Prof. Dr. Sinan Alçın: Erken seçim enkazın ilanı
Prof. Dr. Sinan Alçın, erken seçim sözlerinin mevcut durumda siyasal ekonomik ve toplumsal anlamda başarısızlığın ilanı anlamına geldiğini belirtti.
Fotoğraf: DHA
Fırat TURGUT
İstanbul
Özellikle 2017 yılı ocak ve şubat ayları içerisinde sanayi kesimindeki ciddi daralmayla birlikte durgunluk sürecinin kendini gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Sinan Alçın, “Mart ayı sonunda Hükümet tarafından uygulamaya konulan Kredi Garanti Fonuyla kısmi olarak aşılmaya çalışıldı. Kredi Garanti Fonuyla yaratılan fonlama şirketlerin yeni yatırımından ziyade mevcut borçlarını ödemek için kullandıkları bir kaynak olarak biçimlendi. Mevcut kaynakların daha fazla kullanılması, ekonomide hızlı bir canlanma görünümü oluştursa da ekim ayı sonunda Kredi Garanti Fonunun yarattığı saman alevi sönmeye, ekonomide ciddi anlamda durgunluğun yeniden ortaya çıkmaya başlamasına neden oldu” dedi. Bunun işsizlik rakamlarından da okunabileceğini belirten Alçın, “2017 yılı büyümesi yüzde 7.3 olarak açıklanırken işsizlik bir önceki yıla göre hiç değişmedi, 10.9 olarak gerçekleşti. Dünyanın neresinde yüzde 7 büyüyen bir ülke işsizliği bir puan azaltamamıştır acaba? Buna verilecek hiçbir örnek yok. Demek ki bu ekonomide 2017 yılında yaratılan bu canlanma sadece dışarıdan yaratılan kaynakla ortaya çıktı. Bu kaynak doğrudan bütçe kalemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu da toplamda halka daha fazla vergi, daha fazla zam olarak yansımıştır” diye konuştu.
‘EKONOMİK DURUM SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL’
Gelinen aşamada ekonomi yönetiminde süreçteki tıkanıklığın aşılamaz boyuta eriştiği anlayışının da hakim olduğunu, bunun iktidar tarafından da dillendirildiğini vurgulayan Alçın şunları söyledi: “Yeni teşviklerle büyümenin kalıcı hale getirilememesi, işsizlik sorununun çözülememesi, harcanan kaynakların bütçede ciddi açıklara ve uzun dönemde ciddi ödeme sıkıntılarına yol açacak olması ve son kertede hem bölgede hem uluslararası alanda algının negatif seyrediyor olması nedeniyle de döviz kurunda ciddi bir yükselişin ortaya çıkması... Bunları üst üste eklediğimizde mevcut ekonomik durumun artık sürdürülebilir olmaktan çıktığı zaten görünüyordu. Erken seçimin dillendirilmesi bir anlamda mevcudun ilanı olmuştur.”
‘KÜÇÜK ORTAĞIN’ ORTAYA ATMASI NORMAL!
Erken seçimin Bahçeli tarafından ortaya atıldığını hatırlatan Sinan Alçın, “Bahsedilen ittifak içerisinde iktidar partisinin kalkıp seçime gidelim diye bir gündem ortaya atması beklenmezdi. Çünkü mevcut durumda hem siyasal hem ekonomik toplumsal anlamda başarılı olunamadığının ilanı anlamına gelirdi. Bunun bir başka isim tarafından dillendirilmesi gerekirdi. Burada da kurulmakta olan ittifaktaki küçük ortağın bunu dillendirmesi normal. Dolayısıyla 2019 yılına kalmadan süreç seçime taşınması öngörülüyor. Tabi ki seçim süreci başlı başına ekonomik bunalımı derinleştirecek. Doalyısıyla uzun erimli çözümleri de daha fazla olanaksız hale getirecek bir yapı içeriyor. Burada seçimi de çözüm olarak görmek mümkün değil. Ancak bir enkaz ilanı var. Bu enkaz nereye yıkılacak meselesine dönüşmüş görünüyor.”
İKTİDAR YÜKÜ ATMAK İSTİYOR
Alçın, erken seçimin işaret edilmesindeki amacı ise şöyle anlattı: “Her seçimde iktidar değişmese de yeni hükümet kuruluyor, yeni bir kabine ortaya çıkıyor. Bu bir yandan da mevcut kabineyle bir hesaplaşma olmuş oluyor. Ortaya çıkmış olan kötü ekonomik durum da bir yandan da mevcut ekonomik kadronun sırtına yıkılabilecek. Sanki yaşanan bütün ekonomik kötülüklerin sorumlusu şu an ekonomi yönetiminde olan birkaç isimden kaynaklanıyordu diye bir hava yaratılmaya çalışılacak. Mevcut durumla bu ekonomik enkazın yükü iktidarın tepesinden aşağıya sallanmış olacak.”