TBMM'deki 23 Nisan oturumunda OHAL eleştirileri
TBMM Genel Kurulu, 23 Nisan özel gündemiyle toplandı. CHP'li Kılıçdaroğlu ve HDP'li Buldan, OHAL uygulamasını eleştirdi.
Fotoğraf: AA
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle özel gündemle toplandı.
İyi Parti'nin ilk kez Meclis'e grup olarak katıldığı Genel Kurul'da konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimini lanetledikten sonra 1.5 yıldır devam eden OHAL'i 20 Temmuz darbesi olarak niteleyerek "Bunu da şiddetle reddediyorum" dedi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları sırasında AKP ve MHP sıralarından "Yuh" ve alkış sesleri yükseldi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise tutuklu milletvekillerine ve OHAL'e dikkat çekerek demokratik hedeflerin otokratik düzen tarafından rafa kaldırıldığını söyledi.
Erdoğan, tartışmaları "rezalet" olarak tanımladı.
TBMM BAŞKANI KAHRAMAN: OSMANLI'NIN VARİSİYİZ, CUMHURİYETÇİYİZ
Oturumda sözü ilk olarak TBMM Başkanı İsmail Kahraman aldı. Meclis'in açılışının 98'inci yıl dönümü dolayısıyla bir konuşma yapan Kahraman, "demokrasiyi özümsemiş bir ülke olarak geçmişten alınan ders ve aklın gösterdiği yol doğrultusunda demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini" belirtti.
T24'ün haberine göre "Bizler ruh kökümüze bağlıyız, cumhuriyetçiyiz" diyen Kahraman, şunları kaydetti:
"23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. TBMM'de özel gündemle toplanarak kutlanmasına 1985'te başlandı. 33. toplantımızı yapmış olacağız. Meclis tecrübemiz 1876'ya dayalıdır. Savaş dolayısıyla ara veren meclis 14 Şubat 1878 tatil edildi. Uğradığımız yıkımları giderirken savaşlarla karşılaştık. 1. Dünya Savaşı'nı başlatan emperyalist devletlerin hedefi cihan devleti Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamaktı.
1910'da dünyanın ilk 6 devleti arasında olan cihan devletimiz 8 sene içinde Meriç ile Ağrı arasına sıkıştı. Savaşlarda büyük kayıplar yaşadık. 2 milyon 900 bin askerimiz 9 cephede çarpıştı. Çanakkale'de 60 bin, Sarıkamış'ta 70 bin, toplamda 400 bin şehit verdik. Kurtuluş Savaşı'nda 9.200 şehidimiz var. Evlatlarımız ülkeyi, milleti, vatanı, dini, namusu için kara toprağa girdiler, peygamber efendimize komşu oldular. 15 Temmuz'da, Fırat Kalkanı'nda, Zeytin Dalı'nda şahadet şerbetini içenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
Birçok zorluklarla karşılaştık, onları aşmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Engelleri aşa aşa büyük Türkiye yolunda daima ileri gideceğiz. Engelleri aşamayanlar, onları aşılmaz görenlerdir. Cesareti olmayanın başarısı, gayesi olmayanın hedefi olmaz. Önemli olan her düşüşte ayağa kalkabilmektir.
Anadolu'dan gelenlerin yanında Meclis-i Mebusan üyeleri de katıldı. 1. Meclis sonraki dönemlerden farklı olarak olağanüstü yetkilerle görevlendirilmiştir. Yasama, yürütme ve yargıyı da kendinde toplamış, kurucu meclis olarak çalışmıştır. Milli mücadeleyi zaferle neticelendirmiştir. Bu sebepledir ki meclisimiz gazilik payesi almıştır. 98 yıl önce ilk oturumunu yapan birinci meclisin aynı ruh ve heyecanıyla çalışmaya devam edilmelidir.
Milli iradeyi temsil eden Meclisimiz ne yazık ki zaman zaman saldırılara maruz kalmış, vesayet altına alınmak istenmiştir. Millet 15 Temmuz 2016'da bombalandı, kurşun yağmuruna tutuldu. İhanet şebekeleri kahraman ordumuza ait üniformalar giyen vatan ve millet düşmanları bertaraf edildi. Hesap soruluyor, sorulmaya devam edilecek. Muhterem Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine milletimiz sokaklarda demokrasi nöbeti tuttu. O gece gazi meclisimizi de açtık. Saldırılar altında 3 parti mensubu arkadaşlarımızla bir bütünlük içinde toplandık. Ertesi günkü olağanüstü toplantıya dört parti de katıldı ve ortak bir bildiri yayımladık. Mecliste sabahlayan değerli arkadaşlarımı, meydanları dolduran demokrasi nöbeti tutanları, 7 Ağustos'ta Yenikapı'daki necip milletimizi, tüm illerdeki insanlarımızı tebrik ediyorum.
İnanıyorum ki Türkiye'de darbeler dönemi sona ermiştir. Hiçbir güç böyle bir kalkışmaya cesaret edemeyecektir. Demokrasiyi özümsemiş bir ülke olarak geçmişte aldığımız dersle aklımızın gösterdiği yol doğrultusunda kurumlarımızı yaşatıp demokrasimizi güçlendirmeliyiz.
Osmanlı cihan devletinin varisiyiz, cumhuriyetçiyiz. Ülkemizi ve milletimizi güçlü kılmak için hep birlikte çalışacağız. 26. dönemin övgüye değer bir diğer başarısı 1982 anayasasında yaptığı temel değişiklik. Türkiye adeta makas değiştirmiştir. 24 Haziran 2018 tarihinde cumhurbaşkanıyla beraber 27. dönem milletvekili seçimleri yapılacaktır. Milletimizin kararının ülkemize, bölgemize ve tüm dünyaya hayırlı olmasını diliyorum.
Çocuk bayramını idrak eden tek ülkeyiz. Çocuk milletin yarınıdır. Üzerinde önemle durulmalıdır. TBMM'nin kuruluşunun 98. yıldönümünde milletimizin sağlık, huzur ve başarılar içinde nice bayramlara ulaşmasını diliyorum. Zatıalinizi, aziz milletimizi temsil eden milletvekillerini hürmetle selamlıyorum.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere hepsini saygıyla anıyorum. Allah'ın selamı ve bereketi üzerinizde olsun."
MİLLİ EĞİTİM BAKANI YILMAZ: HIZLI KARAR ALMA, ETKİN BİÇİMDE UYGULAMA KABİLİYETİ KAZANACAĞIZ
İsmail Kahraman'ın ardından Başbakan Binali Yıldırım'ın yerine söz alan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 24 Haziran 2018'de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekilliği seçimlerini "demokrasi bayramı" olarak niteledi.
Yılmaz, "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin 24 Haziran'dan sonra tam anlamıyla hayata geçeceğini hatırlatarak "Hızlı karar alma, etkin biçimde uygulama kabiliyeti kazanacağız" ifadesini kullandı. Yılmaz, şunları söyledi:
"Sizleri saygıyla selamlıyorum. Çocuklarımızın dünya çocuklarıyla kutladığı 23 Nisan kutlu olsun. Bugün çocuklarımızın bayramı. Kahraman şehitlerimizin çocuklarının bayramı. Son lokmasını cepheye gönderen aziz milletimin çocuklarının bayramı. Yurdun dört bir yanında yere düşen bayrakları kaldıran kendileri küçük, kalpleri büyük çocukların bayramı. Tüm dünya çocuklarına ümit dolu yarınlar diliyorum.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milli mücadeleyi sürdüren tüm milletvekillerine şükranlarımı sunuyorum. TBMM bundan 98 yıl önce de milli iradenin üstünlüğünü savundu. Halkın gücünün üstünde bir gücü o gün de tanımadı, bugün de tanımıyor, yarın da tanımayacak. Tam bağımsızlığı 98 yıl önce savundu, bugün de savunuyor, yarın da savunacaktır. TBMM bu ülkenin gururudur. İstikbal ve istiklal mücadelemizin en önemli savunucusudur. 23 Nisan 1920’de bugün dualarla açılan TBMM cumhuriyeti kurdu. Cumhuriyetimiz demokrasiyle de taçlandı. 16 yıldır bu ülkeyi idare eden siyasi kadro olarak milletimizin çizdiği rotadan zerre kadar ayrılmadık.
Cumhurbaşkanlığımızın önderliğinde milletimizin hayallerini birer birer gerçekleştiriyoruz. Muhalefet partilerine de eleştirileri nedeniyle teşekkür ediyorum. Türkiye’nin bugün dünden daha güçlü olduğunu, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma hedefine her gün daha fazla yaklaştığına dikkat çekmek istiyorum. Türkiye son 200 yıllık devlet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor.
Demokrasimiz birçok engeli aşarak hep birlikte bugünkü seviyesine geldi. 160, 1971, 1980 ve 1997’de milletin iradesi hedef alınarak yapılan darbeler büyük bedeller ödetti. 1980 darbesini müteakiben zorla giydirilen 82 anayasası vesayet kurumlarını güçlendirdi. Milletimiz her fırsatta insan hak ve özgürlüklerini güçlendiren demokratik ve özgürlükçü bir anayasa taleplerini dile getirdi. Değişikliklerle bu giderilmeye çalışıldı ama ne yazık ki sivil bir anayasa mümkün olmadı.
Hakimiyet milletindir anlayışını kabul etmeyen FETÖ'cü hainler 15 Temmuz'da gazi meclisimize saldırdılar. Bomba atacak kadar gözü dönmüş ihanet çetesi karşısında milletimiz hakkına, hukukuna sahip çıktı. Cumhurbaşkanımızın, meclisimizin, halkımızın iradesine sahip çıkması 15 Temmuz'u demokrasi destanına dönüştürdü.
Hükümet olarak halkımızın değişik taleplerini dikkate alarak bir paket hazırladık ve milletimizin onayına sunduk. 16 Nisan'da aziz milletimiz büyük bir demokratik olgunlukla tarihi bir karar alarak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine evet dedi. Bu yeniden büyük Türkiye'nin yolunu açtı. Bu ülkemizin demokrasi tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Demokratik kazanımlar 16 Nisan'la perçinlendi.
Bizim siyasetimizin esası barış, huzur, kardeşliktir. Şimdi demokrasinin bayram günü olan seçime gidiyoruz. Yeniden büyük Türkiye’yi inşa edeceğiz. Çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Dünyanın bütün çocukları için barış ve huzur diliyoruz. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Allah Türkiye’nin yolunu ve bahtını açık etsin. Yüce Meclis’i selamlıyorum."
KILIÇDAROĞLU: 20 TEMMUZ DARBESİNİ REDDEDİYORUM
Cumhuriyet'in haberine göre Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"CHP adına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nızı kutluyorum. Sevgili çocuklar ve değerli milletvekilleri, bu yüce çatı altında yapılan ilk konuşma Sinop mebusu Şerif Bey'e aittir. Cuma namazının ardından Anadolu'nun dört bir yanından gelen milletvekilleri 1. TBMM binasında bir araya gelirler. Saat 2'ye çeyrek kala başlayan ilk genel kurul toplantısına en yaşlı üye Şerif Bey başkanlık eder. "Bu yüce Meclis'in reisi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dahilinde bütün dünyaya ilan ederek meclisi açıyorum" demiştir. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma yolunda kararlı ve azimli çalışmalarını sürdürürler.
En büyük güvencesiyse milletin kendisidir. 1923'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Bütün cihan bilmelidir ki bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır o da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır, milletin kalbidir" der. Milletine bu kadar güvenen devlet adamı tarihte çok az bulunur. Halkını baş tacı yaparak milletin egemenliğini millete emanet eden lider çok az bulunur. Atatürk 22 Haziran 1919'da halkına güvenini şöyle belirtmiştir: "Milleti, milletin azmi kurtaracaktır." İlk anayasa olan 1921 anayasasında "Hakimiyet milletindir" denmiştir. Bugünkü anayasanın 6. maddesi de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" der.
24 Haziran'da yapacağımız seçimleri bağlamında çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras 15 Temmuz 2016'da FETÖ'cü darbeye karşı durmaktır. 15 Temmuz gecesi şehit olmuş tüm vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi rahmetle anıyorum. O gece burada bulunan milletvekili arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Bir cuma günü açılan gazi meclisimizin yine bir cuma günü yapılan darbe girişimine direnme gücü veren söz arkadadır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
15 Temmuz 2016'da darbecilerin başarısız kalması nedeniyle kahraman sıfatını hak eden 26. dönem milletvekillerimizin bir kısmı 20 Temmuz OHAL darbesiyle milletin verdiği yetkiyi devretmiştir. Biz bu tek adam mirasının parçası olmadık, olmayacağız. Sizler yetkilerinizi başkalarına devredebilirsiniz, ama gazi meclisin yetkilerini hiçbir kişiye devredemezsiniz.
Hiçbir surette hiçbir kişiye egemenliğin bir kişiye, bir zümreye devredilmemesi için kuvvetler ayrılığı getirilmiştir. Yasama, yürütme ve bağımsız yargı demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Demokrasilerin gücü ve varlığı güçlü bir kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlıdır. Sandıktan çıkarım, istediğimi yaparım anlayışını kabul etmiyoruz. Bu anlayış hakimse milli irade bir kişinin iki dudağı arasında demektir. Demokrasilerin özünde seçilmişlerin halka hesap vermesi temel kuraldır. Bugün hükümet edenler bırakın millete hesap vermeyi, milletvekillerinin soru önergelerine dahi cevap vermemektedirler. Bu yürütme organının yasama organını tanımaması demektir. Açıkça söylüyorum, böyle bir tablo bu meclisin saygınlığına gölge düşürür.
Bırakın 15 günü, 15 ay içinde cevap verilmiyor. Siz milletin hakkını sormayacak mısınız? Değerli milletvekilleri, yasama, yürütme ve yargı gücünü bir kişiye teslim edildiğin hukukun üstünlüğü yok olur, üstünlüğün hukuku gelir. Bugün bu tabloyu yaşıyoruz ve bütün dünya bu tablonun tanığıdır. Bu bayram gününde bu gerçekleri dile getirmek benim görevim ve sorumluluğudur. Bugün yetkileri büyük ölçüde elinden alınmış bir meclistir."
ELİTAŞ: MİLLETVEKİLLERİNİ KİRAYA VERMENİN HUZURSUZLUĞUNU YANSITTI
T24'ün haberine göre AKP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, "Sataşma var" diyerek Kılıçdaroğlu'nun ardından söz aldı. Kılıçdaroğlu'nun OHAL'e yönelttiği eleştirilere tepki gösteren Elitaş, CHP'li 15 milletvekilinin İyi Parti'ye katılmasına atıfta bulunarak "Milletvekillerinin kiraya vermenin huzursuzluğunu buraya yansıtmıştır" dedi.
Elitaş, şunları söyledi:
"TBMM’nin kuruluşunun 98. yılını kutluyoruz. Az önce konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 1923’ten bugüne gelen süreci çok güzel bir şekilde ifade etti. Genel Başkan anlaşılan o ki, 15 Temmuz günü kahramanca direnen direnci gösteremeyip, kahvesini içerken, sonuç ne olacak diye beklemekte ve aldığı talimatla efelik yapmaya kalkıyor. Bugün 20 Temmuz tarihine geldiğimiz süreçte bütün grup başkanvekilleri, olağanüstü hal ilan edileceğiyle ilgili bilgisi vardı. Demek ki kılıçdaroğlu, bu görüşmenin farkında değil. TBMM’nin yaptığı çalışmalarla ilgili tamamen yanlış bilgi vermiştir. 26. dönemde 24287 yazılı soru sorulmuş 10075 cevaplanıştır. En çok soru AK Parti dönemlerinde cevaplanmıştır. 26. dönemde 1226 sözlü soru sorulmuş 568’i cevaplanmış. Gördüğüm hadise şu, milletvekillerini kiraya vermenin rahatsızlığını bu kürsüde yansıtıyor."
CHP'Lİ ÖZEL: BİNALİ YILDIRIM, 15 TEMMUZ'DA GECEYİ ILGAZ TÜNELİ'NDE GEÇİRDİ
Elitaş'ın ardından söz alan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Özel, darbe girişimi gecesi Meclis'te hep beraber direndiklerini belirterek "Başbakan Binali Yıldırım Tuzla’ya bırakılmış, tanklar geliyor diye evinden alınmış, bilinmeyen bir yere doğru yola çıkmış, Ilgaz tüneline saklanmış, Jandarma çakarlarının görülmesinden sonra geceyi Ilgaz tünelinde geçirmiştir" dedi.
Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"İstanbul Emniyet Müdürü, bugünkü genel başkanların defalarca kendisini aradığını söylemiş, darbeciler ayrıldıktan sonra inişe karar vermiş. Hangarda çıkan 4 saat hala izaha muhtaçtır."
YILDIRIM'DAN YANIT
Yaşanan tartışmalar sonrası Başbakan Binali Yıldırım, kendisi hakkında söylenenlere yanıt vermek için söz aldı. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 98'inci yıl dönümünde Meclis'e daha yakışır bir toplantı yapılmasını arzu ettiğini ifade eden Yıldırım, "O gecenin gerçeği şudur. O gece, tanklar senin genel başkanına yol verirken, başbakanı uçaklara bu alçakları vurun demiştir" ifadesini kullandı.
HDP'Lİ BULDAN: İRADEMİZİ YOK SAYMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin sekiz milletvekilinin tutuklu bulunduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı. Yakın zamandaki uygulamalarla parlamenter sistemin tamamen tasfiye edildiğini belirten Buldan, demokratik hedeflerin otokratik düzen tarafından rafa kaldırıldığını söyledi.
Buldan, OHAL'e de eleştiriler yöneltti. "Bu ülke, 'Ben yaptım, evladır' anlayışıyla yönetilmeye çalışılmaktadır. Şüpheli bir referandum sonrası yapılan ilk seçime olağanüstü hukuksuz bir ortamda baskın seçime gidiyoruz" ifadesini kullanan Buldan, "İrademizi yok saymaya kimsenin hakkı yoktur" diye konuştu. Buldan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu coğrafyada Kürtlerin yaşadığı coğrafyalar 1925-1950 arasında OHAL'le yönetildi. 1987'den 2002'ye kadar da OHAL uygulanmıştır. Son 2 yılı da sayarsak 50 yıldan fazla süre bu coğrafya OHAL'le yönetilmiştir."
AKP'DEN 'KÜRT KÖKENLİ' YANITI, HDP'DEN TEPKİ
AKP Grup Başkanvekili ve Amasya Milletvekili Naci Bostancı, Pervin Buldan'ın sözlerine tepki gösterdi. "AK Parti grubuna baksanız, Kürt kökenli vekiller olduğunu görürsünüz. Yaşanan Kürt meselesine ilişkin bir mesele değil, yaşanan terörle ilgili yargının verdiği kararlar" diyen Bostancı, "Bunları değerlendirirken ayrı bir etnik çatışma çıkaran dili çok yanlış, doğrudan genel başkanı olduğunuz partinin söylemiyle uyumsuz görüyorum" ifadesini kullandı.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Bostancı'nın ardından sözü alarak "Biz Kürt'üz, Kürt kökenli değiliz. Bizde Ermeniler, Süryaniler, feministler ve Türkler de var. Biz Türkiye partisiyiz" dedi.
Söz sırası HDP'ye geldiğinde CNN Türk, NTV ve Habertürk gibi televizyon kanallarının canlı yayından çıktığını belirten Beştaş, açıklamalarına "İşte ayrımcılık böyle yapılır. Milletvekillerimizi tutuklayarak HDP'yi bitiremezsiniz. HDP 24 Haziran'a gümbür gümbür geliyor ve biz kazanacağız" diye devam etti.
KAHRAMAN: TÜRK İLLERİ, KÜRT İLLERİ DİYENİ DIŞARI ALMAK LAZIM
TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise, Beştaş ve Buldan'ın açıklamalarına tepki gösterdi. Kahraman, "Kürt illeri" diye bir şey olmadığını iddia ederek şunları kaydetti: "Türk coğrafyasında yalnızca Türkiye Cumhuriyeti hükümeti var. Anayasaya üst düzeyde aykırıdır beyanlarınız. Türk illeri, Kürt illerini beyan edeni dışarı almak lazım. Gelin meramınızın böyle olmadığını söyleyin, yoksa sizi TBMM'den çıkaracağım. Kürt illeri nedir hanımefendi?"
Kahraman ayrıca "Sayın Buldan, sizle mesai yaptık. Türkiye herhangi bir Ermeni katliamı yapmamıştır. Soykırım kabülü gibi bir mesele oldu, o Türkiye'de de gündeme geldi gibi bir şey olabilir. Ölen kişilere saygı duymak başkadır, katliam ya da soykırım gibi bir şey olmamıştır" dedi.
ERDOĞAN: REZALET
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin açılışının 98. yılı dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kuruldaki tartışmalara ilişkin soruya, "rezalet" yanıtını verdi. (HABER MERKEZİ)