Taksicilerin ulaşım şebekesi tekeli Uber'e isyanı sürüyor
Ulaşım şebekesi tekeli Uber’e karşı yürütülen tartışma devam ediyor. Peki Taksi şöförleri, Uber'e neden karşı çıkıyor?
Eylem NAZLIER
Özgür GÜLTEKİN
İstanbul
İstanbul’daki taksiciler günlerdir ulaşım şebekesi tekeli Uber’e karşı ayakta. İşlerin azaldığını ve evlerine ekmek götüremez hale geldiklerini söyleyen taksiciler “Uber işimizi elimizden aldı. Bir zahmet devlet bu sorunu çözsün” diyor. Tartışmanın bir boyutu ise müşterilerin taksi şoförlerinden şikayetleri. Kötü davranma, yakın mesafe ise yolcu almama... gibi şikayetleri haklı bulan şoförler, Uber’in piyasaya girmek için bu şikayetleri dayanak yaptığını anlatıyor.
Amerikan menşeli uluslararası ulaşım şebekesi tekeli olan Uber, mobil uygulama yoluyla (akıllı telefondan taksi çağırma) pazarlara giriyor. 28 Mayıs 2015 itibarıyla, dünya çapında 58 ülkede ve 300 şehirde piyasaya girmiş durumda ve yıllık net kârı 6 milyar dolar civarında. Uber’in son hedefi ise Türkiye ve İstanbul oldu.
‘UBER HAKSIZ KAZANÇ SAĞLIYOR’
Yaklaşık 3 yıldır şoförlük yapan bir taksiciyle konuşuyoruz. “Uber’in vergi verdiği yok, kaçak çalışan korsan bir araç. Ben vergi veriyorum, taksici arkadaşlar hepsi vergi veriyorlar. Bu aracın plakası iki trilyon. Ben 12 saat çalışıyorum, bana günlük 100 TL kalıyor. Ben plaka sahibine 210 lira yevmiye veriyorum, 150 lira da yakıt veriyorum, 10 lira yıkama veriyorum, 10 lira durak parası veriyorum. Benim yemem-içmem var” diyen taksici, işlerin azaldığına dikkat çekiyor. Taksicilerin genelinin müşteriye yaklaşımının kötü olmasının Uber’in tercih edilme nedenlerinden biri olduğunu söyleyen taksi şoförü, “Türkiye genelinde çalışan taksici arkadaşlarıma sesleniyorum. Kendinize çeki düzen verin. Yakın mesafe ve uzun mesafe olmasın. Müşteri velinimettir. Uber haksız kazanç sağlıyor. Devletimiz de buna izin vermesin” dedi.
‘YAPILAN ELEŞTİRİLER HAKLI’
“Biz yasal çalışıyoruz, onlar korsan” diyen başka bir taksici ise, şöyle devam etti: “Araba benim değil, şoförüm. Ben şu arabaya bindiğim an 500 TL borçluyum. 500 TL’den sonra kazandığım cebime kalıyor. Öbür adam havadan para kazanıyor. Ben de gider kendi arabamla korsan çalışırım. İptal edecek, yasaklayacaklar” dedi. Taksicilere ilişkin şikayetler için ise şunları dile getirdi: “Vatandaş haklı. Taksiciler denetlenmeli. Bizim sektörün temizlenmesi lazım. Bu plakayı verirken insanları sınava tabi tutmalılar. Sabıkası var mı, bu adam kimdir, necidir? Zamanında bu plakayı bedava dağıttılar. Şimdi de mafyanın eline geçti” diye konuştu.
Son 6 ayda işlerinin bitme noktasına geldiğini söyleyen diğer bir taksi şoförü ise “Uber işimizi elimizden aldı. Diğer yandan taksicilere yapılan eleştirilerin yüzde 99’u haklı. Uber’i kullanan insanlar karşılarında muhatap buluyorlar. Bizim aracımıza 4 kişi binerken onların aracına 8 kişi biniyor. Bunun orta yolunun bulunması lazım. Ne biz ne de onlar mağdur edilmeden işlerimizin düzene konulması lazım” dedi.
Başka bir taksici ise, “Türkiye’deki bütün meslekler gibi bizim işimiz de zor. Biz emekçi insanlarız ve emeğimizin karşılığını da almak istiyoruz, birilerinin çalmasını istemiyoruz. Vergi vermeyen, sorumlu vatandaş olmayanların da rastgele yaşamasını istemiyoruz. Daha önce korsan taksiler vardı, bu onların devamı gibi bir şey. Tabii ki eksiklerimiz var, bunlar eleştirilebilir fakat ‘Haydi sizi atıyoruz bir kenara, yeni bir şey çıkartıyoruz’ demenin de bir manası yok. Haklarımız neyse onlar için mücadelemizi vermek zorundayız. UBER davayı kazanırsa da yapacak hiçbir şey kalmaz, biz de Uber’e geçeriz, bu bir program sonuçta” diye konuştu.
‘DEVLET BİR ZAHMET DÜZELTSİN’
“Uber bizim ekmeğimize engel olmadığını iddia ediyor ama şu anda bütün havalimanlarını, otelleri rehin aldılar” diyen başka bir taksici şunları söyledi: “Bir de bizim yakın mesafe yolcusu taşımadığımız da yalan. Gece 12.00’de sıraya giriyorum, sabah 06.00’da yolcu alıyorum o da 15 liralık oluyor. Sırf Uber’i yasalaştırmak için yalan söylüyorlar. Şimdi 18 bin taksi var, ikiyle çarpınca 36 bin taksici yapar. Bunun içinde muhakkak kötü olanlar var ancak kalkıp hepsini kötü yere koymak doğru değil. Hükümetten talebimiz Uber’i kesinlikle kaldırması. Şu dönemde bırakın yakıtı çıkartmayı, cebinden yakıt parasını verip de evine giden taksi şoförleri var, ben de buna dahilim. Uber davayı kazanırsa ya bu araçların hepsini teslim edeceğiz ya da devlet bir zahmet bu işi çözüme kavuşturacak. İşlerine geldiği gibi her yasayı yapıyorlar, bunu da bir zahmet düzeltsinler.”
UBER SÜRÜCÜSÜ OLMAK İÇİN SINAVA GİRİLİYOR
Evrensel'e konuşan bir Uber şoförü, işe başlama sürecini şöyle anlattı: “Uber şoförleri, Uber’den eğitim alıyor. Sınav var, o sınavı geçmeden sürücü olamıyorsunuz. Uber’in 2 saatlik bir sınavı ve semineri var. Onun akabinde sürücü olabiliyor insanlar. Eğitim almadan, o sınavı geçmeden Uber sürücüsü olamıyorlar. 3 giriş hakları var. 3 seferde alamazlarsa bir daha Uber sürücüsü olamıyorlar. Adli sicil kaydı, bir sürü evrak istiyor.” “Yevmiyemizi çıkardık, çıkartamadık” gibi bir dertleri olmadığını anlatan Uber şoförü, şöyle devam etti: “Uber’in size yatırdığı paraları, her ay vergi dairesine tebliğ ederek vergilerini ödüyorsunuz. Taksicilerden çok daha fazla vergi veriyoruz. Kendi aracı olanlar var, şoför olanlar var. Çalışma saati diye bir şey yok, ne zaman müsait olurlarsa, ne zaman çalışmak isterlerse o zaman çalışıyorlar. Hukuki süreç devam ediyor.”
İnsanların rahat ve şoförlerin saygılı olması nedeniyle Uber’i tercih ettiğini söyleyen şoför, “Her şeyden önce aracına bindiğiniz insanın kim olduğunu biliyorsunuz. İstedikleri an şikayet edebilecekleri yer var. Uygulama üzerinden hemen Uber’e yazıp anında cevap alabilirler. Şikayet üzerine sistemi kapanan bir sürü sürücü var” diye konuştu.
‘TAKSİCİLER İŞİNİ DÜZGÜN YAPMALI’
Konuyla ilgili fikrini aldığımız yurttaşlar taksicilerin işini düzgün yapmadığı eleştirilerine katılıyor. Bir müşteri “Taksiciler halka dürüst davranırlarsa, sahte para vermezlerse, milleti dolandırmazlarsa millet niye Uber kullansın? Taksicinin müşteriye saygılı davranması lazım, yakın, uzak aramaması lazım. Taksicilerin kooperatif başkanları daha sıkı davranmalı bu konularda. Bir araçta müşteri dolandırılmışsa o aracın ruhsatına el koyup trafikten men edilse bir daha kimse yapmaz” dedi. “Bence sarı taksi daha iyi” diyen bir başka yurttaş ise, “Uber de kullandım, sarı taksilere göre daha konforlu olduğu doğru ama müşteriye saygı meselesi insandan insana değişir” diye konuştu.
Yurttaşlardan biri, “Adaletli bir rekabet yok. Sonuçta sarı taksiciler çok büyük paralar vererek o taksiyi alıyorlar. Taksiler daha iyi, daha mantıklı” derken başka bir yurttaş ise şunları söyledi: “Taksici esnafı kendisine göre haklıdır çünkü yüksek miktarda para ödeyecek bir de karşısına Uber diye bir rakip çıkartacaklar. Taksicilere yöneltilen eleştiriler de bir noktada haklı. Mesela havalimanlarında müşteri alınca yakın mesafelere gitmiyorlar. Ancak taksiciler demokratik yöntemlerle haklarını aramalıdır.”
ÇÖZÜM KONFORLU, GÜVENİLİR KAMUSAL TOPLU TAŞIMADA
Oktay KARGÜL
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yöneticisi
İstanbul dünyanın en yoğun trafiğine sahip metropol şehirlerden biri ve trafik, özellikle İstanbul başta olmak üzere, her gün karşılaştığımız önemli bir problem olarak karşımıza çıkmakta. Günlük hayatta çok fazla vakit kaybına neden olan trafik problemi yıllardır süregelen ulaşım altyapı yetersizliğiyle günbegün çığ gibi büyümeye devam etmekte. Bu problem henüz çözülememişken bugün karşımıza ulaşımla ilgili yeni bir tartışma çıkmıştır: Uber.
Uber günümüz inovatif şehirlerinin sonucu olan bir taşıma modelidir aslında. Değişimin beraberinde getirdiği bir sistem. Kent ekosisteminde bu değişimler vardır ve var olmaya devam edecektir. Birçok ana başlık yeni modelleri karşımıza çıkarmaktadır. Bu yeni sistemler aslında paylaşım ekonomisinin de parçasıdır. Uber, Airbnb, Blablacar vs… Ve bu sistemlerin temel bir artısı var. O ise müşteri memnuniyeti üzerine kurulu sistemler olmaları. Yani kaliteli, konforlu, güvenilir ulaşım.
Süre gelen sarı taksi-Uber tartışmasının tabii ki ekonomik bir boyutu var, yani plaka rantı. Fakat bir şehir plancısı olarak ben bu tartışmayı kamusal ulaşım kavramı üzerinden ele alıyorum. Uber sisteminin kaliteli, konforlu ve güvenilir ulaşım kavramlarıyla ön plana çıkması bir kamu hizmeti olan toplu taşıma sisteminin eksiklerini ortaya çıkarmaktadır. Bu tartışmanın bu denli ilgi görmesinin gizli aktörlerinden birisi toplu taşıma sistemidir. Toplu taşıma sisteminin plansızlığıdır. Fizibilitesi yeterli yapılmayan güzergah tercihleri, sefer saatleri, sefer sayıları, ücret politikası, hâlâ kent genelinde etkin olmayan raylı sistem ağı… insanların günlük hayatta toplu taşıma yerine özel araç tercih etmelerinin temel sebebidir. İstanbul’da yaşayan biri, yılda fazladan ortalama 219 saatini trafikte geçiriyor. Trafikte ortalama yüzde 58’lik bir gecikme yaşıyor. Asıl bunların önüne geçilmeli ve insanların toplu taşımayla kaliteli, konforlu ve güvenilir bir şekilde istedikleri yerlere erişebilmelerini sağlamalıyız. Bunun için de öncelikle bütüncül bir planlama anlayışıyla güzergah olarak genişletilmiş deniz taşımacılığı ve konforlu bir raylı sistem ağı ile entegre bir toplu ulaşım sistemi oluşturmalıyız.