AKP’nin 16 yıllık çalışma yaşamı karnesi: 20 binin üzerinde işçi öldü
AKP, 16 yıllık iktidarında çalışma yaşamında büyük bir mezarlık yarattı. Dört bir yanda 20 binin üzerinde işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Fotoğraf: Pixabay
Ruken DEMİR
AKP- MHP ittifakıyla gidilen baskın seçim öncesi işçi ve emekçiler siyaset tarafından yeniden hatırlanırken, iktidarın çalışma yaşamı karnesi büyük iş cinayetleriyle dolu. Zonguldak, Soma, Ermenek, Şirvan, Şırnak başta olmak üzere onlarca yerde 20 binin üzerinde işçi iş cinayetine kurban gitti. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle tüm grevler yasaklanırken, ücretler düşürüldü, çalışma süreleri uzatıldı ve kazanımları tek tek törpülendi. İktidara geldikleri 2002 yılında çalışanların dostu olacağını ileri süren AKP, 16 yılda taşeronlaştırdığı çalışma yaşamını kadro devşirmesine dönüştürdü ve iş cinayetlerinin üstünü “Kaza, kader, fıtrat” söylemleriyle geçiştirdi.
İŞÇİ TAŞERONU ARAR HALE GELDİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik rakamları 2002’de yüzde 10.3 iken, 2018 yılı Ocak ayı işsizlik oranları yüzde 10.8’e çıktı. Taşeron işçi sayısı ise 16 yılda 387 binden 2 milyona ulaştı. Taşeron işçiliğin yanı sıra istihdam yaratma “kurnazlığı” ile “Kiralık işçilik” de 2016 yılında resmen başlatıldı. Böylece Türkiye’de “Özel istihdam büroları” adı altında “Modern amele pazarlarının” kurulmasının önü açıldı. İşsizliği bitireceği iddialarını gündemden düşürmeyen AKP Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte “Müjde” diye sunduğu “Kadro” vaatleri sonrası ortaya koyduğu “güvenlik soruşturması” ile 120 binin üzerinde taşeron işçiye taşeron çalışmayı arar hale getirdi.
‘SIFIR KAZA' DEDİLER DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDULAR
AKP hükümeti 13 Mayıs 2017'de Çalışma Bakanlığı öncülüğünde iş cinayetlerine ilişkin 3 aylık "Hedef sıfır kaza" kampanyası başlattı ancak, başta inşaat sektörü olmak üzere, maden, sanayi, enerji, tarım ve ulaşım iş kollarında yaşanan iş cinayetlerinin ardı arkası kesilmedi. Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü oldu. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı verilerine göre, 2002’de yaşamını yitiren işçi sayısı 878 olarak görülüyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, 2002 yılında her 100 bin işçiden 16.8’i iş cinayetine kurban giderken, bu oran 2006 yılına geldiğinde devasa bir şekilde artarak 20.5 işçiye yükseldi. 2002 yılında 878 olan iş cinayeti rakamları 2006 yılında ikiye katlanarak 1601’e çıktı. 2012- 2013- 2014- 2015- 2016 ve 2017 yıllarında çalışan 100 bin işçiye karşı ölüm oranı 20.06 olarak gerçekleşti. AKP’nin 16 yılık iktidarında yaşamını yitiren işçi sayısı 20 bini aşmış durumda.
İŞ CİNAYETLERİ OLDU ‘KADER, FITRAT’
* AKP döneminde 95 yıllık Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetleri yaşandı. Tuzla tersaneleri, Davutpaşa, Ostim, Soma, Kozlu, Karadon, Ermenek, Esenyurt, Torunlar, Şirvan ve Şırnak’ta yaşanan iş cinayetleri en bilinenleri.
17 Mayıs 2010’da Zonguldak Karadon Maden Ocağı’nda meydana gelen maden faciasında 30 işçi yaşamını yitirdi; 11 işçi yaralandı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, "Bu mesleğin kaderinde bu var" derken, dönemin Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, madenciler için "Güzel öldüler” sözleriyle tepki toplamıştı. 30 işçinin yaşamını yitirmesine ilişkin görülen dava ise 4 yıl sonra 23 kişi beraat almış, 5 kişiye 5 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezaları verilerek kapatılmıştı.
* 6 ve 10 Şubat 2011’de Maraş’ın Afşin ilçesinde Ciner Grubu’na ait Çöllolar Kömür Sahası’nda göçük meydana geldi. 11 işçi yaşamını yitirdi. Faciada göçük altında kalan 2 işçinin cenazesine ulaşıldı. 9 işçinin cenazesine ise bir daha ulaşılamadı. Devam eden yargılama sürecinde ise, 4 kişiye 4 yıl 2’şer ay hapis cezası veren mahkeme, cezayı ise 93 bin 200’er lira para cezasına çevirmişti.
* 6 Eylül 2014'te İstanbul'da Torunlar Center'a ait inşaatta asansör faciası yaşandı. İşçileri taşıyan asansörün yere çakılması sonucu 10 işçi yaşamını yitirdi. Önlemlerin alınacağı söylenmesine rağmen önlemler alınmadığı gibi her ay yaşanan iş cinayetleri verilerine göre en fazla iş cinayetinin yaşandığı sektör inşaat sektörü oldu. Torunlar davasında ise, 4 yıl sonra çıkan kararda 16 sanık beraat ederken, 9 sanığa ise sadece 60 bin 800'er lira para cezası verildi.
* Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetlerinden biri de, 13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesinde Soma Maden A.Ş. de yaşandı. Faciada 301 işçi yaşamını yitirdi. Dönemin Başbakanı Erdoğan, bu defa da “Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok” açıklaması yaptı. Erdoğan’ın danışmanı Yusuf Yerkel ise, protestolarda bulanan Somalı madencileri yerde tekmelemekle meşguldü. 4 yıldır devam eden yargılama sürecinde ise, tutuklu 5 sanık bulunurken, sanıkların düşük cezalarla cezalandırılmaları yönünde mütalaa açıklandı.
* 28 Ekim 2014'te henüz Soma'nın acısı dinmemişken Karaman'ın Ermenek ilçesinde maden göçüğü yaşandı. Faciada 18 işçi göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. Yapılan yargılama sırasında savcılık MİGEM'in (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) ihmali olduğunu saptadı. Mahkeme madenci yakınlarını ve iş cinayetlerini engelleyecek cezalar vermekten uzak durdu. 7 sanığa 3 yıl ile 13 yıl 9 ay arasında değişen cezalar verildi.
* 16 Kasım 2016’da maden göçüğünün adresi bu defa Siirt’in Şirvan ilçesi Maden Köyü oldu. 16 işçinin yaşamını yitirdiği Şirvan’da günler sonra cenazelere ulaşılırken, devam eden yargılama sonucunda tutuklu 7 sanık da tahliye edildi.
* 17 Ekim 2017’de Soma Davası’nın bir duruşması görüldüğü saatlerde Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir maden ocağında göçük oluştu. 7 işçi yaşamını yitirdi. Facianın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olan Enerji Bakanı Berat Albayrak, işletmenin kaçak ve ruhsatsız olduğunu söyledi. Cinayete ilişkin yargılama aşaması ise henüz başlamadı.
MİLLİ GÜVENLİKTEN 14 GREV YASAKLANDI
İş cinayetleri ve işsizliğin yanı sıra işçi grevleri de AKP'nin baskı uygulamalarından nasibini aldı. "Yasaklara karşı oldukları" söylemleri ile iktidara gelen AKP döneminde işçilerin aldığı 14 grev kararı, Bakanlar Kurulu kararı ve OHAL gerekçesi ile yasaklandı. Grevlerin 6'sı OHAL döneminde yasaklandı.
AKP'nin ilk yasakladığı grev 1 Temmuz 2003’te Petrol-İş’in örgütlü olduğu Petlas Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. işçilerinin grevi oldu. Grevin yasaklanmasına "Milli güvenliği bozucu olduğu” gerekçesi sunuldu. Yine 2003 yılı Aralık ayında ise aynı gerekçe ile Kristal-İş üyesi 5 bin Paşabahçe işçisinin grevini başlamadan Bakanlar Kurulu kararı ile yasakladı. Paşabahçe işçilerinin 30 Ocak 2004'te yasağın kalkması ile yeniden aldığı grev kararı da "Milli güvenliği bozucu ve genel sağlık" gerekçesi de yasaklandı. 21 Mart 2004’te bu defa yasaklanan grevlere Lastik İş Sendikası'nda örgütlü işçilerin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine aldığı grev kararının Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanması eklendi. 1 Eylül 2005’te ise, Türkiye Maden İşçileri Sendikası'nın Erdemir Madencilik ile anlaşmazlık yaşaması üzerine aldığı grev kararı yasaklama ile karşılaştı.
27 Haziran 2014’e gelindiğinde ise 5 bin 800 işçinin Şişecam’a bağlı 10 cam fabrikasında 8 gün devam ettirdiği grev, 21 Temmuz 2014’te ise Bakanlar Kurulu, Çöllolar Kömür Sahası işyeri ile Çayırhan Kömür İşletmesinde, Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından alınan grev kararı yine önceki gerekçelerle yasaklandı. 30 Ocak 2015’te Birleşik Metal-İş’in, Anadolu Isuzu, Demisaş Döküm, Federal Mogul, Sarkuysan ve Türk Prysmian Kablo’nun da olduğu 22 fabrikada başlattığı grev aynı gerekçelerle yasaklandı.
15 Temmuz 2016'da gerçekleşen darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha sonra itiraf edeceği üzere OHAL fırsata dönüştürüldü ve yine işçi grevleri yasaklarla karşılaştı. AKP'nin OHAL döneminde yasakladığı ilk grev Asil Çelik'te çalışan işçilerin toplu sözleşme masasında anlaşma sağlanmaması üzerine 18 Ocak 2017’de başlatacakları grevi başlamadan OHAL gerekçesi ile yasakladı. Arkasından da işçi grevleri peş peşe yasaklandı. Birleşik Metal-İş’in EMİS’e bağlı işyerlerinde 20 Ocak 2017’de başlatacakları grev, 20 Mart 2017'de Akbank grevi "Ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte" gerekçesiyle yasaklandı. 22 Mayıs 2017'de Şişecam işçilerinin 24 Mayıs 2017’de başlatacağı grev “Milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
5 Haziran 2017'de Mefar İlaç Fabrikası'nda toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine alınan grev kararı Bakanlar Kurulu'nca “Genel sağlığı bozucu nitelikte" gerekçesi ile MESS sözleşmesi kapsamında 130 bin işçiyi ilgilendiren ve 2 Şubat 2018'de başlayacak olan grev de yasaklandı.
ERDOĞAN İTİRAF ETTİ!
Alınan tüm grev yasak kararlarının altında bizzat AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın onayı olduğu kendi itiraflarına yansıdı. Erdoğan, işverenlerle yaptığı her toplantıda "OHAL'i biz iş dünyamız daha rahat çalışsın diye yapıyoruz. Grev tehdidi olan yere biz OHAL'den istifade ederek anında müdahale ediyoruz" diye belirtti. (İzmir/MA)