04 Mayıs 2018 00:37

Kadroya alınan işçi: Değişen bir şey yok ne anladım bu kadrodan

Ankara'da bir hastanede kadroya alınan taşeron işçi kadınlar, 'Hiçbir değişiklik yok ne anladım ben kadrodan?' diyerek hükümete tepki gösterdi.

Fotoğraf: Vedat Yalvaç/EVRENSEL

Paylaş

Burcu YILDIRIM
Ankara

Ankara’da bir hastanedeyiz. Temizlik işçisi olarak çalışan bir kadın işçiyle konuşuyoruz. Yeni düzenlemeyle, binbir zorluğu aşarak kadroya alınan taşeron işçilerden. Kadroya alınmış ama hayatında bir şey değişmemiş. Bu nedenle “kadroya alındın müjde” diyenlere de hükümete de tepkili: “Bize verilen kadroda ne maaşımız değişti ne de çalışma saatimiz. Diğer kadrolular hafta sonu iki gün tatil yapıyor, biz haftanın 6 günü yine çalışıyoruz. Hiçbir değişiklik yok ne anladım ben kadrodan?​” 

Kadroya alınmasına rağmen tehlike geçmiş değil. Zira bir güvenlik ye da arşiv araştırması, sadece elindeki kadronun alınması değil işsiz kalması üzerine tazminatının da ödenmemesi anlamına geliyor. Bu nedenle ismini yazmıyoruz kadın işçinin. 3 çocuğu var ve kayınvalidesiyle birlikte 6 kişilik bir ailede yaşıyor. Eşi de çalışıyor ama bu geçim sıkıntısını engellemiyor. Çocukların okul masrafı, evin alışverişi, faturalar... Elde avuçta bir şey kalmadığını anlatıyor: “Eskiden 200 lirayla marketten tüm ihtiyaçlarımızı alır çıkardık. Şimdi her şeye zam gelmiş. 300-400 lirayla ancak en önemli ihtiyaçlarımızı alıyoruz. Benim maaşım zaten çocukların harçlığına ve kendi yol-yemek ihtiyaçlarıma gidiyor. Eşimin maaşıyla da evin ihtiyaçlarını ancak alabiliyoruz.”

‘NE ANLADIM BEN BU KADRODAN?​’

Kendilerine kadro verilmesi konusunda önceleri umutlu olduğunu ama daha sonra bunun bir seçim yatırımı olduğunu anladığını söylüyor. “Bize verilen kadroda ne maaşımız değişti ne de çalışma saatimiz” diyen işçi şöyle devam ediyor: “Diğer kadrolular hafta sonu iki gün tatil yapıyor, biz haftanın 6 günü yine çalışıyoruz. Hiçbir değişiklik yok ne anladım ben kadrodan? Hem işçilerin hepsini de almadı yemekhanede çalışanlar hâlâ şirket elemanı.” Seçimlerin erkene alınmasını da “İşçiler bu kadro yalanını zamanla anlayacak ve ondan vazgeçecekler” endişesine bağlıyor. 

‘ARTIK KENDİ GÖZLERİMLE GÖRÜYORUM’

Akrabaları ile eskisine göre daha fazla siyaset konuşmaya başlamış. Bu nedenle olumsuz tepkiler aldığını söylüyor: “Bana ‘Sen eskiden böyle değildin, işe başladığından beri değiştin’ diyorlar. O zamanlar hep onları dinlerdim, şimdi çalışıyorum, paranın ne şartlarda kazanıldığını, kimlerin ne yaptığını kendi gözlerimle görüyorum, başka insanlarla konuşuyorum.”

Çocuklarından biri bu yıl üniversite sınavına girecek. Sınav tarihinin seçimler için değiştirilmesine de kızıyor: “Zaten sınav sistemini sürekli değiştiriyorlar, bir de tarihi sınava az zaman kala kafalarına göre değiştirdiler. Çocukların bütün planlarını, dengelerini bozdular. Hadi diyelim ki bu çocuklar üniversiteye girdi. Bitince ne olduğunu da görüyoruz. Bir sürü işsiz genç var. Bizim hastanede de üniversite mezunu genç çocuklar var. Temizlik yapıyorlar çünkü mecbur kendi mesleklerinde iş bulamıyorlar. Yazık bu çocuklara.”

KİM VERECEK BUNLARA OY?

Tüm bunlara rağmen seçimlerin sonuçları konusunda biraz karamsar. Geçen seçimlerde olduğu gibi şaibelerin olabileceğini düşünüyor ve bu sefer bize soruyor: “Gençler üniversite okuyor ama işsizlik artıyor. Askere giden gençlerimiz bizim olmayan bir ülkeye gidip sebepsiz yere savaşta ölüyor. Bizim gibi taşeronda çalışan işçilere kadro veriyoruz diyerek bütün geçmiş haklarını ellerinden aldılar. Ekonomik kriz geliyor, maaşlar yetmiyor, eve doğru düzgün bir şey alamıyoruz. Kim verecek bunlara oy?​” 

TAŞERON İŞÇİLERİN KAYGILARI DEVAM EDİYOR

Taşeron düzenlemesini, kadroya alınsa dahi “2019 seçimleri öncesi işçilerin ağzına bir parmak bal çalmak” olarak değerlendirenlerin sayısı hızla artıyor. Ankara’da bir hastanede çalışan taşeron işçilerin en büyük isyanı kadroya geçişlerin sözleşmeli işçi statüsüne mevcut maaş ve çalışma saatleriyle yapılıyor olması: “Bu durumda kadroya geçişin ne anlamı var, ha devletin sözleşmeli işçisiyiz ha şirketin sadece şirket aradan çıkmış oluyor bize başka bir hak da vermiyorlar.” Bakanlık tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan yüzde 10’luk zam artışı ve 52 günlük ikramiye de işçileri ikna etmiş değil. 

KAZANDIĞI DAVADAN CAZGEÇMEK ZORUNDA KALDI

Başvurular esnasında daha önce bir kamu kuruluşuyla davası olan işçilerin haklarından feragat etmeleri için imzalatılan sözleşmelerde pek çok işçi mağdur olmuştu. Daha önce çalıştığı kamu kuruluşuna açtığı tazminat davasını kazanan ve yaklaşık 30 bin lira alacağı bulunan bir işçi  “Davayı kazandım ama kurum tarafından temyize gönderildi. Ben sırf ‘Güvenceli bir işim olsun’ diye tüm alacağımdan vazgeçerek imzayı attım. Kadroya geçmeyip paramı alsam ne yapacağım işsizlik arttı artık insanlar iş bulamıyor, benim geçindirmem gereken bir ailem var” diyerek imzayı attığını ve tüm haklarından feragat ettiğini söyledi.

GÜVENLİK SORUŞTURMALARI HÂLÂ TAMAMLANMADI

Geçişlerin son aşamasında sınavda başarılı olan tüm işçilere “Sulh Sözleşmesi” başlıklı bir kağıt imzalatılıyor. Çalışma Bakanının her açıklamasında “Geçmişte kazanılmış olan kıdem tazminatı ve yıllık izin gibi haklarınız korunacak” demesine rağmen işçiler bu sözleşmede yer alan maddeler nedeniyle yalnızca davası olanların değil tüm işçilerin geçmişte kazandıkları kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin gibi tüm haklarının ellerinden alınacağı düşüncesinde. Ayrıca güvenlik soruşturmalarının hâlâ tamamlanmamış olması da işçilerde büyük bir soru işareti olarak duruyor. Üstelik Sulh Sözleşmesi’nde yazılı olan “Hak ve alacaklarımdan feragat ettim” yazısı nedeniyle güvenlik soruşturmasından dolayı işten atılmaları halinde tazminatlarını da alamıyorlar. 

HASTANE KAPANINCA NE OLACAK?

Son olarak çalıştıkları hastanenin Bilkent’te yakın zamanda açılması planlanan şehir hastanesi sebebiyle kapatılacak olması da işçilerin en çok tartıştığı konulardan biri. Yeni yapılan hastaneye götürülmeyecekleri açıklanan işçiler hastane kapatıldıktan sonra ne yapacakları konusunda bir açıklama yapılmamasına tepkili. Uzun yıllar bu hastanede çalışan işçiler kurulu bir düzenleri olduğunu, merkeze uzak ya da şehir dışında herhangi bir kamu kuruluşunda çalışmaları için gönderilmeleri durumunda ne yapacaklarını bilemez halde.

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da Saadet Partisi standına saldırı

SONRAKİ HABER

Dört parça aletle 100 tane ev yaptı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa