Altın madeni Kozak’a doğru genişliyor
Kozak Yaylası'nda işletilen altın madeninin üçüncü kapasite artışı bilirkişi keşfinde doğanın nasıl vahşi bir şekilde katledildiğinin keşfi yapıldı.
Özer AKDEMİR
İzmir
Bilim insanları tarafından “ekolojik hassas bölge” olarak adlandırılan Kozak Yaylası'nda işletilen altın madeninin üçüncü kapasite artışı bilirkişi keşfinde doğanın nasıl vahşi bir şekilde katledildiğinin keşfi yapıldı. Keşifte, altın madeninin Kozak’ın en önemli gelir kaynağı olan fıstık çamlarının bulunduğu alana doğru genişlemeye devam edeceği ifade edildi.
İZİNLER USULSÜZ RAPORLAR EKSİK
Koza Altın şirketinden TMSF’ye devredilen Çukuralan Altın Madeninin üçüncü kapasite artışına karşı EGEÇEP, Bergama Belediyesi ve yurttaşlar tarafından açılan davanın bilirkişi keşfi dün yapıldı. EGEÇEP Yürütme Kurulu üyeleri, Dikili eski Belediye Başkanı Osman Özgüven, Bergama ve Dikili’den yurttaşların katıldığı keşif öncesi işletme sahasında konuya dair taraflar görüşlerini ifade ettiler. Bergama Belediyesi Avukatı Serdar Sinan, Çukuralan’dan çıkarılan cevherin 52 kilometre uzaklıktaki Bergama Ovacık Altın madenindeki siyanürle ayrıştırma işletmesine taşındığı belirterek, “Çukuralan’da üretim durursa Ovacık’ta işletilecek cevher olmayacak. Çukuralan’daki madene verilen birçok iznin eksik ya da usulsüz olduğunu ifade eden Sinan, mera kullanım alanına dair izinlerin de alınmadığını dile getirdi.
KAYYUM MARİFETİYLE HUKUKSUZLUK
EGEÇEP avukatı Arif Ali Cangı, öncelikle madenin 1. ve 2. kapasite artışı sürecinde verilen taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesi gerektiğini belirterek, “Aynı bölgede genişleyen bir maden var karşımızda. Kapasite artışları ile birlikte özellikle kümülatif etki konusunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aynı eko sistem içerisinde yer alan Kozak ve Çukuralan’ın birbirini etkilememesi olanaksız” dedi. Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, madene kayyum atanmasının ardından yapılan ÇED toplantısına halkın alınmadığını, bu nedenle ÇED’in usulsüz olduğunu ifade ederken, “Kayyum marifetiyle hukuk dışı bir faaliyet sürüyor şu anda burada. İşletme öncesi 7700 sonrasındaki kapasite artışlarında ise 10.000’in üzerinde ağaç kesildi. Buna değer mi?” dedi. Jeoloji yüksek mühendisi Erhan İçöz ise bölgedeki derelerin kaynağından denize dökülen yere kadar kontrol edilmesi ve suların özellikle asit maden drenajı yönünden izlenmesi gerektiğini dile getirdi. İçöz, “Çok sayıda ağır metalin yer altı sularına süzülmesi olasılığı çok yüksek” dedi.
GERİDE NE KALACAĞINI GÖSTEREN MANZARA
Bakanlık ve maden yetkilileri ise madenin tüm yasal izinlerini tam olduğunu, çevresel etkilerinin ise sürekli bir şekilde denetlendiğini ileri sürdüler. Bilirkişi heyeti ile alanda yapılan incelemelerde açık ocağın devasa bir büyüklüğe ulaştığı ve genişlemeye devam ettiği gözlemlendi. Madenin pasalarının yığıldığı alanda yaptığı iyileştirme ise madenin kapatıldıktan sonra geride nasıl bir manzara kalacağının ipuçlarını verdi. Pasa yığınlarının üzerine iyileştirme amaçlı bitkilendirme çalışmasına rağmen pasa yığınının çok geniş bir şekilde aşağıya doğru kaydığı görülürken, şirket yetkilileri orman arazisi olan o bölgenin iyileştirilmesinden şirketin değil Orman Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu ileri sürdüler. Keşifte bilirkişiler kızılçam ormanı içerisine de giderek incelemeler yaptılar, burada maden yetkilileri ormanda domuzun yanı sıra, yaban keçisi ve yılkı atlarının da olduğunu söylediler.
MADENİN ÖMRÜ 13 YIL DAHA UZADI
Üçüncü kez kapasite arttıran Çukuralan Altın Madeninin yüzde 84'ü ormanlık alanda bulunuyor. Maden bölgesi Kozak kızılçam gen koruma alanı içinde kalıyor. AKP-Gülen Cemaati çatışması sürecinde önce kayyıma ardından TMSF’ye devredilen madenin eski sahibi Akın İpek, FETÖ üyeliğinden kırmızı bütenle aranıyor. 2010 ve 2011 yılında olmak üzere iki kez kapasite arttıran maden son kapasite artışı ile maden alanını 192 ha'a çıkardı. Bergama ilçe merkezine 20, Dikili ilçe merkezine ise 15 kilometre uzaklıkta bulunan maden bu kapasite artışı ile ömrünü 13 yıl daha uzatmış oldu.