ABD'de 1 Mayıs: İşçi sınıfının birleşmekten başka çaresi yok
ABD 1 Mayıs’ının gündeminde göçmen işçilere ve genel olarak işçi sınıfına karşı artan ekonomik ve politik saldırılar vardı.
Ekim KILIÇ
New York
Bu sene ABD’de 1 Mayıs Şikago, Florida, Georgia, Kaliforniya, Kuzey Karolina, New Jersey, New York, Minneapolis, Nevada, Ohio, Oregon, Philadelphia, Washington DC eyaletleri ve bunlara bağlı çeşitli yerleşim birimleri başta olmak üzere daha birçok merkezde geçtiğimiz senelere göre daha yaygın ve emekçilerin artan katılımıyla kutlandı.
ABD 1 Mayıs’ının gündeminde yine özellikle Latinler başta olmak üzere göçmen işçilere ve genel olarak işçi sınıfına karşı artan ekonomik ve politik saldırılar vardı.
‘Yasa dışı’ yollardan girmiş göçmenlerin çocuklarının sınır dışı edilmesini engelleyen DACA yasasınını durdurulmasından sonra artan gerilim ABD’de ikinci kuşak olan Latin gençliğini kaygılandırmıştı. Eğitim hakkı elinde olan gençlik, çalışma hakkından mahrum kalabilir. Aynı zamanda var olan sağlık sigortasının emekçiler aleyhine değiştirilmesi de ABD hükümetine tepki olarak alanlara yansıdı.
NEW YORK’UN HER KÖŞESİNDE 1 MAYIS
New York kentindeki 1 Mayıs kutlamaları geçtiğimiz cumartesi Flatbush Bulvarı’nda İlerici Emek Partisi (PLP) tarafından düzenlenen yürüyüşle başladı. Katılımcılarını genellikle Karayipli, Latin Amerikalı ve siyahi gençlerin oluşturduğu PLP korteji, enerjisiyle dikkat çekti. 2013 yılında Tyrone West adında bir Afro-Amerikalının polislerce öldürülmesi “Tyrone West İçin Adalet” diye bir pankartta yer alıyordu. Pankartı taşıyanlardan Damon Alridge (20) ise polisin ve mahkemelerin adil olmayan kararlarının ırkçılığı cesaretlendirdiğinin altını çiziyor. Öğrenci Juvie Mahar (25) ise her yıl Flatbush Bulvarı boyunca yürümelerinin sebebini burasının siyah Karayipli işçilerin mahallesi olduğunu ve
siyah işçiler örgütlenmedikçe işçi sınıfı hareketinin ilerleyemeceğini söylüyor.
BÖLÜNMÜŞ 1 MAYIS
1 Mayıs günü yapılan gösterilere baktığımızda ise geçtiğimiz yıllara göre daha bölünmüş bir tablo olduğu söylenebilir. Grupçu eğilimler nedeniyle New York 1 Mayısı bu yıl da geçmişin sorunlarını taşıyordu. Union Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs kutlaması, genç ve coşkulu olmasına rağmen Amerikalı sol örgütler ve etnik mücadele gruplarıyla sınırlı kaldı. Sosyalist örgütler ve dergi çevreleri ile örneğin Filistin’le dayanışma örgütleri, Filipinli göçmen örgütlerin yer aldığı kutlamada sendikalar neredeyse hiç varlık göstermedi. Ayrıca mitinge katılanlar meydandaki kutlamanın kitleselliğinde görece düşüş yaşandığını belirtti.
Taşıma İşçileri Sendikası’ndan Chris Silvera (62) bu sene gençlerin çok olduğunu, fakat 1 Mayıs organizasyonun işçi sınıfı mücadelesine yeniden odaklanması ve onu yeniden merkezine alması gerektiğini vurguladı. Bu gençlerin kendilerini “gençler” olarak gördüklerini ve işçi sınıfından saymadıklarını söyleyen Silvera, kapitalist sınıfla mücadele için bu durumun değişmesi gerektiğini dile getirdi. Sendikal bürokrasiyi de eleştiren Silvera, sendika yöneticilerinin her şeyi “kâr ve kayıp” olarak gören patronlar haline geldiklerini söyledi ve hareketin tabandan kurulması gerekliliğine değindi.
BİR KENTTE 6 AYRI 1 MAYIS
New York kenti gün boyunca 6 farklı yürüyüşe ev sahipliği yaptı. Farklı yürüyüşlerde farklı kurumların ve iş yerlerini önünde protesto eylemleri gerçekleştirildi. Örneğin 20 bin üyesi olan “Yolumuzu Yapalım, New York” Göçmen Koalisyonu, Wall Street’teki yürüyüşlerini göçmen gözaltı merkezlerini finansal olarak destekleyen Wells Fargo ve JPMorgan Chase bankalarını hedef seçerek yaptı. Sendikaların ve göçmen örgütlerinin yer aldığı Washington Park Meydanı’nda ise işçi ve emekçiler ile üniversiteli öğrenci gençliğin görünürlüğü daha fazlaydı.
BİRLİKTE MÜCADELEDEN BAŞKA YOL YOK
Öte yandan Union Meydanı mitinginde, miting organizatörlerinin daveti üzerine Türkiye’den Emek Partisi adına da bir konuşma yapıldı. Konuşmada, sömürünün ve baskının daha da arttığı, kapitalizmin temsilcisi iktidarların işçileri ve emekçileri ayrıştırmayı, birbirine düşmanlaştırmayı güden politikalarına hız verdiği bir dönemde olunduğuna dikkat çekildi. ABD yönetimi dışarıda emperyalist savaş politikaları yürütürken ülke içinde ise bir yandan ırkçılığa ve ayrımcılğa karşı hareketler gelişirken bir yandan da ABD’li işçilerin ve emekçilerin giderek yükselen ekonomik talepleri ve sendikal örgütlenme için mücadele eğiliminin önemine vurgu yapıldı ve birleşik mücadelenin önemine dikkat çekildi.
DENEYİM DOLU BİR YIL
ABD’li emekçiler yaşamlarına dönük saldırıların artmasına karşın 2018 1 Mayıs'ına göreve güçlü ve çeşitli mücadele deneyimleri ile girdiler. Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından ABD’de her kesimde ortaya çıkan kaygılar, ekonomik ve politik talepler için daha fazla örgütlenme ve mücadele girişimine dönüştü. Bu yıl ABD’nin dört bir yanında otomotiv, kablo, inşaat, yiyecek, sağlık ve özellikle eğitim sektöründe mücadele dolu bir yıl oldu. Başarısızlıkla da sonuçlansa da Nissan işçileri bu seneyi büyük tecrübelerle kapattılar. Yakın zamanda Arizona, Batı Virginya, Kentucky ve Oklahoma eyaletler çapında gerçekleşen ücret artışları ve sağlık sigortalarına iyileştirme talepleri ile gerçekleşen öğretmenler grevleri emekçiler arasında büyük yankı uyandırdı.
‘ABD’Lİ İŞÇİLER HAKLARINA DOKUNULMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORLARDI’
Ülkede emekçilere ve göçmenlere saldırıların artması nedeniyle Amerikalılar kaygılı. Evrensel'e konuşan New York Göçmenlik Koalisyonu Başkan Yardımcısı Murad Awawdeh (31) bu sene New York’ta sendikaların ve göçmen örgütlerinin yaptığı Washington Park 1 Mayısı’nın temasının ‘Güç Ortaklığı’ olduğunu belirtti. İşçilerin, emekçilerin ve göçmenlerin haklarına karşı topyekün bir saldırının olduğunu ve buna karşı beraber savaşılması gerektiğini belirtti. Müslümanlara yasaklar, diğer göçmenlere saldırılar ilk gündeme geldiğinde emek güçlerinin de ayağa kalktığını hatırlattı.
Awawdeh’e göre işçilerin düne göre daha fazla örgütleniyor. ABD’li işçilerin temel işçi haklarına dokunulacağını düşünmedikleri ancak şu an ABD Yüksek Mahkemesinde görülen bir davanın bütün emek kuruluşlarını içine çektiğini ve sadece kendi üyeleri için değil, sendika üyesi olmayan emekçiler için de mücadele ettiklerilerini belirtti.
Awawdeh’in bahsettiği davada, çok kısaca, kamu sektöründe sendikaya katılmak istemeyen emekçinin haklarının çiğnenip çiğnenmediğine karar verilecek.
Öte yandan ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kuvvetlerinin (ICE) sene boyunca daha fazla gözle görülür hale gelen ev, mahalle ve iş yeri baskınları birçok göçmen emekçiyi korku içinde yaşamaya zorluyor. Ama Amerikalı belli liberal çevreler bulundukları eyaletlerdeki Demokrat Parti hakimiyetinden yararlanarak eyalet çapında göçmenleri korumaya çalışıyorlar.