Gerçek antiemperyalistler Denizlerin yolundan gidenlerdir
Ege Üniversitesi öğrencileriyle Denizlerin mücadelesini ve bugün ülkenin içinde bulunduğu durum ile gençlik mücadelesini konuştuk.
Emre GÖKMEN
Ege Üniversitesi
6 Mayıs 1972... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilişlerinin 46. yıldönümü. Öğrenci hareketlerinin, emperyalizme karşı mücadelenin, bağımsızlık mücadelesinin iplerini en önde göğüsleyenlerin mücadele yıllarıydı... O zamanlar da mücadele, öğrencilerin akademik talepleri üzerinden şekillenmeye başlamışken daha sonra ülkenin sorunlarını, bağımsızlığını kendine sorumluluk edinmiş, mücadeleyi antiemperyalist çizgiye taşıyan bir hal almıştır. O günlerde Denizleri idam ederek bu mücadeleleri sönümlendirebileceğini sananlar bugün bu mücadeleyi devam ettiren öğrencileri, gençleri gördükçe yanıldıklarını her geçen gün daha iyi anlıyorlar.
Biz de Ege Üniversitesi öğrencileriyle idam edilen Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i, onların mücadelesini bugün ülkenin içinde bulunduğu durum ve gençlik mücadeleleriyle birlikte değerlendirdik.
'HÜKÜMETİN ‘ANTİEMPERYALİZMİ’ DENİZLERLE AYNI KEFEYE KONAMAZ'
Eczacılık Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Oğulcan, Denizlerin simge haline geldiği bu dönemde birçok devrimcinin emeği doğrultusunda ülkeyi emperyalistlere satanlara karşı, faşizme karşı bir mücadele hattının çizildiğini söylüyor. “Bu mücadele ben ve benim gibi arkadaşlarımın hayalini kurduğu ütopyamızın daha realize edilmiş halini ortaya koyarken özgürlüğe ulaşmakta bir anahtar görevi görmektedir” diyor Oğulcan. Denizleri idam edenlerin gözdağı vermek için bunu yaptığına dikkat çeken arkadaşımız, insan beyninin engelleri aşmaya odaklı olduğunu, fikirlerimiz ve inançlarımız doğrultusunda yürüdüğümüzde bu engellerin eğlenceli bir oyun parkına dönüşeceğini aktarıyor. O dönem Denizleri idam edip gözdağı vermeye çalışanların fikirleri asamayacaklarını unuttuklarını, değerli insanların inandıkları şey uğruna alabileceklerinden fazlasını verdiğini ve o kuşağın çok değerli bir kuşak olduğunu ifade ediyor. Hükümetin son dönemde bürünmeye çalıştığı antiemperyalist tutumunu Denizlerle asla aynı kefeye konulamayacak, sadece seçim ve çıkar odaklı birtakım taktikler olduğunu düşünen Oğulcan asıl antiemperyalist mücadeleyi verenlerin hala Denizlerin yolunda gidenlerin yürütmeye çalıştığını söylüyor. Bu mücadelenin yanında tek adam rejimine karşı verilen mücadelede gençlerin ön saflarda olduğunu ve olması gerektiğini söyleyerek sözlerini gençlerin daha çok tartışarak, daha çok mücadeleye katılarak Denizlerin bize bıraktığı mirası layığıyla devam ettirebileceğini, faşizmi ve diktatörlük hayalleri kuranları bu şekilde alt edebileceğini aktararak bitiriyor.
'ANTİEMPERYALİZM KILIFI' İLE EMPERYALİST UŞAKLIĞI
Sohbetimize Ziraat Fakültesi'nden Aykut arkadaşımızla devam ediyoruz. “Bizlerin başlıca görevleri emperyalizme karşı sarsılmaz, yıkılmaz bir duvar örmektir" diye sözlerine başlayan Aykut, daha sonra bu mücadeleyi Denizlerin üniversitelerde, Sinanların Nurhak'ta, Mahirlerin Kızıldere'de vererek bize bir miras bıraktılarını söyleyerek devam ediyor sözlerine. Denizlerin antiemperyalist mücadelenin simgesi olduklarını söyleyen arkadaşımız o dönem verilen mücadelenin, Denizlerin kararlı, inançlı tavırlarının bugün hala faşistleri korkuttuğunu ve öğrencilere gençlere de bir mücadele ışığı olduğunun altını çizmek istiyor. Denizleri idam ederek bu düşünceleri, fikirleri öldüremeyeceklerini onların bu mücadelenin öncüleri olduklarını söyleyen Aykut, şimdi hükümetin giymeye çalıştığı antiemperyalist kılıfa karşılık bunların çıkar uğruna yapıldığını aslında emperyalistlerin uşaklarının kendileri olduğunu söyleyerek sözlerini tamamlıyor.