Korkuyoruz ancak yılmaya hiç niyetimiz yok
Derince Lisesi'nden bir öğrenci, Türkiye'deki gençlerin eğitim sorununa ve ifade özgürlüğüne dair yazdı.
Derince Lisesi’nden bir öğrenci
Boğaziçi’nde yaşananlardan sonra lise öğrencilerinin ne düşündüklerinden bahsedeceğim. Korkuyoruz. Yıllarımızı üniversite için çalışarak geçiriyoruz. Hayatımızın büyük bir bölümü aynı sırada aynı arkadaşla geçiyor. Ancak sıra arkadaşımızla dahi bir şeyleri fısıldaşarak tartışabiliyoruz. Eğer diğerleri duyarsa iktidarın da ağzından düşürmediği o kelime oluyoruz: “Terörist”. İktidar karşıtı hocalarımızın “iktidar karşıtı” olduklarından başka bir şey bilmiyoruz ancak diğer hocalarımız istedikleri gibi konuşuyorlar. Ağzımızı açıp bir şey demek istediğimizde yine o kelimelerden biri oluyoruz. Bu kez “vatan haini”.
Bir de eğitim sistemi gibi bir sorunumuz var. Bundan hiçbirimiz hocaları sorumlu tutmuyoruz. Direkt Milli Eğitim Bakanlığını sorumlu tutuyoruz. Çünkü yolladıkları ders kitapları dahi işimize yarar nitelikte değil. Her gün eve gidip ders çalışıyoruz. Sınava hazırlanıyoruz ama nasıl bir sınava gireceğimizi kestiremiyoruz. Öylece üniversite hayaliyle çalışıp duruyoruz.
Boğaziçi’ne yapılanlar sadece Boğaziçi Üniversitesi için geçerli değil. Yarın tüm üniversitelerde aynı şeyi göreceğiz. Zaten ağabeylerimizden, ablalarımızdan duyduklarımız çok farklı değil. “Liseyi bitir, üniversite kazan, orada her şey güzel” diye yıllarca bahsettikleri üniversiteler baskının en yoğun olduğu bölgeler arasında ve biz geleceğin üniversite öğrencileri olarak korkuyoruz. İktidardan veya onun gücünden değil, düşüncelerimizi söyleyemeyeceğimiz daha baskıcı bir üniversiteden korkuyoruz. Ancak yılmaya da hiç niyetimiz yok. Aksine mücadeleye daha sert bir şekilde sarılacağız.
Bunca sıkıntı ve talepten oluşan uzun bir listemiz var. En başlıca taleplerimiz bilimsel ve parasız eğitim. Tüm bu taleplerle birlikte lise öğrencileri olarak bize de 1 Mayıs’a gitmeliyiz. Taleplerimizi oradan da haykırmalıyız.