Bitkilerin evrimi ve sudan karaya geçiş -2: Dinozorlar çağı
Dinozorlar, 250 milyon yıl önce sürüngenlerden evrimleşmiş ve yaklaşık olarak 65 milyon yıl önce büyük bir yok oluşla birlikte nesilleri tükenmiştir.
Dinozorlar, 250 milyon yıl önce sürüngenlerden evrimleşmiş ve yaklaşık olarak 65 milyon yıl önce büyük bir yok oluşla birlikte nesilleri tükenmiş bir takımdır. Bu canlılar, timsahlarla aynı atayı paylaşırlar. Bu canlılar, sırasıyla “kertenkele kalçalılar” ve “kuş kalçalılar” anlamındaki Saurischia ve Ornitischia takımlarına ayrılarak sınıflandırılırlar. Bu ayrım kalça kemiği yapılarına bakılarak yapılmıştır.
KUŞ KALÇALILAR
Kuş kalçalı dinozorlar Theyraphora ve Cerapoda olmak üzere ikiye ayrılır ve genellikle otçullardır. Bu canlılar etçillere karşı ciddi silah ve zırhlar geliştirmişlerdir.Theyreophora grubunun ortak atası olduğu düşünülen bir canlı yaklaşık 2 metre uzunluğundadır. Diğer türlere göre küçük olan bu canlının üzerinde seyrek bir zırh yapısı görülebilir.
Triceratops türü ise boynuzlu dinozorların en büyüğüdür. Bu tür ile T-Rex arasında ciddi bir av-avcı ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Bu türün bazı fosillerinde T-Rex’e ait olduğu düşünülen diş izlerine rastlanmıştır.
KERTENKELE KALÇALILAR
Kertenkele kalçalılar da Sauropodomorpha ve Therapoda olmak üzere ikiye ayrılır. Sauropodomorphalar dünya üzerinde yaşamış en büyük otçul canlılardır. Therapodalar ise tamamı etçil olan tarihin en korkunç yırtıcılarını içerir. Kuşlar yani Aves sınıfı da Therapodlardan evrimleşmiştir. Brachiosaurus, sauropodların önemli bir örneğidir. Bu canlılar, uzun boyun ve kuyruk yapılarıyla dikkat çekerler. Bu türün başka bir özelliği ise ön ayaklarının uzun, arka ayaklarının kısa olmasıdır. Bu da bizlere bu canlının yerdeki otlarla değil, daha yüksekteki yapraklarla beslendiğini düşündürmektedir. Grubun bir diğer üyesi olan Argentinosaurus ise 100 tona ulaşabileceği düşünülen ağırlığı ile yeryüzünün en büyük canlısı olma özelliğini taşıyor.Tyrannosaurus türünün en bilinen örneği Tyrannosaurus Rex’tir.
EVRİMLEŞME SÜREÇLERİ
Peki yeryüzünün en büyük ve en yırtıcı canlıları günümüzdeki kuşlara nasıl evrimleşti? Bu sürece daha yakından bakmak için kuşlar ve dinozorları bağlayan özellikleri inceleyeceğiz. Bunların ilki kuluçka ve yavru bakımı. Therapoda sınıfından Citipati isimli türün fosili kuluçka halindeyken bulunmuştur. Başka bir fosilde ise bir dinozor embriyosu bulunmuş ve diş yapısı gözlenememiş. Bu da dişsiz dinozor yavrularının kuşlar gibi anneleri tarafından beslendiğini ortaya koyuyor. Kuşların ve dinozorların iskelet yapısı da birçok ortak özelliği barındırır. Bu canlıların boyun, bilek ve kuyruk yapıları çok fazla benzerlik gösterir. Lades kemiği de iskelet yapısıyla alakalıdır. Therapod grubundan olan Allosaurus ve Velociraptor canlılarında da bu yapı görülür. Akciğerler iskeletle de bağlantısı olan başka bir ortak özelliktir. Kuşlarda karmaşık bir hava kesesi yapısı bulunur, bu keseler kemiklerin içine doğru uzanıp canlıyı hafifletir. Velociraptor gibi Therapod türlerinde de bu yapı gözlenmiştir.Tüy yapısı dinozorlar ve kuşlar arasındaki en bağlayıcı özelliktir. Arcaeopteryx, bulunan ilk tüylü fosillere sahiptir. Tüyler, bizlere kuşların dinozorlardan geldiğini anlamamızda ipuçları sağlar fakat bu durum dinozorların kuşların atası olduğunu ifade etmez. Birçok dinozor türünde kuşlarınkine benzer tüy, kanat ve ağız yapısı gözlemlenebilir ve hatta bu yapılar günümüzdeki kuşların yapılarına öncülük etmiştir fakat bu canlılar arasında uçma özelliğini henüz kazanamamış olanlar vardır. Ayrıca bu türlerin bacak yapılarına bakıldığında da kuşlardan farklı oldukları görülebilir. Günümüzde yaşayan kuşlar, Theropodlardan kalan etçil durumu devam ettirmektedirler. Çoğunlukla böcekçil beslenmelerine karşın otçul türler de bulunur.
DİNOZORLARIN YOK OLUŞU
Geçen sayıda Kretase döneminin sonunda gerçekleşen büyük bir yok oluştan bahsetmiştik. Bu yok oluş birçok tür gibi dinozorların da yok olmasına sebep oldu. Böylesine büyük bir yok oluştan kuşların nasıl etkilenmediği olayla ilgili sorulan en önemli sorulardan biridir. Bu konu ile ilgili birçok hipotez bulunuyor fakat biz en çok kabul göreninden bahsedeceğiz. Bu yok oluşta 1,5 metreden büyük bütün canlılar yok olurken küçük yapılı ve uçabilen kuşlar ile gececi ve toprak altında yaşayan ilkel memeliler hayatta kaldı. Büyük yok oluştan sonraki Paleosen döneminde kuşlar baskındı ve dinozorlardan kalan boş nişlerde çeşitlendiler. Bu çeşitlenme günümüzde hala devam etmektedir.
KAYNAKÇA
Zahide Beyazıt’ın Evrim Ağacı tarafından 2015 yılında düzenlenen Türkiye Evrimle Tanışıyor etkinliği kapsamında “Kuşların Evrimi” başlıklı konuşmasından yararlanılmıştır.
· Huxley, T.H. (1868). "On the animals which are most nearly intermediate between birds and reptiles". Annals and Magazine of Natural History. 4th 2: 66–75
· HEİLMANN, G. (1926): The Origin of Birds. Witherby, London. ISBN 0-486-22784-7 (1972 Dover reprint)
· Martin, Robert A. Missing links:evolutionary concepts and transitions trough time. (pp. 141-163)
· Tattersall, Ian. Paleontology: a brief history of life (pp.80-112)