Halepçe Katliamı'nın 30. yıl dönümü!
Halepçe Katliamı'nın 30. yıl dönümünde siyasi partiler Evrensel'e konuştu: Kürt meselesi için barışçıl, demokratik çözüm başlatılmalıdır.
Serpil BERK
Diyarbakır
Halep Katliamının 30. yıl dönümüne dair konuşan Bölge’deki siyasi parti temsilcileri, Halepçe Katliamı’nın etkisinin bugün de sürdüğünü belirterek, Kürt meselesinin barışçıl, demokratik siyasal çözümü için görüşmelerin başlatılması gerektiğini, kendilerine düşenin ise barış için mücadele etmek olduğunu söyledi.
Saddam Hüseyin tarafından Halepçe’de Kürtlere yönelik gerçekleştirilen katliamın yarın 30. yıl dönümü. 16 Mart 1988 yılında Irak’ın Halepçe kentinde elma kokusu olan zehirli gaz bombalarını taşıyan 8 MiG-23 uçağı Halepçe’yi 3 gün boyunca bombaladı. Halepçe Katliamı’nda Kürtler, İran askerleri ve peşmergelerle birlikte 5 binden fazla insanın öldüğü, 7 binden fazla insanın da yaralandığı açıklandı. Ancak rakamın daha da büyük olduğu belirtildi.
‘TALEPLER GÜVENLİK SORUNU OLARAK GÖRÜLÜYOR’
Partiya Sosyalîst a Kurdistan (PSK) Genel Başkanı Mesud Tek, “Üzerinden bunca yıl geçmesine karşın, kimyasal silahlardan etkilenenlerin çocukları özürlü doğuyor. Halepçe Katliamı ve ondan daha büyük ve kapsamlı olan Enfal operasyonları binlerce köyün, onlarca kasabanın yerle bir olmasına, 200 bine yakın kişinin yok edilmesine neden oldu. Etkisi onlarca yıl sürecek ruhsal tahribatlara yol açtı” dedi. Kürtlerin ulusal demokratik haklarından yoksun olduğunu ifade eden Tek, “Devletler, Kürtlerin ulusal demokratik taleplerini bir beka ve ulusal güvenlik sorunu olarak görmeye devam ediyorlar bu nedenle sosyal, siyasal ve kültürel hak mücadelesine en sert şekilde karşılık veriyorlar. Kuşkusuz bu politika devam ettikçe, Kürtlerin temel hakları tanınmadıkça Kürtler katliamlarla da yüz yüzeler” dedi.
‘MAZLUMİYET DEVAM EDİYOR’
Azadî Hareketi Siyasi İşler Sorumlusu Avukat Sıdkı Zilan ise Halepçe bir milattır. Mazlumiyetin zirvesidir. Dünya çapında bu mazlumiyetten kaynaklı bir duygudaşlık oluştu. Güneydeki statünün kısmen Halepçe mağduriyetinin kefareti olduğu söylenebilir ama Kobanê, Şengal, Kerkük ve Afrin pratiği de gösterdi ki mazlumiyet devam ediyor” dedi.
‘BUGÜN YAŞANANLAR DÜNDEN FARKLI DEĞİL’
Kürtlerin binlerce yıldır bu topraklarda baskı altında tutulduğuna dikkat çeken Halkların Demokratik Partisi(HDP) Diyarbakır İl Eş Başkan Yardımcısı Mustafa Akengin, “21. yüzyılda Halepçe başta olmak üzere yaşanan katliamlar karşısında Kürt halkının birlik olması gerektiğine dikkat çekerek, “16 Mart 1988 Kürtler için kara bir gündür. Zalimlerin sonunun nasıl olduğunu tüm Ortadoğu halkları gördü. Bugün yaşananların dün yaşananlardan farklı olmadığını görüyoruz. Ülkeleri yönetenlerin bu yaşananlardan ders çıkarmadıkları için aynı akıbeti yaşayacaklarını düşünüyoruz”dedi.
‘95 YILDIR ÇÖZÜMSÜZLÜK DİRETİLİYOR’
Halepçe Katliamı’nın bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirildiğini söyleyen Partîya Azadiya Kürdistanê (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, “Türkiye, Irak, İran ve Suriye devletleri Kürtler dünyanın hiç bir yerinde bir statü, hiç bir hak ve özgürlük elde etmesinler diye el birliği içindedirler. Ama ne Halepçe, ne Enfal özgürlük mücadelesini durduramadı. Bugün Kerkük ve Afrin’de, OHAL ve savaşla Kürtlerin tüm kazanımlarını ortadan kaldırma girişimleri de beyhudedir. Türkiye devleti 95 yıldır bu çözümsüzlük siyasetinde diretiyor. Savaşa, OHAL’e, Afrin’e operasyona son verilmeli, Kürt meselesinin barışçıl, demokratik, siyasal çözümü için tüm Kürt partileriyle görüşmeler başlatılmalıdır” dedi.
‘BİZLERE DÜŞEN BÖLGE’DE BARIŞ İÇİN MÜCADELE’
Emek Partisi (EMEP) Bölge Örgüt Yöneticisi Umut Yeğin, “Emperyalistler ve bölge gericiliklerinin kirli hesapları yıllardır bölgede Kürtler başta olmak üzere bir çok halktan yüz binlerce insanın katliamına neden oldu. Ama Halepçe Katliamı’nın ardından yıllar geçmesine rağmen Kürt halkı eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesinden vazgeçmedi” dedi. “30.yılında Halepçe’de yitirdiğimiz insanları anmanın en önemli yolu bölgede yürütülen gerici politikalara karşı mücadele etmektir” diyen Yeğin, şunları söyledi: “Bugün ülke içinde tek adam rejimini güvenceye almak üzere, “güvenlik” adına yapıldığı söylense bile Kürtlerin demokratik kazanımları yok edilmekte. Kürt halkının ulusal taleplerinde güvenlikçi politikalar adı altında çözümsüzlük dayatılmaktadır. Suriye ve Ortadoğu’da ABD ve Rusya’nın çekişmelerine adeta alet olan Türkiye, kendi topraklarındaki Kürtlerin demokratik barışçı çözüm taleplerini göz ardı ederek, bugün adeta ülkede şoven bir dalga üzerinden gerçekleştirdiği Afrin harekatı ile hem daha fazla insanın ölümüne hem de ülkede Kürt sorununun çözümsüzlüğünün derinleşmesine neden olmuştur. Afrin’de sivillerin öldüğüne dair UNİCEF ve BM’nin açıklamaları var. Dolayısıyla Halepçe Katliamı’nın yıl dönümünde bizlere düşen görev Bölge’de barış için, ülkede ise OHAL’e ve tek adam rejimine karşı demokrasi için mücadele etmektir.”