28 Mart 2018 00:45

'Sykes-Picot ve Lozan sistematiğine geri dönülmeye çalışılıyor'

Ortadoğu’da Kürt meselesini ve yaşanan gelişmelerin Kürt meselesi açısından nasıl bir gidişata yol açtığını Siyaset Bilimci Vedat Koçal ile konuştuk.

Paylaş

Serpil BERK
Diyarbakır 

Türkiye, Afrin operasyonu sonrası Şengal ve Minbic’e de operasyonlar yapacağını gündeme getirdi. Yeni savaş sinyallerinin tartışıldığı bir dönemde Ortadoğu’da Kürt meselesi ve tüm bu gelişmelerin Kürt meselesi açısından nasıl bir gidişata yol açtığını Siyaset Bilimci Vedat Koçal ile konuştuk.  Öncelikle Afrin operasyonunu değerlendiren Koçal, Afrin operasyonunun 2019 seçimine yatırım olmasından daha çok ekonomik, siyasal, diplomatik ve ideolojik yanlarının olduğunu söyledi. Afrin operasyonu ile Kobanê sürecinde Kürt halkında oluşan ulusal birlik havasının boğulmaya çalışıldığını belirten Koçal, “Tekrar Kürtler merkezi egemen devletlerin kültürel azınlıklarıymış görüntüsüne yani Sykes-Picot ve Lozan sistematiğine geri döndürülmeye çalışılıyor” dedi. 

Afrin operasyonunun nedenlerini sıralayan Koçal, “Sivil olarak baktığımda bu seferin niye düzenlendiğine dair öncelikle ekonomik neden görüyorum. 2008’de Amerika’da başlayan ve Türkiye’yi 2013’ten beri ciddi biçimde etkileyen ve döviz dalgalanmalarına, hayat pahalanmalarına neden olan ekonomik krizi toplumsal bilinçte geçiştirme aracıdır. Dikkati oraya yöneltmek amacıdır. Tuttuğu da gözlemleniyor. Afrin operasyonunun 2. nedeni diplomatik bir sefer olmasıdır. Türkiye oyuna dahil olmak istiyor. Ülkeler arası, uluslararası süper güçler arası oyuna dahil olmak istiyor ama ortada bir gerçek var Türkiye süper güç değil alt emperyal devlettir. Küresel değil bölgesel emperyalist dolayısıyla küresel emperyaliste yaslanmak istiyor” dedi.

‘AFRİN İDEOLOJİK, POLİTİK BİR OPERASYONDUR’

“Afrin operasyonu ideolojik bir seferdir” diyen Koçal, “Ben kişisel olarak Afrin operasyonunun 2019 seçimlerini kazanmaya dönük bir oy manipülasyonu olduğuna inananlardan değilim. Bence bu kadar basit değil. Sadece bir seçim için bu kadar ciddi bir yatırım yapmaz. Türk milliyetçiliğiyle İslamcı Türkiye muhafazakarlığını ortak bir paydada birleştirme girişimi söz konusu burada. Yeni bir devlet ideolojisi inşa ediliyor. Ortaya çıkarılan seküler olmayan Müslüman olan bir Türk milliyetçiliği. Çünkü yönü Ortadoğu yani Müslümanların olduğu bir coğrafyaya saldırma durumu. Suriye’ye müdahale ilk Türkmen Dağı söylemiyle ortaya çıktı. Bugünde ÖSO için söylemlerde Türkmen tugaylar var deniyor. Politik bir seferdir Afrin. Sadece AKP’nin 2019 politikası olarak tanımlanamaz öyle olsa CHP buna karşı çıkardı “diye ifade etti. 

‘KOBANÊ SÜRECİYLE DUYGU BİRLİĞİ BAŞLADI’

 Ortadoğu’da Kürt halkıyla ilgili en önemli yapısallığın Sykes-Picot düzeneği olduğunu belirten Koçal şunları söyledi: “Dört egemen devlete bölünmüş coğrafyasız, devletsiz bir halk yapısallığı geleneği vardır. Lozan ile de desteklenen bu yapısallık 2011’den sonra ciddi bir sarsılmaya uğradı. En önemli faktörlerden biri Kobanê savaşı ve Şengal trajedisiydi. Her iki savaşta sivillere yönelik bir savaştı. Yüz binlerce insan kuzeye geldi. Hem göçmenlerin gelip kuzeye sığınması hem de asker destek vermek amacıyla kuzeyden insanların Kobanê’ye gitmesi iki ana eksende bir ulus halk duygu bütünlüğü üretti. Hatırlayalım Kürdistan yönetiminin birlikleri Türkiye topraklarından geçip giderken Kobanê’ye destek için  Nusaybin ve Cizre’de törenlerle karşılanmışlardı. Komşu bir ülkenin ordusu savaşa gidiyor gibi değil de sanki kendi güvenlik güçlerini karşılıyorlarmış gibi saatlerce törenler düzenlendi. Haberlerden hatırlayalım Kobanê de kuzeyden çok kişi yaşamını yitirdi. Bu noktada Siykes-Picot’un dört parçada sınırlılıklarını aşan bir duygu birliği oluşmaya başladı. Kürtlerin bıra kujî (kardeş kavgası) tarihini aşan, onu ciddi anlamda değiştiren bir süreç yaşandı. 3 parçalı bir duygu birliği kurulmaya başlandı. İlişkilerin gelişmesiyle beraber egemen devletlerin himayesinde yaşayan azınlık Kürtler değil de Ortadoğu da Türkler, Araplar, Farslar gibi Kürt ulusunun da olduğu bir duygusallık üretti” diye konuştu.

‘KÜRT ULUSAL DUYGU BİRLİĞİ BOĞULUYOR’

Kürtlerin Sykes-Picot’a ve Lozan’a geri döndürülmeye çalışıldığını söyleyen Koçal, “Yapılan Kürt ulusal duygu birliğini boğma projesidir. Rusya’nın Türkiye’nin Afrin operasyonuna destek vermesi tamamen böyle adlandırılabilir. Amerika’nın Menbic operasyonuna muhalifmiş gibi görünüp doğrudan bir çıkış yapmaması böyle yorumlanabilir. İran’ın Bağdat’a baskı yaparak referandumu işlevsiz hale getirmesi böyle anlamlandırılabilir. İki basamak kuracağım burada birincisi süper güçler Amerika ve Rusya ikincisi, bölgesel güçler İran, Türkiye, Irak, Suriye rejimi gibi. Tekrar Kürtler merkezi egemen devletlerin kültürel azınlıklarıymış görüntüsüne yani Sykes-Picot ve Lozan sistematiğine geri döndürülmeye çalışılıyor” dedi. 

‘HALKLAR ULUSAL BİRLİĞİ UMUT EDİYOR’

Yaşatılan geri dönüşe Kürt liderlerin de ayak uydurduğunu ifade eden Koçal, “3 parçada ki liderlikler sanki küresel ve bölgesel merkezlerin ürettiği bu yapıyı benimsemiş gibi. PYD YPG belli ki bu kadar yıllık bir savaşı göz ardı edip Suriye’nin siyasi federal yapılarından biri olmayı kabul etmiş görünüyor. Keza Kürdistan liderliği belli ki 1970’lerden beri gelen otonom özerk yapısına geri dönmüş durumda. Türkiye’de ki hareket de bunu kabul etmiş görünüyor. Bütün siyasi operasyonlarına karşı Türkiye siyasal sisteminin muhalif bir yapısı işlevini yürütmeye devam edecek gibi görünüyor. Ulusal birlik söylemleri geliştirirken pratikte 3 ana parçada 3 yapının liderliği de oldukları devletin anlayışını sürdürüyorlar. Halklar ulusal birliği umut etmeye devam ediyor. Siyasi liderler bu halk duygusallığına inmemekte ısrarcı” dedi.


 

ÖNCEKİ HABER

Petrol Ofisi'nde yetki davası: ‘Emek Ofisi’nde sendika düşmanlığı!

SONRAKİ HABER

Benzersiz yabancı: Maksim Gorki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa