Kayseri'de işçi tiyatrosu: İşçiyi, işçiye, işçiyle anlatanlarız!
Kayseri OSB'de çalışan işçiler, Yücel Sarpdere’nin 'Nasıl Kalkındık Ama' oyununu sahnelemeye hazırlanıyor.
Ahmet AKARSU
Kayseri
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde, çeşitli işlerde çalışan işçiler tiyatro yapıyor. Yücel Sarpdere’nin “Nasıl Kalkındık Ama” isimli oyununu sahneleyecek olan işçiler ile tiyatro yapma fikrinin nereden çıktığını, seçtikleri oyunun sebebini ve çağrılarını konuştuk. Yeni oyunlarının heyecanını yaşayan işçiler, yaptıkları tiyatro aracılığıyla işçiyi, işçiye, işçiyle anlattıklarını ifade etti.
‘TİYATRO ELİT KESİMLERİN GİTTİĞİ BİR YER DEĞİL’
Hacı Kurban, tiyatroda “kahveci” rolünü canlandırıyor. “Tarihten bugüne kadar kralların tahtından tacına kadar işçiler emek harcamıştır. Ama hiçbir işçinin adını söyleyen kral yoktur! Şimdi sıra işçilerdedir. İşçiler kendi sözünü söylemek üzere bu kez tiyatroyu seçmiştir” diyen Kurban, şunları söyledi: “İnsanların bir araya geleceği etkinliklerin olması her zaman önemli bir yerde durmuştur. Bunun adı bugün tiyatrodur, yarın başka bir şey olacaktır. İşçi tiyatrosunu seçme sebebimiz ise, yıllarca tiyatro ‘elit kesimlerin gittiği bir yerdir’ algısını yıkmak üzere bir hamledir. Elbette amatör ruhla yapılacak bir oyun olacaktır. Umarım beğenirsiniz.”
‘İŞÇİ KENDİ İÇİN MESAİ YAPINCA GAYET KEYİFLİ’
Oyunda hazır cevap bir fabrika işçisi olan “Ali” karakterine hayat veren mobilya işçisi Cemal İşler, bu tiyatroyla işçilerin her şeyi yapabileceğini gösterdiğini vurguladı. Sürekli fabrika-ev arasında git gel ile hayatın dönmediğini belirten İşler, “Mesela bence en önemli şeylerden birisi, fabrikada çalışırken mesaiye kalınca iştah olmuyor. Ama iş çıkışlarında yorgun gelip, tiyatro provalarında mesai harcamak gayet keyifli… Bu tiyatro iyisiyle, kötüsüyle bizlere çok şey kattı” dedi.
İşçilerin yaşantısını birebir yansıttığını ve tiyatroda bir işçinin eşini oynadığını söyleyen Özlem Üçler, “İşsizliğin rekor seviyelere ulaştığı, geçim kaygısının arttığı bugünlerde işçilerin vermiş olduğu mücadeleyi ele alan bir oyunu oynamayı çok değerli görüyorum. Ev kadınlarının da yaşadığı sıkıntılara değinen bir oyun… Kendinizi göreceğiniz bir oyun… İyi seyirler dilerim” diye konuştu.
‘BAŞKA BİR İŞÇİ ARKADAŞIMA BORÇLUYUM’
“Mehmet” karakterini canlandıran metal işçisi Yunus Avcı, daha önce tiyatroya hiç gitmemesine rağmen bir oyunda rol almasının kendisini heyecanlandırdığını ifade etti. Bunun işçi bir arkadaşının sayesinde olduğunu aktaran Avcı duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Neredeyse başrol diyebileceğim bir rol alıyorum. Bu ilgiyi başka bir işçi arkadaşıma borçluyum. İşçilerin neler yaşadığını ön plana tiyatro vb. şeylerle çıkartmak, izleyicilerin akıllarında daha kalıcı olacağını düşünüyorum. Kısacık bir anı anlatayım; kız kardeşimin nişanını sırf tiyatro var diye bir hafta erteledik. Canhıraş çalıştık. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.”
‘İşçiler sadece ölmemek için yemek yesin ve bizim için çalışsın’ diye düşünenlere tepki gösteren İskender Yavuz işçilerin şiir-müzik-heykel-tiyatro hepsini yapabilecek yeteneğe sahip olduğunu vurguladı. İşçileri kültür sanat etkinliklerinden uzak tutanlara inat sanatla ilgilendiklerini aktaran Yavuz, “Biz işçiler olarak özgür bir dünya için tiyatro da yapabileceğimizi gösterdik. İşçiyi, işçiye, işçiyle anlatanlarız” dedi.
YÖNETMEN UYGUR ORHAN: ‘GÜNCEL BİR OYUN’
Oyunun yönetmenliğini üstlenen Şair-Ressam Uygur Orhan ise şunları söyledi: “Aslolan o içimizdeki heyecandır. Bunu gerçekleştirmeye çalıştık. En alttakilerin en diptekilerin yaşamsal gerçekliği hep sömürü üzerine kuruluydu. Sermayenin bu kadar azgın saldırılarına karşı bizim de bir ses çıkarmamız gerekliydi. İşçi sınıfının yazdığı en küçük bir mısra, konuştuğu ve dramatize ettiği en küçük bir replik, boyadığı küçük bir duvar bizim için gerçekten çok önemlidir. Sanatın, fildişi kulelerde yapılmayacağını, içsel romantik mırıldanışlarla sergilenemeyeceğini biliyorduk. Güncelliği ve yakıcılığı bir gerçeklik gibi yüzümüze çarpıyor işte…”