30 Nisan 2018 00:04

Kadınlar duvarlar arasına sıkışmamalı, çözüm için yan yana gelmeli

Kadın işçiler, işyerlerindeki sorunların çözümü için yan yana gelmenin önemine dikkat çekerek 1 Mayıs'ta Gündoğdu'ya çağrı yaptılar.

Kadınlar duvarlar arasına sıkışmamalı, çözüm için yan yana gelmeli Fotoğraf: Evrensel

Dilek OMAKLILAR
Halil BANDIRMA
İzmir

Kimi petro kimya, kimi tekstil iş kolunda çalışıyor. Ortak talepleri düşük ücret sorununu çözülmesi ve fazla mesai baskısının sona ermesi. Özellikle kadın işçiler, işyerlerindeki sorunların çözümü için daha çok yan yana gelmenin önemine dikkat çektiler ve 1 Mayıs’ta Gündoğdu’da yapılacak mitinge çağrı yaptılar. 

Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde, birçok tekstil fabrikasının yan yana olduğu yerde işçilerin çay molasına ortak oluyoruz. Hori Tekstil’de çalışan işçilerden biri, “Söz işçilerin olmalı, sandıklara giden işçiler tabi ki var ama esas olarak önce 1 Mayıs alanında olmalı” diyor. Taleplerini ise şöyle sıralıyor: “Sendikalaşma önemli, fazla mesai olmamalı, aldığı ücretle tükettiği emek bir değil işçinin, işçi makinelerle yarışıyor. Yediren biziz, aç kalan biziz. Bir olmalıyız ve bunu da 1 Mayıs alanında göstermeliyiz.”

Bir kadın işçi ise bizi önce epey tedirgin bir şekilde izliyor ve “İşçiler yürüyüş yapıyor mesela, eylem yapıyor ama çözüm yok ki. Bak OHAL’le grev yasağı getiriyor. Nasıl çözeceğiz bu sorunları?​” diye soruyor. Mila Tekstil’de çalışan diğer kadın işçi giriyor söze: “Ülke zaten iyiye gitmiyor. Bu erken seçimin neden yapıldığını da bir türlü anlamadık. Daha çok konuşmalıyız aslında, sorunlarımıza da birlikte çözüm aramalıyız. Ama çok zor."

‘ÇÖZÜM YAN YANA DURABİLMEK’

95 yılından beri tekstil sektöründe çalışan kadın işçilerden biri yanıt veriyor bu kaygılara: 

“Çalışma koşulları her yerde farklı sonuçta. Her işveren kendine göre kural koyuyor. Biri fazla mesaiye kalıyor, mesela biz kalmıyoruz. Değişiyor. Taşeron yerlerde özellikle daha da ağır, herkes birbiri üzerinden para kazanıyor. Taşeron keşke olmasa. Sigortanın, maaşların düzenli yatırılmayan yerler var. İnsanlara korkuyu veriyorlar, bu kaygılar yüzünden bir araya gelemiyoruz. Kadınlar için özellikle istihdam meselesi, fabrikada kreş yoksa çocuğunun bakımı derken bir yandan da verim bekleniyor. Çözüm yan yana durmaktan geçiyor.”

KADINLAR DÖRT DUVAR ARASINDA SIKIŞMAMALI

Başka bir bölgeye geçiyoruz. 15 yıl tekstil sektöründe çalışmış Velat Çelebi, 2 çocuk annesi ve her kadın gibi onun da temel derdi geçim sıkıntısı. “Yoksulluk hat safhada. Artık dayanmak çok zor” diyen Çelebi, çalıştığı günden bu yana hayat şartlarının olumsuz yöne doğru gittiğini söylüyor. Kirada oturan Çelebi, iki çocuğunu okutabilme mücadelesi veriyor. 1 Mayıs için tüm kadınlara çağrı yapıyor: “Emekçinin günü olarak tanımlanan bugüne tüm kadınlar gitmeli. Kadınlar dört duvar içinde sıkışıp kalmamalı, biraz cesaretle, dayanışmayla yapamayacağız şey yok.”

Kadınların işte, evde, sokakta sürekli ikinci sınıf insan muamelesi görüldüğünü söyleyen Ev emekçisi Dursune Kaya da, 1 Mayıs’a çağrı yapıyor: “Kadın erkek eşitliğini haykırmalıyız her yerde. Kadın cinayetlerinden çocuk istismarına kadar her sorunun karşısında çözüm üretmeliyiz.”

14 SAATİ İŞE HARCIYORUM GERİYE BİR ŞEY KALMIYOR

Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde petro kimya fabrikasında çalışan 21 yaşındaki genç bir işçi ise, asgari ücretin biraz üzerinde ücret aldığını ve ailesiyle zar zor geçindiğini anlatıyor. “10 saatim işyerinde, 4 saat yolda olmak üzere 14 saatimi iş için harcıyorum. Geriye sosyal yaşamıma dair bir şey kalmıyor ki” diyen işçi, yoğun çalışma koşullarından şikayetçi. Gelecek kaygısını, işsizliğin her geçen gün daha da çok hissedildiğini anlatıyor, artan yoksullukla birlikte eve ekmek götürebilmek için sabırla dayandıklarını dile getiriyor ve ekliyor: “Keşke bir arada olabilmenin yollarını daha çok konuşabilsek. Geçimi kolaylaştıracak ücret için, daha az saatlerde çalışıp kendimize, ailemize vakit ayırabilmek için 1 Mayıs’ta alanda olmalıyız. Yoğun çalışma koşulları sadece zaman demek değil, bu baskı yüzünden iş kazaları oluyor. Bunları engellemeliyiz.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

İliç siyanür faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Hava, toprak ve su zehirlendi; 9 işçi can verdi. Daha fazla altın için kuralsız çalışmanın önünü açanlar aklandı. Halk zehirlenmiş doğa ve işsizlikle baş başa. Facianın ana sorumlularından uluslararası maden tekeli SSR, hisse senedi değerlerinin yükselmesiyle felaket öncesine geri döndü. İliç’teki altın için de “iş birliği içinde olduğu iktidarla” pazarlıkta.

Türkiye’de siyanür kullanılan 24 maden var. Bunların 10’u fay hattı üzerinde.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Grevdeki Çelikaslan Tekstil patronunun kardeşi: "Benim zenginliğimi Allah verdi."

Evrensel'i Takip Et