Bence artık biz de herkes gibiyiz
Elif Çongur, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin ardından yazdı: Bölüm sonundaki canavarla burun burunayız artık. Uçurum gözümüzün içine içine bakıyor.
Fotoğraf: DHA
Elif ÇONGUR
“Uzun süre uçuruma bakarsan‚ uçurum da sana bakar” demişti Nietzsche. Çok zamandır toplum olarak bir uçurumun kıyısından aşağı bakıyoruz. Ve işte o da bize bakıyor artık. Uçurum futbol sahalarından bize bakıyor.
Yok, normalde kuracağım “Lanet olsun böyle kazanılacak maça da kupaya da” cümlesini kurmayacağım.
“Taraftarların arasındaki bu uçuruma kazma vuran herkes suçlu. Şiddetten, durmadan pompalanan yapay nefretten, bu ayrıştırmadan nemalanan kim varsa mutlu olsun şimdi” cümlesini de.
“Ama onlar da şunu yapmıştı ama şu ama bu ama bilmem ne demeyin. Stadında rakip takımın hocasının başına yabancı madde atıyor, yere düşürüyor, yerdeyken atmaya devam ediyorsun. Ama yok. Aması maması yok. Ben Fenerbahçe taraftarı olarak utanıyorum, başkası yaparsa onlar da utansın. Bu kadar basit. Bunun neresini tartışıyorsunuz?” da demeyeceğim.
Bunları dedim. Bunlar bitti. Bunlar yok.
Şimdi başka bir 'level'dayız. Bazı 'level'ları atlamış olarak bölüm sonundaki canavarla burun burunayız artık. Uçurum gözümüzün içine içine bakıyor. Uçurum işimize işlemiş.
Futbol söz konusu olduğunda açığa çıkıyor ki ruh halimiz uçurumla aynılaşıyor giderek. “Oh olsun” deme biçimimiz. Nefretimiz. Karşıdakinin başına gelen kötülükten mutlu olabilme halimiz. Hep haklı olduğumuzu sanmamız. 'Onlar şöyle, bunlar böyle' demekten başka bi şey bilmeyişimiz. Söylemeye dilim varmıyor ama kötülüğümüz aynılaşıyor. Kötülüğümüz. Tehlike burada. Çok büyük tehlike. Derhal bunu fark edip, bununla yüzleşip, aynayı yüzümüze tutup, sonra fırlatıp atmamız gerekiyor.
Elbette bütün bunların nereden geldiğini, neden kaynaklandığını, passolig gibi bir garabetle örgütlü vicdanlı taraftarın sessinin kısılmaya çalışıldığını, toplumdaki bunca ayrıştırmadan, bu nefret dilinden, ayrımcı iklimden tribünün payına bunların düştüğünü biliyorum. Tam da bunu diyorum. Payımıza düşene benzemeyelim diyorum.
Ancak o zaman yukarıda kurduğum cümlelere yeniden geri dönebiliriz. Futbolun uçurumundan bize sıçrayan çamuru silkeleyip atarsak bölüm sonu canavarını geçebiliriz. Yoksa canavar yutacak bizi. Çünkü ne kadar uçuruma benzemeye başlasak da o kadar kötü olamayız biz, o kötülük döner dolaşır bizi yer.
Aklımızı başımıza alalım.