Nisan ayında en az 177 işçi iş cinayetlerine kurban gitti
İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi'nin açıkladığı iş cinayetleri raporuna göre, Nisan ayında en az 177 işçi, iş cinayetlerine kurban gitti.
İşçi Sağlı İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, nisan ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. Nisan ayında en az 177 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Böylece ocakta en az 144, şubatta en az 128, martta en az 126 ve nisan ayında en az 177 işçi olmak üzere; 2018 yılının ilk dört ayında en az 575 işçi iş cinayetlerine kurban gitti.
Ölenlerin 10’u kadın işçi, 167’si erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, tekstil, eğitim, büro ve sağlık iş kollarında gerçekleşti. İkisi 14 yaş ve altında 4 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken, yaşamını yitiren 177 işçi arasında 4’ü Afgan, 3’ü Suriyeli ve 1’i Azeri olmak üzere 8 mülteci/göçmen işçi var. Ölümler en çok tarım, inşaat, ticaret/büro, taşımacılık, belediye, enerji ve sağlık iş kollarında gerçekleşti. En çok iş cinayeti İstanbul, Kocaeli, Manisa, Gaziantep, Eskişehir, İzmir, Antalya, Aydın, Bursa ve Denizli’de yaşanırken ölenlerin 1’i (yüzde 0.56) sendikalı işçi, 176 işçi ise (yüzde 99.44) sendikasız olarak çalışıyordu.
AKP DÖNEMİNDE EN AZ 21 BİN İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ
AKP’nin iktidara geldiği kasım 2002’den beri iş cinayetlerinde en az 21 bin 22 işçi yaşamını yitirdiği hatırlatılan raporda şu ifadeler yer aldı: “Ülkemizde hüküm süren durum bir iş cinayetleri rejiminin varlığıdır. Soma, Davutpaşa, Ermenek, Ostim, Torunlar, Esenyurt gibi birçok işçi katliamı bu dönemde yaşanmıştır. Esnek ve güvencesiz çalıştırma olağan hale getirilmiş ve neredeyse tüm kamu kurumları özelleştirilmiştir. Sendikal hareket baskı altına alınmış, sendikalaşan işçiler işten atılmış ve iktidara bağlı sendikalar egemen hale getirilmiştir. Köyden kente göç hızlanmış ve neredeyse tamamlanmış, emek rekabeti ile de ücretler düşürülmüş ve yoksulluk kitleselleşmiştir. 4+4+4 eğitim sistemiyle çocuk işçilik yaygınlaşmış ve milyonları kapsamıştır. Emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e çıkarılmıştır. Emekli olduğu halde çalışan, emeklilik yaşını beklediği için çalışmak zorunda kalan ve emekli olma hakkını sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için kazanamayan milyonlarca yaşlı işçi vardır. Kadınlara yönelik açıklanan program ve paketler, kadını yarı zamanlı çalıştırarak aile içine hapsetmeyi ve ucuz iş gücünü kadın üzerinden yaygınlaştırmayı hedeflemiştir. Yanlış dış ve iç politikalar sonucu milyonlarca göçmen (özellikle Suriyeli ve şimdi de Afgan göçü) Türkiye’de güvencesiz olarak çalışmaktadır. Beraberinde birçok sosyal sorun yaşanmaktadır. Taşerona kadro düzenlemesi adı altında binlerce işçi güvenlik soruşturmaları bahane edilerek işsiz bırakılmıştır. OHAL ile beraber Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi patronlar lehine grev yasakları ilan edilmiştir. İşte tüm bu politikalar sonucu iş cinayetleri artmış ve meslek hastalıkları tamamen görünmez hale getirilmiştir.” (İstanbul/EVRENSEL)