04 Nisan 2018 16:40

Memeli ve insan evrimi

'Homo cinsinin ilk üyesi Homo habilis'te beyin hacmi çok büyümüş, bu türün bireyleri yeni aletler üretmiş ve zorlayıcı koşulda hayatta kalabilmiştir.'

Paylaş

İlk memeli günümüzden yaklaşık 190 milyon yıl önce evrimleşmiştir. Bu ilk küçük memeliler böcekçil beslenirler ve dinozorlarla aynı zamanda yaşamışlardır. Geçtiğimiz sayıda, büyük yok oluşta 1,5 metreden büyük canlılar yok olurken küçük canlıların kolayca çeşitlendiğini söylemiştik. Dinozorların yaklaşık olarak 65 milyon yıl önce yok olmasıyla birlikte, memeliler birçok farklı form oluşturdular. Günümüzde; okyanuslar, yerin altı ve üstü, ağaçların üstü ve hatta hava da dahil olmak üzere neredeyse dünyanın tüm çevresel ortamlarında yaklaşık 4500 farklı memeli türü bulunmaktadır. İnsanların da dahil olduğu memeliler sınıfının ayırt edici özellikleri vardır. Bu özelliklerin en belirgin olanı, bu sınıftaki canlıların vücut yüzeylerinin kıl veya kürkle kaplı olmasıdır. Bu sınıfın dişi bireylerinde süt bezleri bulunur ve bu sayede yavrularını besleyebilirler. Ayrıca bu sınıfa dahil canlıların kulaklarında, sesi iç kulağa ileten üç kemik (çekiç, örs ve üzengi) bulunur.

Memeli sınıfının bizim evrimimiz açısından en önemli canlılarından biri, tüm maymunların ortak atasına çok benzer olan Darwiniusmasillae, günümüzden 46 milyon yıl önce yaşamıştır. İnsanlar, şempanzeler ile 6 milyon yıl önce ayrılmıştır. Ortak atadan ayrıldıktan sonraki ilk tür, Ardipithecus cinsine aittir. Daha sonra bu koldan ayrılan ve yeni bir cins olan Australopithecus, çoğu yerde ilk insan olarak karşımıza çıkan ve Lucy olarak bilinen Australopithecusafarensis türünü kapsar. Bu türün bu kadar bilinmesinin en önemli sebeplerinden biri, insanın bugünkü haline evrimleşmesini sağlayan önemli unsurların bu türün bireylerinde toplanmasıdır. Bu bireylerde iki ayak üzerinde bir dik duruş başlamış ve beyin hacmi büyümeye başlamıştır. Dik duruşla birlikte ellerin boşa çıkması bu canlılara taşları kullanabilme avantajı sağlamıştır. Bu bireyler, kemikleri taşlar yardımıyla kırarak yüksek enerjili kemik iliğini tüketmeye başlamışlardır. Bu bireylerde dişi ve erkek bireyler birbirlerinden farklı görünmeye başlamıştır ve bu da sosyal yapının karmaşıklaştığını gösterir.

İLK İNSAN HOMO HABİLİS

Bu cinsin kalıntılarını taşıyan Homo cinsleri, günümüzden 2 milyon yıl önce ayrılmışlardır. Bu cinsin ilk üyesi olan Homo habilis türünde beyin hacmi çok büyümüş, bu türün bireyleri taşları sivrilterek yeni aletler üretmiş ve bu sayede birçok zorlayıcı koşulda hayatta kalmayı başarabilmişlerdir.

Modern insanın doğrudan atası olduğu bilinen Homo erectus, daha dik ve rahat bir şekilde yürüyebilmesinin bir sonucu olarak yukarıda anlatılan türlerin aksine Afrika’dan çıkmayı başarabilmiş, Asya ve Avrupa’ya da yayılmıştır. Ayrıca bu türün bireyleri ateşi etkili olarak kullanabilmiş ve daha sofistike taş aletler yapmayı başarabilmiştir. 

Homo heidelbergensis, neandertal ve modern insanın yaşamış son ortak atasıdır. Kafatası büyüklüğü modern insanınkiyle neredeyse aynı olan bu türün bilişsel yeteneklerinin çok gelişmiş olduğu düşünülmektedir. Bu düşüncenin kaynağını, türün bireylerinin yapmış olduğu mızrak gibi karmaşık aletler ve ölü gömme adeti oluşturur. Bu adet bizlere, türün ölüm ile yaşam arasındaki farkı ayırt edebildiğini ve yaşam sonrasına dair düşünceler geliştirebildiğini gösterir. Aynı zamanda bu türde, bugünkü kadar karmaşık olmasa da ilkel bir konuşma ve dil gelişimi olduğu düşünülmektedir.

KÜLTÜREL EVRİMİN ETKİSİ

Homo neanderthalensis en çok bilinen Homo türüdür. Bu bireylerin beyin hacmi modern insanınkinden fazla olup çok karmaşık aletler ürettiği bilinmektedir. Soğukta yaşamaya adapte olmuş, avcı olarak yaşayan, yemeklerini pişirerek yiyen ve et ağırlıklı beslenen bu türün kullandığı aletlerde mamut dişlerinin ve kemiklerinin kullanıldığı bilinmektedir. Türün yok oluşunun sebebi kesin olarak bilinmese de modern insanla etkileşime geçmesinin etkili olduğu düşünülmektedir. Modern insanın neandertalleri katlettiği görüşü yaygın olsa da bugün Avrupa kökenli insanların genlerinin yaklaşık %1.5’inin neandertal genlerinden oluşması, iki tür arasındaki çiftleşmeyi ortaya koymaktadır. Türün yok oluşunda çiftleşme gibi etkileşimler sonucu, modern insan tarafından türe geçmiş olan bir hastalık veya başka bir sebebin etkili olabileceği düşünülmektedir. 

Modern insan, yani Homo sapiens, Afrika’da ortaya çıkmış ve daha sonra Avrasya kıtasına kadar yayılmıştır. Bu türde sosyal yaşam oldukça hiyerarşik ve karmaşıktır. Avcılık ve toplayıcılık ayrılmıştır ve bitkiler diyetlerinde daha fazla bulunmaktadır. Vücuduna oranla çok büyük beyne sahip olan bu tür, doğadaki neden-sonuç ilişkisini lehine kullanmış ve bunun sonucunda diğer türlerden daha baskın olmuştur. Basit taş aletlerle başlayan üretim, bugün tüm teknolojik aletleri içerisine katabileceğimiz aletlere dönüşmüştür. Kısacası, insanın bugünkü durumuna gelmesinde biyolojik evrimin yanı sıra kültürel evrimin çok önemli bir etkisi vardır. 

KAYNAKÇA
https://australianmuseum.net.au/humans-are-mammals
https://evrimagaci.org/article/tr/insanin-evrimi-uzerine
https://www.nature.com/scitable/knowledge/library/overview-of-hominin-evolution-89010983

 

ÖNCEKİ HABER

Adalet için 'Şahsiyet' tek başına yeter mi?

SONRAKİ HABER

'Bakanlık inşaatları meşru kılmak için mükerrer plan yapıyor'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa