07 Nisan 2018 23:55

‘Demokrasi olmazsa askeri güç güvenliği artırmaz, azaltır’

Şerif Karataş, Doç. Dr. Murat Somer ile pazarlıkları yapılan savunma sistemleri üzerine konuştu.

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

AKP Hükümetinin “hangi ülkeden, hangi savunma sistemini alacağı” konusu, “bu sistemlere neden ihtiyaç olduğu” konusu dışarıda bırakılarak tartışılmaya devam ediyor.

AKP Hükümeti ile Rusya yönetiminin Suriye üzerinden siyasi yakınlaşmasının sembolü haline gelen S-400 hava savunma sistemlerinin 2019’da Türkiye’ye konuşlandırılmasının başlayacağını geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıkladı.

Cuma günü ise ABD yönetiminin, Patriot hava savunma sisteminin Türkiye’ye olası satışına ilişkin ortak üretim ve ortak geliştirme yöntemlerini içeren bir “niyet muhtırası” taslağını Ankara’ya sunduğu haberleri basına yansıdı.

Gelişmeleri Evrensel’e değerlendiren Koç Üniversitesi Siyaset Bilimleri ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Somer “Türkiye hava savunma sistemlerinde hiçbir ülkeye aşırı bağlanmamalı” derken, bütün dünyada silahlanma ve belirsizliklerin arttığı bir döneme hazırlık eğilimi olduğuna da işaret ederek, “Burada önemli olan bu silahları kullanmak zorunda kalmamak. Barışı korumak ana eksen olmalı” ifadelerini kullandı. Somer ayrıca, “Hesap veren bir hükümet biçiminin, yani demokrasinin ve güvenilir bir devlet mekanizmasının olması çok önemli. Yoksa askeri güç güvenliği artırmak yerine azaltabilir” diye de uyardı.

‘SAVUNMADA BİR ÜLKEYE BAĞIMLI KALINMAMALI’

“Rusya S-400’lerine karşı ABD’den Patriot savunma sistemi teklifi gelmesi askeri ve ticari bir anlaşmanın ötesinde siyasetten ne ifade ediyor?​” sorumuza, “Türkiye’nin S-400 savunma sistemleri gibi hassas ve stratejik bir konuda Rusya’ya bağımlı hale gelmesi, hem NATO’yu zayıflatabilecek hem de Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırabilecek bir gelişme olabilir. Patriot teklifini bunun önüne geçmek için atılmış bir adım olarak ve olumlu görüyorum” yanıtı veren Somer, Türkiye’nin hava savunma sistemlerinde hiçbir ülkeye aşırı bağlanmaması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Burada bir soru S-400’ler NATO istemlerinden ayrı kullanılabilir mi? Olabilir ama verimli olmaz deniyor. Türkiye’nin hava savunma sistemi ihtiyacının NATO ile uyumlu ama bağımsız bir sistem içinde temin edilmesi çok daha önce halledilmeliydi. Bu konuda ABD ve diğer NATO ülkelerinin de, hükümetin de karşılıklı hataları ve eksikleri olmuş olabilir, tartışılmalı. NATO bu anlamda Trump yönetimiyle pekişen bir liderlik sorunu yaşıyor. Bu durumda Türkiye alternatiflere bakabilir. Çok taraflı ilişkiler geliştirmesi doğru bir yaklaşım. Burada önemli olan hiçbir ülkeye fazla bağımlı hale gelmemek ve temel uluslararası ittifakları tehlikeye sokacak ilişkilere ve çatışmalara girmemek.”

‘RUSYA İLE İLİŞKİLER ÇOK KIRILGAN’

“Sorun Türkiye’nin S-400 alması değil, başka birçok konuda da -Akkuyu anlaşmasını da düşünürsek- Rusya’ya bağımlı hale gelmesi” diyen Doç. Dr. Murat Somer, bir yandan da AB ve NATO ülkeleriyle bozulan ilişkilere ve “Batı düşmanlığını körükleyen aşırı söylemler”e dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Şu anda Rusya’yla ilişkiler iyi gözükebilir ama aslında çok kırılgan. İleride Türkiye Rusya’ya karşı S-400’lere ne kadar güvenebilir? Neticede Rusya yakın komşumuz olan ve yüzyıllarca jeostratejik nedenlerle çatışma yaşadığımız bir askeri süper güç. Coğrafya değişmedi. Suriye’ye de yerleşiyor. Ortadoğu’da olmak Rusya için ABD için olduğundan çok daha önemli. Veya Rusya NATO ile bir çatışma yaşarsa ne olacak? Rusya’yla karşılıklı çıkara dayalı bir iş birliği inşa etmeli, bunun için de fazla bağımlı hale gelmemek çok önemli. Öte yandan uluslararası ittifaklar ülke içi rejimi de etkiler. Bu çok önemli.. Rusya demokrasi değil. Derin devletinin angajmanlarını ve Batı’yla gerilmekte olan ilişkilerini de bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Son gelişmeler Türkiye’nin teknoloji aktarımı içeren, güvenilir ve NATO’yla ilişkisini zedelemeyen bir sistemin veya belki de çoklu sistemlerin alımıyla sonuçlanırsa kazanım olur diye düşünüyorum.”

‘BARIŞI KORUMAK ANA EKSEN OLMALI’

Akademisyen Murat Somer, “AKP Hükümetinin son dönemdeki silah anlaşmalarının sayısının artması dış politikanın geleceği ve içeriye yansımaları açısından nasıl okunabilir?​” sorumuza da bütün dünyada silahlanma ve belirsizliklerin arttığı bir döneme hazırlık eğilimi olduğuna dikkat çekerek şu yanıtı verdi:
“Burada önemli olan bu silahları kullanmak zorunda kalmamak. Gerçek anlamda güçlü olmak budur, askeri güç kullanıldıkça aşınır ve aksi tepkisini yaratır. Kullanmak zorunda kalmamak için komşularla ve temel ittifaklarla ilişkileri doğru yönetmek gerekiyor. Barışı korumak ana eksen olmalı. Son olarak da hesap veren bir hükümet biçiminin yani demokrasinin ve güvenilir bir devlet mekanizmasının olması çok önemli. Yoksa askeri güç güvenliği artırmak yerine azaltabilir. Tarihimizde otoriter ve hesap vermeyen yönetimlerin dış politika hataları nedeniyle ödediğimiz ağır bedeller çok var. Birinci Dünya Savaşı’na giriş biçimimiz.. 12 Eylül döneminde askeri cuntanın yarattığı hala devam eden travmalar. Dış politikada kimseye sormadan Yunanistan’ın NATO’ya geri dönmesine izin vermesi ve böylece Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde önemli bir kozun kaybedilmesi gibi...”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Kanada’da hokey takımı otobüsü TIR'la çarpıştı, 14 ölü

SONRAKİ HABER

Papua Yeni Gine’de 6.3 büyüklüğünde deprem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa