01 Mayıs 2018 07:03
Son Güncellenme Tarihi: 01 Mayıs 2018 09:54

İstanbul 1 Mayıs'ı Maltepe'de: OHAL’e ve yasaklara karşı insanca yaşam

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs İstanbul’da Maltepe’de kutlandı.

Fotoğraf: Serhat Çağdaş/AA

Paylaş

Fırat TURGUT
Uğur ZENGİN
İstanbul

İstanbul’da İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı kutlamak için 200 bini aşkın işçi ve emekçi Maltepe Meydanı’ndaydı. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla yapılan mitinge Türk-İş ve Hak-İş üyeleri de katıldı. İşçi ve emekçiler başta OHAL’in son bulmasını, grev yasaklarının sona ermesini istedi. İşçi ve emekçilerin talepleri arasında “Ayrımsız şartsız kadro”, “İnsanca yaşanabilecek bir ücret”, “Çalışma koşullarının iyileştirilmesi”, “İş cinayetlerinin son bulması” yer aldı. Son yıllarda yapılan kutlamalara göre bu sene İstanbul 1 Mayıs’ının kalabalık olması dikkat çekti.

Maltepe Meydanı’nda yapılan miting öncesi emekçiler 3 kolda toplandı. DİSK-Türk-İş, KESK’e bağlı sendikalar, TTB, TMMOB, Emek Partisi, CHP, HDP, BHH, TKP, ESP, SYKP, Devrimci Parti, Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi, Halkevleri, Çarşı Grubu 3 koldan miting alanına yürüdü. Mitinge HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Gürsel Tekin, Gülay Yedekçi, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, Oyuncular Rutkay Aziz ve Genco Erkal katıldı.

Alan çevresinde geniş güvenlik önlemleri dikkat çekti. Piri Reis Caddesi ve Turgut Özal Bulvarı'nın kesiştiği yol araç trafiğine kapatıldı. Alan üzerinde polis helikopteri de uçtu.Gazi Mahallesi'nden Maltepe'ye gelen araçların tamamı durdurularak kimlik kontrolü yapıldı . 

Sahnedeki ekranda 7 ayrı dilde 1 Mayıs yazdı. 

Alanda bulunan sarı kırmızı yeşil flama polis tarafından indirildi. 

CHP KORTEJİ 5 KM’LİK YÜRÜYÜŞÜN ARDINDAN MİTİNG ALANINA ULAŞTI

Kartal sahilinde bir araya gelen aralarında il başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları ile parti meclisi üyelerinin de bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grubu, yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüşün ardından Maltepe’deki miting alanına ulaştı. 

6 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Maltepe Miting Alanı'na girişte kurulan polis noktasında çıkan tartışma sonrası 6 kişi gözaltına alındı. LGBTİ üyesi bir kişi, kendisini erkek polise aratmak istemedi. Yaşanan arbedede 6 kişi gözaltına alındı. 

KATLİAMDA HAYATINI KAYBEDENLER ANILDI

Program 1 Mayıs 1977, 1989, 1996, 10 Ekim Ankara Katliamı, Suruç Katliamı ve tüm hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganı atıldı.

'BİRLİKTE HAREKET ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Kurumlar adına 1 Mayıs ortak metninin Türkçesini Zeytinburnu Belediyesi’nden ihraç edilen taşeron işçi Kenan Güngördü ve KESK’li KHK direnişçileri adına eğitimci Nuray Şimşek ortak metni okudu. Metnin Kürtçesini ise HDP İstanbul İl Yöneticisi Hevin Kınay okudu. 

‘SADECE İŞ GÜVENLİĞİMİZ DEĞİL ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN DE’

Kapitalizm krizinin tüm dünyada emeğe ve emekçilere yönelik yeni bir saldırı dalgası ile aşılmaya çalışıldığını ifade edildiği metinde, “Uluslararası sermaye milliyetçiliği, yabancı düşmanlığını, çatışmaları yaygınlaştırarak sömürü alanlarını genişletmeye çalışıyor. Sendikal haklar bir bir budanırken, örgütlenme önüne engeller konuluyor.” denildi. Kadın ve çocuk emeği sömürüsünün yaygınlaştığı, kazanılmış haklara yönelik saldırının mevcut olduğu günlerden geçildiğine dikkat çeken metinde, “Sadece iş güvencesi değil yarınımızın da güvencesini ortadan kaldırdılar. Bugün işi olanın yarın işinin devam edece hiçbir garantisi yok. İşi olsa da muhalif ise gözaltına alınıp alınmayacağının tutuklanmayacağının hiçbir garantisi yok. O yüzden bizler, sadece iş güvencemiz için değil özgürlüğümüz için de mücadele etmek zorundayız. Özgürlüğün olmadığı, demokrasinin olmadığı yerde iş güvencesinin de olmayacağını, özelleştirmelerden, ihraçlardan, açığa almalardan, kayyumlardan ve daha birçok faşizan uygulamadan bir kez daha öğrendik.” ifadelerine yer verildi. 

‘YASALARLA DEĞİL FERMANLARLA YÖNETİYORLAR’

OHAL ile işçi grevlerinin yasaklandığını hatırlatan metinde, “OHAL olmadan ülkeyi iki gün yönetme kabiliyetlerinin kalmadığını da itiraf etmişlerdir. Bu yüzden ülkeyi yasalarla değil saraydan ilan edilen fermanlarla yönetiyorlar. İktidarda kalmak için baskı düzenine ihtiyaçları var. Biz emekçileri kapıkulu haline getirmek için OHAL düzenine ihtiyaçları var. Fiilen yok edilen iş güvencemizi kalıcı olarak ortadan kaldırmak, kamuda kuralsız, güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak için OHAL düzenine ihtiyaçları var. Bizleri birbirimizin düşmanı haline getirmek için OHAL düzenine ihtiyaçları var. Gerçeklerin aydınlığa çıkmaması için OHAL karanlığına ihtiyaçları var.  Tek adam rejiminin kalıcı hale getirilmesi için OHAL’e ihtiyaçları var.” denildi.

‘FAŞİZME KARŞI BİRLİKTE HAREKETE’

Metnin devamında şu ifadeler yer aldı: “Kadın özgürlük mücadelesi uykularının kaçırıyor, rejime tehdit olarak görüyorlar. Bunun için eril zihniyeti büyütüyorlar. Tolumsal ilişkililerimizi muhafazakarlık temelinde yeniden biçimlendiriyorlar. Barış değil savaşa ihtiyaçları var. Bu yüzden içeride ve dışarı da savaş politikalarını hayata geçiriyorlar. Halklarımızın bir arada  yaşama iradesinden korkuyorlar. O yüzden Kürt sorununda çözümsüzlüğü esas alıyor, çatışmaları derinleştiriyorlar. Taşeronu kaldıracağı dediler  var olan işimizi de elimizden aldılar. İstihdam seferberliği dediler işsizlik aldı başını gidiyor. Yüzümüzün akı barış akademisyenlerini ve öğrencilerimizi cezaevlerine doldurdular. Mafyayı baş tacı ettiler. ‘Millet iradesi’ dediler seçilmiş belediye başkanlarını, milletvekillerini tutuklandılar, ülkeyi kayyumlarla yönetmeye başladılar. Tıka basa doldurdukları cezaevlerinmi tabutluklara çevirdiler. Yarım yamalak olan hukukun üstünlüğü ve huku devleti ilkelerini yerle bir ettiler. Darbesiz yapamayan, OHAL’den beslene, KHK’lar ile ayakta duran AKP iktidarına bugün korkularının en büyüğünü yaşatıyoruz. Son yıllarda diğer darbeleri kat be kat aşan baskılarına rağmen bugün burada toplanan emekçiler güzel günlerin çok yakında olduğunun müjdesini veriyorlar. Buradan onbinler olarak tüm muhalif kesimleri emek, demokrasi ve barış perspektifi etrafında kenetlenmeye, sol değerleri ve ilkeleri yaşama geçirerek, güzel günler için faşizme karşı birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.”

EMEK DÜŞMANLIĞINI EMEKÇİLER DURDURACAK

Kürsüde DİSK adına Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu konuştu. Sermaye düzeninin karanlığı, faşist ve zorba rejimleri başa taşıdığını ifade eden Çerkezoğlu, “Savaşlar sermaye düzenin kapitalizmin, emperyalizmin eseri. Demokrasi birikimini ortadan kaldırmaya çalışan rejim değişikliği öncesi alanlardayız. Yaşadığımız baskı, sömürü rejimine hayır diyenler olarak Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs meydanında emeğin demokrasi seferberliğini ilan ediyoruz” dedi. 2018 1 Mayısının emek ile yoğrulmuş umutlu başlangıcın işaret fişeği olduğunu dile getiren Çerkezoğlu, şöyle devam etti: “Bu meydandaki tablo 24 Haziran günü ve sonra da devam edecek mücadeleyi, emeğin mücadelesiyle örgütlemenin fotoğrafıdır. OHAL ekmeğimizin gasp edilmesidir. Tek kişinin ağzından çıkan sözün kanun sayıldığı yerde en çok emekçiler mağdur olur. ‘OHAL’i patronlar için yaptık’ diyen Erdoğan’ı emekçiler durduracak. Halklar arasındaki düşmanlığı Kürt ve Türk kardeşlerimiz durduracak. Hak aramayı yasaklayanları emekçiler durduracak. İradeyi yok sayan öğrenciyi, gazeteciyi, aydını, siyasetçiyi hapse mahkum eden OHAL’e itirazımız var.  Bu meydandan söz verelim, korktukları başlarına gelecek, bu ülkeyi diktatörlüğe bırakmayacağız. Güzel günler göreceğiz.”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de söze Tüksim yasağını kınayarak başladı. “Bizler bu ülkede bir arada yaşayacak, ülkeyi birlikte  özgürleştirecek, yaşam zincirlerini kuracağız. OHAL’i fırsata çevirenler yargı önünde hesap vermekten kurtulamayacaklar” diyen Bozgeyik, erken seçime dikkat çekerek “OHAL’i kalıcılaştırmak gerici, tekçi faşizan politikalarla toplumsal yaşamımızı dizayn etmek istiyorlar. İzin vermeyeceğiz. 24 Haziran’a kadar her günümüz 1 Mayıs’tır. Kapı kapı dolaşıp faşizme geçit vermeyeceğimizi anlatacak, 24 Haziran’da gerekli cevabı vereceğiz” dedi. 

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz AKP iktidarının en çok emekçilerin bir araya gelip mücadele etmesinden korktuğunu belirterek “Darbecilerle mücadele için ilan ettiği OHAL’i bizleri sindirmenin aracı olarak kullanıldı. Korku rejimlerine boyun eğmeyeceğiz. 24 Haziran’da da bir arada olmak, birlikte olmak sorumluluğumuz var. Emin olun bu sefer biz kazanacağız. Başkanlık hevesini kursağında bırakacağız” dedi. 

TBB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel ise şunları söyledi: “Haklarımızı gasbeden, toplumsal sağlığımızı bozan anlayışa hayır dedik demeye devam ediyoruz. Sağlık emekçilerinin göreve iadesi, sağlıkta şiddetin sona ermesi güvenlik soruşturmalarının kalkması, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, akademisyenlerin ihraç edilmemesi için halkın sağlık hakkını engelleyen OHAL’in kalkması, ayrımcılığın değil eşitliğin egemen olması için, barış için mücadelemizi sürdürüyoruz. İnsan sağlığına ve yaşamına zarar veren her şeyi hekimliğin doğasına aykırı buluyor, barıştan ve demokrasiden yana olmaktan hiçbir koşulda vazgeçmiyoruz.”

Oyuncu Genco Erkal da “Adalet istiyoruz. Halkın ekmeğidir bu. Bozuk adalet yeter artık. Acemi ellerde yoğrulan iyi pişmemiş adalet yeter. Gecikmiş adalet yeter. Ekmek nasıl gerekliyse adalet de gerekli. Adalet istiyoruz hemen şimdi” dedi. 

ÖĞRENCİLERDEN MESAJ VAR!

Silivri Cezaevi’nde tutulan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin 1 Mayıs mesajı da sahnede okundu. Mesajda, “Selam olsun. Yargısız, sorgusuz, hukuksuz, vicdansız emirlerle tutsak edilen Boğaziçi öğrencileri olarak 1 Mayıs’ınızı kutluyoruz. Barışa, kardeşliğe, savaşın, sömürünün son bulmasına dair ifademizden, insanların ölmemesi, daha çok kan akmaması için için deryada bir damla kadar önemsiz çabamızdan bile korkuyorlar. Korkuyorlar çünkü halkların kardeşliği, savaşsız sömürüsüz dünya kazanacak. Zulme karşı savaşanlar kazanacak. Tekrar dünya halklarının ve proletaryanın 1 Mayıs’ı kutlu olsun. Bijî 1 Gulan” denildi.

BİRLİKTE HAREKET ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Kurumlar adına hazırlanan ortak metnin Türkçesini Zeytinburnu Belediyesi’nde işten atılan taşeron işçi Kenan Güngördü ile KHK ile ihraç edilen KESK üyesi Nuray Şimşek; metnin Kürtçesini ise HDP İstanbul İl Yöneticisi Hevin Kınay okudu.

Kapitalizm krizinin tüm dünyada emeğe ve emekçilere yönelik yeni bir saldırı dalgası ile aşılmaya çalışıldığı ifade edilen açıklamada, “Uluslararası sermaye milliyetçiliği, yabancı düşmanlığını, çatışmaları yaygınlaştırarak sömürü alanlarını genişletmeye çalışıyor. Sendikal haklar budanırken, örgütlenme önüne engeller konuluyor” dendi. Kadın ve çocuk emeği sömürüsünün yaygınlaştığı, kazanılmış haklara saldırıların arttığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Sadece iş güvencesi değil yarınımızın da güvencesini ortadan kaldırdılar. Bugün işi olanın yarın işinin devam edece hiçbir garantisi yok. İşi olsa da muhalif ise gözaltına alınıp alınmayacağının tutuklanmayacağının hiçbir garantisi yok. O yüzden bizler, sadece iş güvencemiz için değil özgürlüğümüz için de mücadele etmek zorundayız. Özgürlüğün olmadığı, demokrasinin olmadığı yerde iş güvencesinin de olmayacağını, özelleştirmelerden, ihraçlardan, açığa almalardan, kayyımlardan ve daha birçok faşizan uygulamadan bir kez daha öğrendik.”

OHAL’le işçi grevlerinin yasaklandığı hatırlatılan açıklamada, “OHAL olmadan ülkeyi iki gün yönetme kabiliyetlerinin kalmadığını da itiraf etmişlerdir. Bu yüzden ülkeyi yasalarla değil saraydan ilan edilen fermanlarla yönetiyorlar” dendi.

Kadınların özgürlük mücadelesinin iktidarın uykularını kaçırdığı belirtilen açıklamada, “Barış değil savaşa ihtiyaçları var. Bu yüzden içeride ve dışarı da savaş politikalarını hayata geçiriyorlar. O yüzden Kürt sorununda çözümsüzlüğü esas alıyor, çatışmaları derinleştiriyorlar” denildi.

Taşerona kadro aldatmacası, akademisyenlerin ve öğrencilerin cezaevine atılması, seçilmiş belediye başkanlarının ve milletvekillerini tutuklanması gibi anti demokratik uygulamalara dikkat çekilen açıklama şu çağrı yapıldı:

“Son yıllarda diğer darbeleri kat be kat aşan baskılarına rağmen bugün burada toplanan emekçiler güzel günlerin çok yakında olduğunun müjdesini veriyorlar. Tüm muhalif kesimleri emek, demokrasi ve barış perspektifi etrafında kenetlenmeye, sol değerleri ve ilkeleri yaşama geçirerek, güzel günler için faşizme karşı birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.”

MİTİNGE KATILAN İŞÇİLER NE DİYOR?

1 Mayıs’a katılan işçi ve emekçiler taleplerini Evrensel’e anlattı.

Liman-İş üyesi bir depo işçisi “Kendimizi ifade edebileceğimiz bir gün bugün” diyor ve şöyle devam ediyor: “İşyerimizde üretim baskısı var. Sürekli hızlı diyorlar ama en ufak hatada hesap soruyorlar. Emek veriyoruz ama saygı göremiyoruz. Yarım saatlik molada 2 dakika gecikince hakkımızda tutanak tutuyorlar. 1750 liraya çalışıyoruz. Kiranın 1000 lira olduğu bir ülkede yetmiyor tabi. Yaşadığımız tüm bu sorunlara karşı inadına kazanacağız diye buradayım” diyor.

Liman-İş üyesi bir liman işçisi de şunları söylüyor: “Taşeronda çalışıyorum. Gemi olmadığında ücretsiz izin veriyorlar. Diğer günler de mesai yaptırıyorlar ama mesai ücreti vermiyorlar. Buna denkleştirme diyorlar. Günde 12 saat çalışıyoruz, aldığımız ücret 1700 lira. Hepimizde bel boyun fıtığı var. Ailemizle haftada bir bile zaman geçiremeyecek haldeyiz. Aynı zamanda sendikal mücadele de veriyoruz. Bunun için de baskı görüyoruz. Hem koşullarımız düzeltilsin hem de örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması için mücadele veriyoruz.”

GREV HAKKIMIZI İSTİYORUZ

“Grev hakkımızı istiyoruz” diyor, Türk Harb-İş üyesi bir işçi: “Grevmiş, iş yavaşlatmaymış bunlar yasak bize. OHAL gelince diğer iş kolundaki işçilere de yasaklandı. Ben bir işçi olarak kendi açımdan bakıyorum, OHAL’e gerek yok.” Öte yandan emeklilik hakkının güvenceye alınmasını ve işsizliğe çözüm bulmasını talep ediyor.

Sendikalaştıkları için işten atılan TÜMTİS üyesi DHL işçileri de orada. Bir işçi, “288 gündür direniyoruz. Emek mücadelemizi buraya taşıdık. İşimize geri dönmek, sendikalı çalışmak istiyoruz” diyor.

‘AYRIMSIZ ŞARTSIZ KADRO İSTİYORUZ’

Yol-İş üyesi bir işçi kadro talebiyle alanda olduklarını anlatıyor: “Taşeron çalışmaya son verilsin istiyoruz. 20 bin yol işçisinden 4 bin 500’ü kadroya alındı. 15 bini alınmadı. Çalışma Bakanı hepsini aldık diyor ama yok öyle bir şey. Biz asıl çalışanla aynı işi hatta daha fazlasını yapıyoruz. Ayrımsız şartsız kadro istiyoruz.” Kadroya alınan yol işçileri de katılmış 1 Mayıs’a. “Arkadaşlarım için” diyor: “Çok büyük bir haksızlık var. Kadroya geçen biri olarak ben rahatım ama arkadaşlarım değil. İşsiz kalma korkusuyla yaşıyorlar.”

Sosyal-İş üyesi bir işçi OHAL’in sürekli uzatılmasına tepki gösteriyor: “OHAL’le birlikte sorunlarımız arttı. Ülkeyi yönetenler OHAL’e yaslanınca patronlar geri kalır mı? Onlar da OHAL’i gerekçe gösterip keyfi baskılar uyguluyorlar. Bizim iş kolumuzda sürekli iş kolları değişiyor. Bir yerde sendikalaşmaya başlayınca patron iş kolunu değiştiriyor. Tüm bunlara karşı 1 Mayıs’tayız.”

‘ÇOCUKLARIM İÇİN GELDİM’

Genel-İş kortejinde bir kadın “Çocuklarım için buradayım” diyor: “İki çocuğum var, biri lise biri üniversiteli. Üniversiteliye yurt çıkmadı. Onlar için çalışıyorum. İzinli olduğum gün bile çalışıyorum.Kendimden çok onları düşünüyorum. Ücretlerimiz, çalışma koşullarımız iyileştirilsin, baskılar son bulsun. Kendimizi daha iyi ifade edebilmek istiyoruz.”

Limter-İş üyesi bir işçi “Bu ülkeyi tek adama bırakmak istemiyoruz. İşçiler emeğinin karşılığını alamıyor. İş güvenliği yok. Sendikalar susturuluyor. Hal böyle olunca işçi sınıfı eziliyor. Kurtuluş bizlerin elinde. Bugün bir aradayız, yılın her günü bir arada olmalıyız” diye konuştu.

Limter-İş üyesi bir kadın işçi de “Kadın işçilerin koşulları ağır. Fabrikada sonra evde mesaimiz başlıyor. Bunun yanında taciz, tecavüz, şiddetle karşı karşıyayız” dedi.

‘EKMEĞİMİ BÜYÜTMEK İSTİYORUM’

Asgari ücretle geçinemediğini belirten Gıda-İş üyesi bir işçi “Ekmeğimi büyütmek istiyoruz” diyor: “Açlık sınırının altında ücret az geliyor. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın, OHAL’siz 1 Mayıslar istiyorum.”

Cam Keramik-İş üyesi bir işçi de şunları söylüyor: “Televizyonlarda dinlediğimizin aksine bir yaşamımız var. Yöneticilerin dediğini tam tersi. Fabrikaya girince böyle olmadığı görülüyor. Asgari ücret alıyoruz. Fazla mesai ile en fazla 2 bin lira. Yetmesi mümkün değil.” OHAL’e de tepki gösteriyor cam işçisi: “OHAL’i yansımasını bizzat cumhurbaşkanından duyduk, başka söze gerek var mı?

‘İŞ GÜVECESİ İSTİYORUZ’

Kamu emekçileri için Maltepe 1 Mayıs'ı hem anma, hem kutlama hem de talepleri ile getirme günü oldu. Öne çıkan ilk talepse "iş güvencesi" oldu. 

"Fazilet'ten bu yana belediyedeyim" diyen, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden Tüm Bel Sen üyesi bir kamu emekçisi gazetemize şöyle konuştu: "Bugün iş güvenliği KHK'ler eliyle yok. Sürgün edilen, işinden olan binlerce, onbinlerce arkadaşımız var." Performansa dayalı çalışma sistemine itiraz eden kamu emekçisi, "İşimiz Başkanların iki dudağında bunu istemiyoruz" dedi.

Ümraniye Vergi dairesinde 25 yıldır çalışan kamu emekçisi eşit işe eşit ücret talebini şöyle dile getirdi: "25 yılda hak ve hürriyetler geriye gitti. Aynı işi yapan emekçiler arasında ücret adaletsizliği var. Lise mezunuyum. Aynı işi yapan üniversitesi mezunu 1500 lira fazla ücret alıyor."

EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ

Eğitim Sen üyesi öğretmenler taleplerini ve eğitimdeki sorunları şöyle sıraladı:

- Laik, bilimsel, demokratik eğitim.
- Kadrolaşmaya karşı mücadele.
-  "Ücretli öğretmenler taşeronlaştırmanın en alt kademesidir. Kadrolu öğretmenlerden 3'te 1 az ücret alıyorlar." 
- Mülakatlar üzerinden kadrolaşılıyor, mülakata hayır diyoruz.
- Tüm okullar imam hatiplesiyor.
- TEOG'la eğitim paralı hale geldi. Kamuda çalışan öğretmenler bile çocuklarını özel okula göndermeye çalışıyor.
- Öğretmenler performans sistemiyle 'puan avcısı' konumuna getirilecek. 

ÖNCEKİ HABER

ABD'li siyah avukat: Bu paket neden evimin önünde duruyor?

SONRAKİ HABER

Metrobüsün ezdiği Suriyeli çocuk öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa