Zeliha Candemir’in ardından...
Ali Çarman, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Zeliha Candemir'i yazdı.
Ali ÇARMAN
Westfriedhof
Almanya’daki Türkiyeli emekçilerin hayatlarında toplumsal yasaların bir bir işlemesiyle hafife alınmaz gelişmeler yaşanmaya devam etmekte.
Bir yandan gece gündüz demeden emek sarfetme, çalışma ve bunun yarattığı toplumsal ilişkiler diğer yandan sürmekte olan haksızlıklar, dışlanmalar, ırkçılık gibi çağdışı saldırganlıklar eşliğinde uyum/uyumsuzluk söylemleri.
Ancak, bilime ve ilerici gelişmelere inanan emekçiler, bulundukları ülkenin güzel yanlarıyla hayatlarını zenginleştirip çok yönlü yaşam kavgası sürdürmekteler.
Bu süreçte bazı insanların kişisel özellik ve niteliklerini anlatmak için çok büyük sözlere gerek yok. Zira onlar hayatı günbegün yeniden yaratan büyük çoğunluktur. Hayatları sade ve temizdir. Kimsenin alınterinde, malında mülkünde gözleri yoktur. Tek amaçları varsa yoksa güzel bir yaşam ve çocukları için güzel bir gelecektir.
HER İŞİN UCUNDAN TUTAN ÖRGÜTLÜ BİR EMEKÇİ KADIN
İşte onlardan birisi olan, amansız bir hastalığa yakalanan Zeliha Candemir arkadaşımızı geçtiğimiz günlerde kaybettik. Zeliha, uzun yıllardan beri Nürnberg DİDF çalışmalarına katılan, mütevazi şekilde her işin ucundan tutan örgütlü bir emekçi kadındı.
Zeliha Candemir, büyük hayal ve umutlarla Almanya’ya geldi. Türkiye’de 12 Eylül darbesinin karanlık yıllarında evlerine baskına gelen askerlere “Evimize ayakabılarınızı çıkarmadan giremezsiniz!” diyerek karşı çıkmıştı.
İnsanın hayatının en verimli çağında, henüz 18 veya 20’sinde daha önceleri hayal dahi etmediği bir ülkeye gelerek yaşam kavgasına atılması kolay bir şey olmasa gerek.
Almanya’da birinci ve ikinci kuşak emekçi kadınların çok büyük bir bölümü o işten o işe adeta mekik dokurlar. Bütün dertleri ev ekonomisine küçük bir katkı, çocuklarının cebine bir anne olarak birkaç kuruş harçlık koymaktır. Bu kadar fedakarlık yetmez, ev işleri de onları beklemektedir.
Böylesine ağır hayat şartlarında emekçi kadınlar çoğunlukla kendilerini ihmal ederler. Hastalığı kaşla göz arasında çok ileri noktalara ulaşan Zeliha Candemir’in hastahane odasında üç çocuğunun elinden tutup adeta heceleyerek; “çocuklar doğruluktan şaşmayın, okuyun ve hep doğru insan olun” son nasihatinde bulunması onun naslı bir insan olduğunu aslında bizlere anlatmaya yetiyor.
CENAZE TÖRENİNE YÜZLER KATILDI
Zeliha’nın, güneşli bir günde, 06 Nisan 2018’de Westfriedhof’da düzenlenen cenaze törenine yüzlerce kişi katıldı. İsveç, Amerika, Londra, Hamburg, Berlin ve yakın şehirlerden gelenlerle tören salonu taştı.
Her şey çok sade idi. Önce Almanca, sonra Türkçe bir konuşma ve son sözü 21 yaşındaki kızı Roza, gözyaşları içinde söyledi: “Ben buradayım sen oradasın ve hayat devam ediyor. Biz bu acıya yenik düşmeyeceğiz. Çünkü annem böyle olmamızı isterdi”
Anısına saygıyla...