Sur için alınan ‘Kamulaştırma’ kararına yapılan itiraza ret
AYM, Bakanlar Kurulunun Sur için 2016 yılında aldığı 'acele kamulaştırma' kararının iptal edilmesi için yapılan başvuruyu reddetti.
Fotoğraf: Salih Yeşil/EVRENEL
AYM, Bakanlar Kurulunun Sur için 2016 yılında aldığı “acele kamulaştırma” kararının iptal edilmesi için yapılan başvuruya ret kararı verdi. Kararda, kamulaştırma kararının “Yasal mevzuata uygun ve meşru bir amaca yönelik olduğu, mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin olmadığı” savunuldu.
Bakanlar Kurulunun 2012 yılında, “riskli alan” ilan edip, 21 Mart 2016’da Resmi Gazete’de yayımladığı kararla Diyarbakır’ın Sur ve Yenişehir ilçelerine bağlı 15 mahalledeki 6 bin 300 parsel için “acele kamulaştırma” kararı vermesine ilişkin hak sahiplerinin verdiği hukuk mücadelesi AYM engeline takıldı.
Sur’da bulunan evi, daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenen ve restorasyon projesi onaylanan Halit Ölmez isimli yurttaş, Bakanlar Kurulunca alınan “acele kamulaştırma” kararı şartlarının oluşmadığı ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine Danıştaya dava açtı. Davaya bakan Danıştay 6. Dairesi, kamulaştırma kararında “hukuku aykırılık bulunmadığını” ileri sürerek davayı reddetti. Bunun üzerine Halit Ölmez, Avukatı Rona Sidar Ölmez aracılığıyla kasım 2017’de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. ‘İş yoğunluğu gerekçesiyle binlerce bireysel başvuruyu uzun süre gündemine almayan Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm Birinci Komisyonu, bu başvuruyu jet hızıyla inceleyerek, 20 Mart 2018’de karara bağladı.
AYM: İHLAL YOK
Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvuruyu “Kabul edilmez” bulan AYM, gerekçe olarak ise şunları öne sürdü: “Somut olayda, başvurucu mülkiyet haklarına hukuka aykırı bir şekilde müdahale edildiğini ileri sürmüş ise de sunulan bilgi, belge ve deliller, derece mahkemelerince yapılan tespitler ile yargılamanın bütünü ve adil dengenin korunmasını sağlamak maksadıyla başvurucuya, mülkiyet hakkına yapılan müdahaleye karşı yetkili makamlar önünde etkin bir biçimde itiraz edebilme olanağı tanınmış olması hususları dikkate alındığında, müdahalenin yasal mevzuata uygun ve meşru bir amaca yönelik olduğu, ayrıca müdahalenin mülkiyet hakkının korunması ile kamu yararı arasındaki dengeyi bozmadığı değerlendirilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. Hüküm açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna, yargılama giderinin kesin olarak başvurucu üzerine bırakılmasına…”
AVUKAT AİHM’YE BAŞVURACAK
Kararı değerlendiren Hak Sahibinin Avukatı Rona Sidar Ölmez, Danıştayın ardından başvuruda bulundukları AYM’nin verdiği kararla, etkin bir iç hukuk yolu olmadığını kanıtlandığı eleştirisinde bulunarak, en yakın zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuracaklarını kaydetti. (Diyarbakır/MA)