Sincanlı işçi ve emekçiler talepleriyle alanda olacak
Sincan Organize Sanayi’nde bulunan iş ve emekçiler, bugün alanlarda taleplerini haykıracak.
Fotoğraf: Evrensel
Yasemin ÖZTÜRK
Ankara
İşçi kenti Sincan’ın ilçe merkezinde yaptığımız görüşmelerde, işçi ve emekçiler bugün alanda olacaklarını söyledi. Ücretlerin düşüklüğünden, zamanında ödenmemesinden, çalışma koşullarından ve sendikasızlıktan, KHK’le getirilen kadro uygulamasının yarattığı mağduriyetten şikayet eden işçiler, bugün taleplerini haykıracak.
Sincan Organize Sanayi’nde bulunan, Hak-İş’e bağlı Çelik-İş’in örgütlü olduğu Termikel’de çalışan kadın işçiler uzun zamandan beri ücretlerini alamadıklarından yakınıyor. Bir kadın işçi, “Sendikayı fabrikaya patron getirdi. Patron sendikayı arkasına almış. Biz birkaç kez iş yavaşlattık, iş durdurduk. Yani işçiler olarak yaptık. Sendika ortada yok. 1 Mayıs’ta, işçilerin ücretlerinin zamanında ödenmesini, sendikanın patronun değil işçilerin yanında olmasını, işçilere hak ettiği, insanca yaşayacağı ücret verilmesine talep ederim. Haziran seçimlerinden de beklentim bu” dedi.
Bir kadın işçi de hayat pahalılığından yakınarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim iki çocuğum var, çocuklara annem bakıyor. İsterdim ki; çocuklarıma istediklerini yedirebileyim, giydirebileyim. Eşim güvenlikçi. Çocuklarımı okutmak isterim, iyi okullarda okusunlar isterim, patron çocukları gibi yurt dışında okusunlar isterim. Ama nerede? Ay sonunu zor getiriyoruz. Fabrikadan ayrılan çok arkadaşımız oldu. İçeride kalan paralarını almak için mahkemeye başvurdular. Ayrılsam, iş bulmak zor, işsizlik var. İşsizlik olmasın, çocuklarımız iyi okullarda okusun, masraflarını devlet karşılasın, herkes canının çektiğini yiyebilsin, giyebilsin istiyorum.”
‘SENDİKAM OLSUN’
Kazan’da bir fabrikada çalıştığını söyleyen genç bir metal işçisi, çalıştığı fabrikada sendika olmamasından yakınıyor. Metal işçisi de taleplerini şöyle sıralıyor: “Bizim fabrikada sendika yok. Sendikamız olmasını istiyorum. Daha önce çalıştığım yerde sendika vardı. Kötü de olsa, iyi de olsa sendika olunca ücretimiz fazla oluyor, haklarımız daha fazla oluyor, en azından yasal haklarımızı kullanabiliyoruz. Benim talebim çalışan herkes sendikalı olsun, sendika bir hak.”
‘ŞEKER FABRİKALARINDA ÇALIŞAN İŞÇİLER HUZURSUZ’
Etimesgut'taki şeker fabrikasında çalışan iki işçinin gündeminde ise fabrikaların özelleştirmesi var. Özelleştirmeye karşı olduklarını ifade eden işçilerden biri, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Şeker fabrikaları tek tek satılıyor. Şimdilik bizim fabrika satılacaklar listesinde yok. İki, üç yıla kalmaz bizim fabrika da satılır. Biz de işsiz kalırız. Fabrikada çalışan arkadaşlarımız da çok huzursuz. En başta şeker fabrikaları olmak üzere özelleştirmeler dursun, satılan fabrikalar tekrar geri alınsın. Şeker fabrikaları halkındır.”
‘OHAL KALDIRILMALI, GREV HAKKI ENGELLENEMEZ’
Şeker işçilerinden diğeri ise OHAL döneminde engellenen grevlere dikkat çekerek, “Artık bunlardan kurtulmanın zamanı geldi. Seçimlerde hile hurda olmazsa kurtuluruz. Hiç memnun olan yok. OHAL kaldırılmalı, işçilerin grev hakkını kimse engelleyememeli. İşçilerin hakları elinden alındı. Memurların durumu işçilerden de kötü. Güzelim ülkeyi ne hale getirdiler?” diye konuştu.
1 MAYIS’TA DA ÇALIŞTIRILIYORLAR
Sincan'da ikamet eden pek çok OSTİM işçisi de bulunuyor. OSTİM işçileri çok dertli. İlk dile getirdikleri ise 1 Mayıs’ın tatil olmasına rağmen bu haklarını kullanamamaları oldu. Genç bir OSTİM işçisi şunları anlattı: “OSTİM’de çalışan işçilerin hiçbir hakkı yok. İşyerleri küçük, fabrika değil. Patronlarla içli dışlıyız. 1 Mayıs’ta mitinge gitmeyi çok istiyorum ama çalışmak zorundayım. Çalışmasam işten atılırım. Ne sendikamız var, ne iş güvencemiz var. Sabah 8.30 işbaşı, akşam çıkış 19.00. Hayat koşulları belli. Örgütlenmeliyiz elbet, bir çıkış yolu bulmak zorundayız, böyle gitmez.” Üzerlerinde iş önlükleriyle iki lokanta işçisi de hızlı adımlarla yanımızdan geçerken,1 Mayıs’ta çalışacak olmaktan dertliler: “Biz de 1 Mayıs’ta çalışıyoruz. Denetleyen yok, soran yok. Sendikamız da yok. Bizim yerimize de slogan atın.”
TAŞERON İŞÇİLER: BİZİ KANDIRDILAR
Bir kadın, KHK ile getirilen kadro uygulamasına tepki gösteriyor: “Bizi kandırdılar. Oğlum taşeron işçisi. ‘Kadro vereceğiz’ dediler, vermediler. Kandırdılar. Bizi de yazın, söyleyin.” Bir işçi emeklisi ise bundan sonra kandırılmamak için herkesin 1 Mayıs alanında olması için çağrı yapıyor: “Yok öyle. Kandırılan kimse o söylesin, 1 Mayıs’ta alanda çıksın söylesin. Kanmayın artık. Ben Et Balık Kurumundan emekliyim. Hepimiz hakkımızı arayacağız, sendikalarda örgütleneceğiz. Emekli maaşı ile geçinemiyorum. Ben de bunu söylemek için Tandoğan’a 1 Mayısa gideceğim. Oğlunla 1 Mayıs’a gel. İşçi dediğin 1 Mayıs’ta alanda olur. 1 Mayıs ne kadar güçlü olursa kandıranlardan o kadar çabuk kurtuluruz.”