Breivik kararı: Akıllı ve katil

Davaya bakan savcı, Breivik'in akıl sağlığının yerinde olmadığına karar verilmesini istemişti. Breivik ise savcının bu görüşüne karşı çıkarak, katliamların siyasi bir duruş olduğunu savunmuştu.

Bugün yapılan karar duruşmasında ise beş kişilik mahkeme heyeti, Breivik'in akıl sağlığının yerinde olduğuna karar verdi. Bu karara göre Breivik en fazla 21 yıl hapis yatacak. İdam cezasının olmadığı Norveç'te yasalara göre bir suça en fazla 21 yıl hapis cezası verilebiliyor. Ancak Norveç yasalarına göre, Breivik'in topluma tehdit oluşturduğuna kanaat getirilirse, cezanın uzatılması gündeme gelecek. Norveç'de 77 kişinin öldüğü saldırıları, Müslümanların Avrupa'yı ele geçirmesini önlemek için gerçekleştirdiğini söyleyen Anders Behring Breivik, mahkeme "akıl sağlığı yerinde değil" kararı verirse, buna itiraz edeceğini açıklamıştı.

Breivik'e verilen ceza açıklamadan önce Norveç'te İla Cezaevi‘ndeki koğuşun ve cezaevi koşullarının fotoğrafları yayınlandı. Fotoğraflarda, Breivik'in kaldığı üç odalı koğuşta, jimnastik odası, lavabo ve tuvaleti, üzerinde laptop bulunan çalışma masası görülüyor.

Fotoğraflarda ayrıca, Breivik'in duvara astığı idman listesi de yer alıyor. Fotoğraflarda cezaevinin, dikenli tellerle iyi korunduğu görülüyor. Oda 24 saat kamera sistemi ile gözetleniyor. İla Cezaevi Müdürü Knud Bjarkeid, fotoğrafların basına bir hizmet olarak ve halkın Breivik'in hangi şartlarda kaldığını görmesi için gönderildiğini söyledi.

Bjarkeid, “Fotoğrafları ilk kez kamuoyu ile paylaşıyoruz. Breivik'e verilen ceza ne olursa olsun güvenlik önlemlerinde bir değişiklik olmayacak. Cezaevinde ayrıca yüksek güvenlikli bir bölüm oluşturulacak. Bu nedenle Breivik'in akli dengesinin yerinde olduğuna dair rapor hazırlandı. Breivik kendisine ne ceza verilirse verilsin, cezaya itiraz etmesi durumunda, itiraz süresinde de burada kalacak” dedi. (DIŞ HABERLER)

KATLİAM NASIL GERÇEKLEŞMİŞTİ?

22 Temmuz 2011, öğleden sonra 3:25’te Anders Breivik Norveç‘i tarihinin en büyük kabusunun içine sürükledi. Başkent Oslo’da bir tona yakın patlayıcı maddeyle dolu kamyonet hükümet binasının dibinde havaya uçtu. Saldırı 8 kişinin hayatını kaybetmesine, onlarcasının da ağır yaralanmasına neden oldu.
Fakat bu sadece bir başlangıçtı. İki saat sonra Breivik, planının ikinci safhasını uygulamaya başladı. Oslo’ya 40 kilometre uzaklıktaki Utoya adasını cehenneme çevirdi.
Adada İşçi Partisi üyesi yüzlerce öğrenci yaz kampındaydı. Polis kılığına giren Breivik, tüfek ve tabancasıyla 69 kişiyi gözünü kırpmadan taradı.
Panikle kaçışan gençler çareyi deniz yoluyla adadan kaçmakta buldu. Fakat birçoğu soğuk sularda boğulmaktan kurtulamadı.  
Bu katliamla Breivik dikkatleri internet üzerinden yayınladığı manifestoya çekmeyi amaçlıyordu. 1500 sayfalık bildirgede aşırı sağcı ideolojilerini ve saldırıları nasıl hazırladığını detaylı bir şekilde anlattı.
Çok kültürlülüğü ‘Kültürel Marksizm’ olarak adlandıran saldırgan bu durumun Avrupa’nın Müslümanlaşmasına neden olduğunu düşünüyor.