Diktatörlüklerde diktatör demek suçtur!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için diktatör ifadesini kullananlar hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile sayısız dava açıldı.
Fotoğraf: Akın Çeliktaş/DHA
Tugay BEK
Avukat
CHP’li 15 milletvekilinin partilerinden istifa ederek geçtikleri İyi Partinin seçimlere girmeyi garanti altına almasının, AKP’nin seçim planlarını altüst ettiği, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP yöneticilerinin konuşmalarında açıkça görülüyor. Aradan geçen 20 güne rağmen Tayyip Erdoğan’ın hâlâ bu konuya takılmış olmasından Devlet Bahçeli ile birlikte baskın seçim kararı alınırken İyi Partiyi seçime sokmamak gibi bir niyetinin olduğu artık inkar edilemez bir hal aldı.
Geçtiğimiz hafta partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’yu kastederek “15 milletvekili, bunları ağlatarak kendi evinden kabul edemeyeceği bir yere ihraç ediyorsun, gönderiyorsun. Diktatörler bunu yapar” dedi. Bir çok antidemokratik uygulamalarının yanı sıra halkın oyları ile seçilen AKP’li belediye başkanlarını “ağlatarak” istifaya zorlayan Tayyip Erdoğan, kendisine karşı içeride ve dışarıda yapılan diktatör suçlamalarını bu kez de ana muhalefet partisi başkanına yöneltti.
Yazı, konuşma ve sosyal medya paylaşımları yoluyla Tayyip Erdoğan için diktatör ifadesini kullananlar hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile sayısız dava açıldı ve mahkumiyet kararları verildi.
Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıl CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ya karşı, kendisi için ‘diktatör bozuntusu’ sözünü kullanması nedeniyle 100 bin TL’lik tazminat davası açtı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Kılıçdaroğlu hakkında ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan soruşturma başlattı.
Gazeteci Hasan Cemal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerine yer verdiği “Diktatör bozuntusu!” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Adana’da eczacılık yapan Mehmet Ali Gülşen isimli bir yurttaş bir basın açıklamasında “Diktatöryal eğilimler içinde” şeklinde bir söz sarf ettiği için hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verildi. Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile ülke çapında açılan binlerce dava içinde “diktatör” kelimesinin kullanımı önemli bir yer tutuyor.
Öylesine bir özelliği var ki bu sözcüğün, yalnızca cumhurbaşkanına karşı sarf edildiğinde suç olabilirken, Aynı cumhurbaşkanı tarafından ana muhalefet partisi başkanına veya başka bir ülke devlet başkanlarına karşı rahatlıkla kullanılabiliyor. Mahkemeler kimin tarafından sarf edildiğine göre hakkında hüküm verebildiği bir kavram diktatör.
İyi de esasen siyasal bir yönetim biçimini anlatan ve Türkçede yetkilerin tek elde toplanması, tek adam yönetimi anlamına gelen diktatörlük kavramı hakaret olmuş olsaydı koskoca cumhurbaşkanı bu sözü hiç ağzına alıp başkalarına karşı sarf eder miydi?
Tüm ulusu temsil ettiği varsayılan cumhurbaşkanına karşı hakaretler savcı ve mahkemeler tarafından tavizsiz bir şekilde engellenip cezalandırılırken, aynı cumhurbaşkanına başkalarına karşı hakaret etme özgürlüğü tanınabilir mi?
AB ülkelerinin hiç birinde bizdeki gibi bir ’cumhurbaşkanına hakaret’ suçu bulunmamaktadır.
Yalnızca diktatörlüklerde diktatör demek suç olup yalnızca diktatörlüklerde bir sözü kullanma hakkı tek bir kişiye bahşedilebilir.