyi bir dünya da yaşamak ve yaşatmak için taleplerimizi yeniden yeniden haykırmaya devam edeceğiz"

TTB Merkez Konsey üyesi Funda Obuz ise 15 yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm programının çökme noktasına geldiğini ifade ederek "Sağlık çalışanları bundan olumsuz etkilenmekte, hastaların sağlık hakkına ulaşımı da engellenmektedir. Primlerini ödeyemeyenler sağlık hizmeti alamıyor. Genel sağlık sigortası primine ek olarak 14 kalemde katılım payı isteniyor. Sağlıkta dönüşüm programı sağlık çalışanlarında yıkıma ve tükenmişliğe yol açmakta. Bizler hep birlikte hareket ederek toplumun nitelikli sağlık hizmetine ulaşımını sağlayabiliriz. Sağlık alanında yapılan güvenlik soruşturmalarının hiç bir hukuksal dayanağı olmadığı gibi, bir önce iptal edilmeli ve hekimler görevlerine başlatılmalıdır” dedi.

Açıklamanın ardından denize karanfil atıldı. 

Sağlık emekçilerinin talepleri şu şekilde:

♦ Çalışırken ve emeklilikte insanca ücret istiyoruz!

♦ Yıpranıyoruz, hakkımızı istiyoruz, Fiili hizmet zammı yasalaşsın!

♦ Çalışırken ölmek istemiyoruz, Sağlıkta şiddet yasası çıksın!

♦ Güvenlik soruşturmaları kaldırılsın, hekimler görevlerine başlatılsın!

♦ Geçici görevler kaldırılsın, işyeri ve iş güvencesi istiyoruz! 

♦ OHAL kalksın,  KHK’ lar iptal edilsin, ihraçlar görevine dönsün! (İzmir/EVRENSEL)


SES DİDİM ŞUBESİ: SAĞLIK ÇALIŞANLARI BİR AN ÖNCE GÖREVİNE DÖNMELİDİR

SES Didim Şubesi, 14 Mart Tıp bayramını sendika binasında kutladı. Her yıl Didim Devlet Hastanesi bahçesinde yapılan kutlama, Aydın Valiliğinin tüm ilde basın açıklaması, toplantı ve gösteriyi yasaklaması nedeniyle yapılamadı. 

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Didim Şube Başkanı Selçuk Altınok, günümüzde tıp bayramlarının kutlamadan ziyade, sağlık çalışanlarının sorunlarını masaya yatırdığı bir hafta haline geldiğini belirtti.

14 Mart Tıp Bayramı ile ilgili sendika binasında açıklamalarda bulunan Altınok, “Geçmişimizin gururla andığımız izleri, yerini geleceğimizin endişesine bıraktı. OHAL sürecinde şu ana kadar aralarında SES temsilcimiz Bülent Akın'ın da bulunduğu on binlerce sağlık çalışanı ihraç edildi. Adil ve demokratik yargılama usullerine uyulmadan, keyfi bir şekilde görevlerine son verilen, emeğin, demokrasinin ve hukukun savunucusu olan sağlık çalışanlarının görevlerine bir an önce dönmesi öncelikli talebimizdir” dedi.

Sağlık ve sosyal hizmet alanında şiddetin hız kesmeden devam ettiğini belirten Altınok, sağlık ortamındaki şiddet sıklıkla hasta ya da hasta yakınından sağlık çalışanlarına yönelse de, aslında burada asıl hedefin sağlık sistemi olduğu görülmektedir. Bu nedenle de uygulanmakta olan sağlık politikalarını ele almadan gösterilecek hiçbir yaklaşım, sağlıkta şiddetin çözümüne yönelik etkili bir çözüm ortaya koymayacaktır” dedi.

Altınok sözlerini şöyle bitirdi:

“Bu 14 Mart’ta bir kez da halkın sağlık hakkı, sağlık çalışanlarının geleceği için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz. Yıllardır uygulanan sağlık politikalarına 14 Mart’ta bir kez daha hayır diyoruz. Eşit nitelikli, ulaşılabilir, parasız sağlık ve sosyal hizmet talebini yükseltiyoruz.”

Aydın’dan geçici görevle Didim’e sürgün edilen Aydın Tabip Odadı eski Başkanı ve Germencik Doğa ve Çevre Derneği Sözcüsü Dr. Metin Aydın, acil servislerin ücretli hale getirilmesiyle ücret güvencesi olmayan yurttaşların sağlık hizmeti almalarının engellenmiş olduğunu belirtti.

Pek çok hekimin KHK’lerle işten atıldığını ve Tıp Fakültelerinden mezun olan doktorun OHAL gerekçesiyle güvenlik soruşturması denilerek atamasının yapılmadığını hatırlattı. “Öte yandan ülkemizin pek çok yerinde sağlık hizmeti bekleyen hasyalarımız var. Sadece hekim arkadaşlarımız değil, vatandaşlarımız da mağdur ediliyor” dedi.

Sağlık hizmetlerinin ayakta olması ve belli bir oranda memnuniyetin sürmesinin, tamamen sağlık çalışanlarının fedakarlık ve özverili çalışmaları sonucu olduğunu söyledi.

Sağlıkta nemnuniyetin nimetleri farklı kesimlere farklı şekilde yansırken sağlık çalışanlarına düşen payın aşağılama, dışlama, yok sayma olduğunu belirtti.

Son 5 yılda 46 bin sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığını, son 3 yılda 431 sağlık çalışanının intihar ettiğini belirten Aydın, “ Bu tarif ettiğimiz ortam sağlık ortamı olamaz. Bu ortam yaşam ortamı olamaz. Bu bir savaş ortamı tarifidir. Bu kadar yüksek sayıda sağlık çalışanının iddet görmesi, intihar etmeye sürüklenmesi, öldürülmesi normal değildir. Biz sağlık çalışanları olarak ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti verebilmek için normal bir dağlık ortamı istiyoruz. Yaşayabilmek adına ülkemizde norumalleşme istiyoruz. Artık gerildik, yorulduk, bıktık. Biz bu ülkede barış içinde yaşamak istiyoruz. Maalesef barış diyen, savaşa hayır diyen meslek kuruluşumuzun yönetim kurulu adaletsiz bir şekilde içeri alındı, sorgulandı. Bu bir meslek grubuna yada birine yapılabilecek en ağır ithamdır. Tabipler Birliği bu ülkenin kutup yıldızıdır. Ne mutlu ki hekimiz. Ne mutlu ki Tabipler Odamız, Tabipler Birliğimiz var. Ülkenin bu zor koşullarında bedel ödemekte dahi bu görevi devam ettiriyor. Biz het zaman halkımızdan yana olduk, halkımız için her türlü sorumluluğu aldık ve almaya da devam ediyoruz. O anlamda da bu ülkede hızlı bir şekilde barış istiyoruz, normalleşme istiyoruz ve huzurlu bir çalışma ortamı talep ediyoruz. Keşke 14 Mart Tıp Bayramını huzurlu bir şekilde kutlayabilseydik. Resmi bayram olmasına rağmen bunlara bile yasak getirdiler. Bu akıl alacak bir şey değil.” dedi.

ÖNCEKİ HABER

MİT TIR'ları davası bozma kararı nedeniyle ertelendi

SONRAKİ HABER

Çiftlik Bank’a güvenlik olarak alınmış yönetici yapılmış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa