19 Nisan 2018 08:22

Karl Marx

İşçi hareketini birleştirmeye çalışan Karl Marx, Friedrich Engels ile birlikte çeşitli ülkelerdeki proleter mücadele için ortak bir taktik geliştirdi.

Paylaş

Karl Marx 5 Mayıs 1818’de Ren Prusya’sının Trier şehrinde doğdu. Yahudi bir avukat olan babası 1824’te Protestanlığı kabul etti. Ailesi varlıklı ve kültürlü olmakla birlikte, devrimci değildi. Liseyi Trier’de bitiren Marx önce Bonn, daha sonra da Bertin Üniversitesinde hukuk okudu; tarih ve felsefe dersleri aldı. 1841’de Epikür felsefesi üzerine bir doktora tezi hazırlayarak üniversiteden mezun oldu. O zamanlar henüz Hegelci bir idealistti. Berlin’de, Hegel’in felsefesinden ateist ve devrimci sonuçlar çıkarmaya çalışan “Sol Hegelciler” grubuna katıldı.

AKADEMİDEN UZAKLAŞMA

Marx, üniversiteyi bitirdikten sonra profesör olma umuduyla Bonn’a taşındı. Ne var ki, 1832’de Ludwig Feuerbach’ın kürsüsünü elinden alan, 1836’da onun üniversiteye dönmesine izin vermeyen ve 1841’de BrunoBauer’in Bonn’da ders vermesini yasaklayan hükümetin gerici politikası, Marx’ın akademik kariyer yapma düşüncesinden vazgeçmesine neden oldu. O dönemde sol-Hegelci görüşler Almanya’da hızla yayılmaktaydı.
Ludwig Feuerbach teolojiyi eleştirmeye başlamış ve özellikle 1836’dan sonra yönünü materyalizme dönmüştü. Engels, sonradan, Feuerbach’ın bu eserlerine dair “insanın bu kitapların özgürleştirici etkisini bizzat yaşamış olması gerekir” diyecekti: “Bizler [yani Marx’ın da aralarında yer aldığı sol-Hegelciler], hepimiz bir anda Feuerbach’çı oluvermiştik:’ O günlerde Renland’daki radikal burjuvalar Köln’de RheinischeZeitung adlı muhalif bir gazete çıkarmaya başladılar.

Marx’tan ve Bruno Bauer’den gazeteye düzenli olarak yazı yazmalarını istediler. Marx, 1842 Ekiminde gazetenin baş editör oldu ve Bonn’dan Köln’e taşındı. Marx’ın editörlüğü sırasında gazetenin devrimci-demokrat çizgisi daha da belirgin hale geldi. Bunun üzerine hükümet gazeteyi önce ikili, ardından da üçlü sansüre tabi tuttu ve nihayet 1 Ocak 1843’te yayınının durdurulmasına karar verdi. Marx, bu tarihten önce editörlükten istifa ettiyse de onun istifası gazeteyi kurtarmaya yetmedi. 1 Mart 1843’te gazete tamamen kapatıldı. Marx gazetecilik faaliyeti sırasında ekonomi politik konusundaki bilgisinin yetersiz kaldığım görmüş ve büyük bir şevkle ekonomi politiği incelemeye koyulmuştur.
Friedrich Engels 1844 Eylülünde birkaç günlüğüne Paris’e geldi ve o günden sonra Marx’ın en yakın arkadaşı oldu. Her ikisi de o zamanlar Paris’teki devrimci grupların oluşturduğu canlı hayat içinde aktif bir biçimde yer aldılar. Marx ve Engels küçük-burjuva sosyalizminin çeşitli öğretilerine karşı mücadele ederek, devrimci proleter sosyalizmin ya da diğer bir deyişle komünizmin (Marksizmin) teorisini ve taktiklerini geliştirdiler. Prusya hükümetinin yoğun ısrarı üzerine, 1845 yılında tehlikeli bir devrimci olarak görülüp Paris’ten sürgün edilenMarx, Brüksele gitti. 1847 ilkbaharında Marx ve Engels Komünist Birlik adındaki gizli bir propaganda topluluğuna katılıp Birliğin II. Kongresinde (Londra, Kasım 1847) önemli bir rol oynadılar ve Birliğin isteği üzerine, 1848 yılının Şubat ayında yayınlanacak olan, ünlü Komünist Manifesto’yu kaleme aldılar. Bu eser yeni dünya görüşünü, toplumsal hayatı da içine alan tutarlı materyalizmi, en derin ve en kapsamlı gelişim öğretisi olan diyalektiği, sınıf mücadelesi teorisini ve yeni komünist toplumun yaratıcısı proletaryanın dünya çapındaki tarihsel devrimci rolünü dahice bir açıklıkla ve parlaklıkla ortaya koymaktadır.

Marx 1848 Şubat Devrimi’nin patlak vermesi üzerine Belçika’dan sınır dışı edildi. Marx tekrar Paris’e döndü. Mart Devriminden sonra Almanya’ya geçerek Köln’e yerleşti. Baskılar sonucunda ilk önce Paris’e giden Marx, 13 Temmuz 1849’da düzenlenen gösterinin ardından oradan da sınır dışı edilince, ömrünün sonuna dek kalacağı Londra’ya yerleşti.

LONDRA YILLARI

Siyasi bir sürgün olarak Marx’ın yaşamı oldukça zorlu bir yaşamdı. Yoksulluk tüm ağırlığıyla Marx’ın ve ailesinin üzerine çökmüştü. Engels’in sürekli ve içtenlikli maddi yardımları olmasaydı Marx Kapital’i tamamlamayı asla başaramayacağı gibi, muhtemelen yoksulluk yüzünden, ayakta dahi kalamazdı. Üstelik küçük-burjuva sosyalizminin, ya da daha genel bir ifadeyle proleter olmayan sosyalizmin egemen öğretileri ve eğilimleri Marx’ı bunlara karşı sürekli ve amansız bir mücadele vermeye zorluyor, zaman zaman son derece acımasız ve şiddetli kişisel saldırılara karşı koymak durumunda kalıyordu. Politik sürgünlerin oluşturduğu çevrelerden uzak duran Marx, vaktini esas olarak ekonomi politik incelemelerine adadı ve ortaya koyduğu bir dizi tarihsel yapıtta kendi materyalist teorisini geliştirdi. Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı eserinde ve Kapital’de (I. Cilt, 1869) bu bilimi devrimcileştirdi (ilerleyen sayfalardaki Marx’ın Öğretisi” başlıklı bölüme bakınız).

YENİDEN PRATİK FAALİYET

Ellili yılların sonu ile altmışlı yıllar boyunca demokratik hareketlerin yeniden canlanması Marx’ı tekrar pratik faaliyete çekti. 28 Eylül 1864’te Londra’da, Uluslararası İşçi Birliği -ünlü Birinci Enternasyonal- kuruldu. Marx bu örgütün kalbi ve ruhuydu. Enternasyonal’in ilk bildirgesi, pek çok kararı, açıklamaları ve manifestoları Marx tarafından kaleme alınmıştı. İşçi hareketini birleştirmeye çalışan Marx, farklı hizip ve okulların teorilerine karşı mücadele ederek çeşitli ülkelerdeki işçi sınıfının proleter mücadelesi için ortak bir taktik geliştirdi. Fransa’da İç Savaş (1871) adlı yapıtında derinlemesine ele alıp doğru, parlak, etkili ve devrimci bir analize tabi tuttuğu Paris Komünü’nün yenilgisinin (1871) ve Bakunincilerin Enternasyonal’de yarattıkları bölünmenin ardından, örgüt artık Avrupa’da varlığını sürdüremez oldu.

Enternasyonal içinde gösterdiği yoğun faaliyet ve yorucu teorik çalışmaları Marx’ın sağlığını sarstı. Ekonomi politiği yeniden biçimlendirmek ve uğruna bir yığın materyal toplayıp bir dizi dil (örneğin Rusça) çalıştığı Kapital’i tamamlanmak üzere çalışmaya devam etti. Ancak Marx’ın bozulan sağlığı Kapital’i tamamlamasına izin vermedi. 2 Aralık 188l’de karısını kaybetti. 14 Mart 1883’te ise kendisi, oturduğu koltuğunda huzur içinde dünyaya gözlerini yumdu. Londra’daki Highgate Mezarlığı’nda karısının yanına defnedildi.

ÖNCEKİ HABER

Bu toprakta kalır adın...

SONRAKİ HABER

Evrimin kanıtları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa