21 Mart 2018 17:24

Gelecek kaygısı daha fazla yıpratmadan...

'Alan derslerinin saati artırılmak yerine, derste şeriatın övüldüğü, diktanın desteklenip propagandasının yapıldığı zorunlu din dersi iki saat oldu.'

Paylaş

Mustafa Azmi Doğan Anadolu Lisesi'nden bir öğrenci
ANKARA

Okulların gündeminde son günlerde çoğu liseli gencin aklına takılmış olan alan seçimi var. Bu seçimi yaparken hangi alana daha yatkın olduğumuzu, hangi mesleği istediğimizi ya da hangi mesleği sevdiğimizi göz önünde bulundurmak yerine ileride nasıl aç kalmayız diye her gün farklı bir meslek arar olduk. Çoğu liseli arkadaşımız, istediği ve sevdiği bir aktiviteyi sınav kaygısından dolayı yapamaz oldu. Eve gittiğinde rahatça yatağına uzanıp müzik dinleyemez, özgürce kitap okuyamaz, spor yapamaz oldu. Bunları yapsak bile gelecek kaygısı gençliği hem ruhsal hem de bedensel açıdan yıprattı. Bu sınav sistemi gençlerin psikolojisini yıpratarak kimisinin ruh sağlığını bozdu kimisini de intihara sürükledi. Sınavda istediği sonucu alamayan öğrenciler ise kendilerini öldürdü.

SINAV SİSTEMİ VS MÜFREDAT

Gelecek kaygısı yaşayan öğrenciler genellikle 11. ve 12. sınıfta temel liselere, özel okullara geçiş yapıyor. Çünkü devlet okullarında verilen eğitim öğrencilerin kaygısını ve endişelerini dindirmiyor. Özel okullara, temel liselere geçiş yapamayan öğrenciler, gidebilirse dershaneye gidemezse de evde kendisi çalışmak zorunda kalıyor.

Tüm bunlar yaşanırken bu sene gelen ve seneye yürürlüğe girecek olan yeni müfredatta, tüm liselerde zorunlu din dersi iki saate çıkartıldı. Gerici ve dinci eğitim sistemi her yönüyle eleştirilip verilen eğitim öğretimin yeterliliği sorgulanırken şimdi de alan derslerinin saati arttırılmak yerine, derste şeriatın övüldüğü, diktanın desteklenip propagandasının yapıldığı zorunlu din dersi iki saat oldu.

MÜZİK DERSİNDE YENİ DÖNEM

Yeni müfredatla gelen bir diğer değişim de müzik dersinin iki saate çıkartılması. Sporu ve sanatı desteklemeyen bu gerici sistemin yaptığı değişiklik bizi hayli çok şaşırttı. Fakat şaşkınlığımız çok sürmeden gerçeği öğrenmiş olduk. Boğucu eğitim sisteminin içinde az da olsa nefes alıp dinleneceğimizi düşünürken müfredata eklenen konular bizleri çok şaşırttı. Öncelerinde müzik dersinde halk müziği, rock müzik, sanat müziği, marşlar öğrenirken şimdi ise ezan, ilahi, tasavvufi müzik vb. konuları öğrenmek zorunda kalacağız. 

Bunun doğrultusunda okulumuzda, okul müdürü ve idaresi okulda yapılan tüm etkinliklerde hazırlanan müzikleri zorla değiştirdiler ya da programları iptal ettiler. Okul müdürü okulumuzun mezuniyet töreninde İngilizce parça söyleyen öğrencileri tören sonunda azarlayıp öğrencilere “Neden Türkçe söylemiyorsunuz?​” diye bağırdı.

BUNLARA KARŞI BİLİMİN IŞIĞI

Törende söylenen İngilizce parçaya bile tahammül edemeyen bu zihniyet, gerici eğitim sisteminin ta kendisidir. Bu gerici eğitim sistemi tüm gençliği bilimden uzaklaştırıp karanlığa sürüklüyor. Sanatı, sporu desteklemeyip dini bahane ederek gençliğin aklını karanlığa boğuyor. Gerici eğitim sisteminin birer kurbanı olan biz gençler bu sisteme karşı birleşmeliyiz. Sonu belli olmayan bu karanlığa karşı örgütlenip, gençliği bilimin ışığında bilinçlendirmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Çorbada sizin de tuzunuz olsun

SONRAKİ HABER

‘Sadece söyleneni yapın’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa