İTO’da fark yaratılabilecek mi?
Bülent Falakaoğlu, İstanbul Ticaret Odası'nda 9 Nisan'da yapılacak seçimlere dair yazdı: Bu sefer cemaat ile AKP değil anlayışlar yarışacak.
Gerek bütçesiyle...
Gerekse üye sayısıyla...
İstanbul Ticaret Odası, Avrupa’nın en büyük odası.
Yakın bir dönemde...
AKP etrafındaki sermayenin örgütü MÜSİAD ile Fethullahçı Cemaat’in ‘iş adamı’ örgütlenmesi TUSKON’un yönetimini ele geçirebilmek için kapıştığı bir mevzi idi.
İki sermaye örgütü arasında...
TUSKON’un, kısa sürede bütün illerde faaliyet gösteren, binlerce üyeye sahip etkin bir kuruluş haline gelmesi ve Cemaatin bürokrasideki etkinliğini arkasına almasıyla..
Şiddetlenen çatışma, İstanbul Ticaret Odası 2012 seçimlerine açıktan yansımıştı.
MÜSİAD’ın adayı, AKP’nin kurucu üyelerinden, yakın bir dönemde hayatını kaybeden İbrahim Çağlar, TUSKON’un adayı ile yarışmıştı.
‘Cemaatin’ tasfiyesi ile iç çatışmadan biat dönemine geçildi.
Odaların çatı örgütü TOBB’nin tutumundan bunu net bir şekilde görmek mümkün.
AKP hükümetinin ilk yıllarında...
“Kitabına uygun yolsuzluk yapılıyor” diyen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bugün böyle bir eleştiri yapabileceğine inanan var mı?
Oysa azıcık bir tutarlılık eleştirinin artmasını gerektirdi. Zira Türkiye uluslararası yolsuzluk ligi sıralamasında onlarca sıra birden yükselmiş durumda.
DAYATMALARA KARŞI...
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun üyeleri adına iktidarı sorgulayıcı ifadeler sarf edebileceğini düşünen var mı?
Bir dönem bu mümkündü!
Örneğin 2008 yılında...
“Her TOBB üyesi şirket bir işçi alsa, istihdam sorunu hallolur” diye çıkıştığında dönemin başbakanından şu karşı cevap gelmişti: “Önce hükümet, devlet üstüne düşeni yapsın”.
Oda üyelerinden ‘cesur’ çıkışlar geliyordu art arda: “Zaten işveren üzerinde kanuni zorunluluklar var. Avukat, doktor, engelli istihdamı almak mecbur. Bir de işçi almaya mecbur etmeyin”
Eee aradan geçen zamanda korku dağları büyüdü!
Şimdi aynı Hisarcıklıoğlu şöyle diyor: “Bir Kayserili olarak Sayın Cumhurbaşkanı ile pazarlık yapılamayacağını gayet iyi biliyorum”.
‘Pazarlık’ ne kelime tam bir biat hali!
‘Korkmayın üyelerinizin hakkını savunun’ diyen CHP liderine bile had bildirmeye kalkan bir biat hali.
Süreç odada sessizlik ve mutsuzluk biriktirdi.
Odanın 9 Nisan 2018 pazartesi günü yapılacak seçimleri sessizliği bozacak nitelikte. Çünkü,
“Şeffaf, denetlenebilir, herkese eşit mesafede bir oda” sloganıyla aday olan bir grup var: Yenilikçi Grup.
İstanbul Ticaret Odası seçimleri öncesi grup adına çağrı yapan adına açıklama yapan, Bilişimci- Ekonomist Cem Haydar Bektaş şu çağrıyı yapıyor: Dürüstlük, Hak ve Adalet anlayışı ile çıktığımız bu yolda bu eksiklikleri gidermek, odayı sadece aidat ödenmesi gereken bir masraf kapısı olarak gösteren anlayışı değiştirip oda ile sektörü buluşturabilmek, imkanları herkese eşit bir şekilde taşıyabilmek ve sorumluluk sahibi bir oda yönetimi oluşturarak bu hizmet ve imkanları yapabilmek için destek istiyoruz”.
ÜYELERE UZAK İKTİDARA YAKIN ANLAŞIYA KARŞI
Yenilikçi Grup, ‘Farkındalık yaratmak istiyoruz’ diyor.
Nedenini de şöyle açıklıyor: Oda aidatını ödeyen üyeler birçok şeyin farkında değil! İstanbul Ticaret Odasının imkanlarından yararlanmıyor.
Haydar Bektaş birkaç örmek sıralıyor.
- İTO Sosyal tesisler imkanlarından yararlanamıyoruz, bunlar neler bilmiyoruz.
- Binlerce öğrenciye burs veriliyor, bundan haberdar değiliz.
- Toplanan aidat bir devlet bankasında tutuluyor. Bunun karşılığında banka zaman zaman - düşük faizle kredi alma olanağı sağlıyor. Bundan haberdar değiliz?
- İstanbul Ticaret Üniversitesi odanın bir üniversitesi. Burada öğrencilerimiz bir takım imkanlardan yararlanabiliyorlar ama haberimiz yok.
- Yurt dışından heyetler geliyor bunlardan haberdar edilmiyoruz.
İktidara yakın üyelere uzak bu anlayışa karşı Yenilikçi Grup, oda üyelerine seçime katılım çağrısı yapıyor.
Son yıllarda iktidar eliyle ilmek ilmek dokunan siyasi ve toplumsal kutuplaşmanın sorunları konuşmayı boğan tarzının, katılımın üst seviyede gerçekleşmesi halinde odadan kovulması kuvvetle mümkün!
BEKTAŞ: İTO SADECE PARA ÖDENEN BİR YER OLMAYACAK
CEM Haydar Bektaş üyelere yönelik çağrısında şu ifadeler yer alıyor:
* Seçimi kazanmamız durumunda 5. No’lu Bilgi Teknolojileri komitesi olarak, e-devletle tam bütünleşik çalışacak elektronik demokrasiyle, İTO’ya erişmenin, seçimler için katılımın fiziksel engellerini, zaman ve para kaybını ortadan kaldıracağız!
* Bilgi teknolojileri üyesi şirketler, bu imzaları ve cihazları İTO’dan tedarik edip ITO’nun 420 bin üyesine kuracak, destek verecek, satışından gelir elde edecek. Böylece bilişim ekosistemimizde 3. tip uygulamalar ve katma değerli hizmetlerle can verecektir.
* Şirket sahibi İTO’da elektronik imzayla mali müşavirini , avukatını, gümrük müşavirini daha birçok şeyi e-devletle bütünleşik denetleyip, tüm süreçlere başvurabilecektir.
* İTO’nun e-imzası piyasadakilerden üstün ve daha yetenekli olacak, blok zincir, şifreleme ve evrak imzalama, oylama desteği e-devlet ve tüm süreçlerle bütünleşik olacak!
* Bizler, İTO’ya elektronik demokrasiyi getirebilirsek, yurdumuzda ve dünya da birçok kuruma örnek olacağız. 420 bin üye ile katılımın sağlandığı bir elektronik seçim ve oylama sistemi gelecekte yurdumuzun genel seçimleri için de bilgi birikimi ve tecrübe olacak!
* İTO öncülüğünde bilişimle kalkınan ve üyelerimizin ihtiyaçları için kod yazan bir Türkiye de, kuruluşumuz İstanbul Ticaret Üniversitesini ‘bilişim vadisinde’ üretici hale getireceğiz!
İTO sadece para ödenen, her belgeden para kazanılan bir yer olmayacak! Yönetime ve denetime elektronik demokrasiyle katılım sağlayacağız!