19 Nisan 2018 08:02

Yalnızlaştırılamayanlardan mısınız?

Gazi Üniversitesi'nden öğrenciler, okullarındaki kutuplaştırılmaya dair yazdılar.

Paylaş

Gazi Üniversitesi öğrencileri
Ankara

"Reddediyorum, reddediyorum, reddediyorum;
Dizginleri elinde tutanları
Bana her istediğini yapanları,
Sislerde boğulmayı reddediyorum.”

demiş Şair İakovos Kambanellis. Ülkedeki atmosferi düşünürsek bizler de gençliği baskı altına almaya uğraşanları, gerici, dindar ve kindar bir nesil yaratmaya çalışanları, bilimsellikten uzak ezberci bir eğitim sistemini karşımıza tek seçenek gibi sunanları reddediyoruz.

OHAL'in ilanından sonra barış akademisyenlerinin üniversitelerden ihraç edilmesine, keyfi olarak toplulukların kapatılmasına ve muhalif öğrencilere "Sizi okutmayacağız" denilerek toplumda yaratılmaya çalışılan kutuplaşmalara, günden güne artan baskılara tanıklık ettik ve ediyoruz. Yaşamın her alanında gençlik kitlelerini kuşatma altına almaya çalışan AKP hükümeti bugün de gerici tutumunu sürdürmektedir. Eğitim sisteminde sürekli ve temelsiz biçimde değişikliğe giden, evrim teorisini müfredattan kaldıran, sosyal medya üzerinden fikir beyan edenleri gözaltına alan hükümet; her seferinde çürük dala basmış, bu bozuk sistemin altında da emekçiler, gençler ezilmiştir.

'BİZİ FARKLI KATEGORİLERE SOKMAYA ÇALIŞANLARDAN RAHATSIZIZ'

Öğrencilerin hayallerinden biri iyi bir üniversitede bilimsel, nitelikli bir eğitim almaktır. Ancak üniversiteye geçince sorunların bitmediğini hatta büyüyerek artığını gördük. Gazi Üniversitesi’nde de her okul gibi aynı sorunları yaşıyoruz. Üniversitemizin tarihsel yönü itibarıyla da öğrencilere yönelik baskılara tanıklığımız hayli eski. Çoğumuzun hayatında OHAL ile daha da belirginleşen koşulları Gazi’de uzun yıllardır öğrenciler olarak deneyimliyoruz. Özellikle 80’den sonra okulumuzda devlet teşvikiyle artan milliyetçilik, muhafazakarlık propagandası ve Gazi Üniversitesi’ni “yerli ve milli üniversite gençliğinin” merkezi olarak görmeleri okuldaki kutuplaşmayı derinleştiren bir durumda. Ancak öğrenciler olarak, yaşanan bu kutuplaşmadan, bizleri farklı kategorilere sokmaya çalışanlardan oldukça rahatsızız. Öğrencileri paramiliter güçleri haline getirmeye çalışanlara, okuldaki şiddet ortamını kurmaya uğraşanlara karşı gür bir ses çıkarmalıyız. Unutmamalıyız ki üniversiteler özgür düşünce yerleridir.
Bugün her dört gençten biri işsiz. İş bulup çalışan gençlerin çoğunluğu ise kendi işini yapamıyor. Bir ip olarak boynumuza gerilen gelecek kaygısı, bizleri umutsuzluğa sürüklüyor. Bu ipten kurtulmamızı sağlayacak olan taleplerimiz etrafında birleşmek olacaktır. "Gençliğin sorunları sınıflar mücadelesinin sorunlarıdır." 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı; taleplerimizi dile getirdiğimiz, okullarımızda bizi korku kıskacı içine almaya çalışanlara karşı sesimizi yükselttiğimiz, gençlerin yalnızlaştırıldığı bugünlerde tek olmadığımızı, sorunlarımızın ortak olduğunu dile getirdiğimiz bir gün.

 

ÖNCEKİ HABER

Kampüste Eşitlik İçin 1 Mayıs’ta Alanlardayız!

SONRAKİ HABER

'Kadın evde değil her yerde olmalı'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa