Boğaziçili akademisyenler hakim karşısında
Boğaziçili akademisyenlerin duruşması öncesi öğrencilerin de gözaltına alınmasına tepki vardı: Barış talep etmek suç değil eğitim hakkı ihlal edilemez
Barış İçin Akademisyenler’in ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisini imzaladıkları için ‘Terör örgütü propagandası’ ile suçlanan Boğaziçili akademisyenlerin yargılandığı ilk dava Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor. Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen akademisyenler, KESK üyeleri ve Boğaziçili öğrenciler açıklama yaptı.
Açıklamayı okuyan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Can Candan, “Meslektaşlarımız Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun 47 ve Serdar Başçetin'in 43 gündür tutuklu olduğu bugünde Barış için Akademisyenler olarak barışı, ifade özgürlüğünü ve akademiyi savunmak için bir kez daha buradayız.” dedi. Boğaziçili akademisyenlerinin yargılandığı dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret etmesiyle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’nden çok sayıda öğrencinin de gözaltına alındığını hatırlatan Candan, “İfade özgürlüğü anayasal haktır, barış talep etmek suç değildir, olamaz. Eğitim hakkı anayasal güvence altındadır, ihlal edilemez. Tutuklu olan hocalarımız Onur Hamzaoğlu ve Serdar Başçetin ve gözaltında olan 11 öğrencimiz derhal serbest bırakılmalıdır” diye konuştu.
‘ÖZEL BİR PROJE UYGULANIYOR’
Daha sonra konuşma yapan KESK İstanbul Şubeler Platformu dönem yürütmesinden, Eğitim Sen 4 No’lu Şube Başkanı İzzet İldeş ise “Belli bir süreden beri Boğaziçi Üniversitesi’nde özel bir proje uygulanıyor. Özel bir ilgi gösteriliyor. Gerek öğrencilerin gözaltına alınması, öğrencilerin hedef gösterilmesi, akademisyenlerin gözaltına alınmasıyla ilgili bir furya hâlâ devam etmekte. Hem barış imzacılarının, hem de öğrencilerin hak ve hukuklarına sahip çıkmak için buradayız” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye'nin en köklü kurumlarından birisi olduğunu da ifade eden İldeş, “Boğaziçi Üniversitesine girenler yüzde birlik dilimlerle giriyorlar. Ve bu noktada nerede ve nasıl düşünmesi gerektiğini çok iyi bilen öğrenciler. Barışın savunulması belki tarihte hiçbir zaman suç unsuru olarak bu şekilde tanımlanıp bir ironi haline getirilmemiştir. Ama memleketimizde ne yazık ki böyle” şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından duruşmaya geçilirken, Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünden Doç. Dr. Özlem Beyarslan yurtdışında olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. Felsefe bölümü doktora öğrencisi Nevim Borçin duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkeme iki Boğaziçili akademisyen hakkında avukatları tarafından talep edilen derhal beraat ve birleştirme taleplerini reddederek duruşmayı 19 Haziran’a erteledi. (HABER MERKEZİ)