Martı Projesi'ne beton diyenler yargılanıyor!
Kabataş Meydan Düzenlemesi, Transfer Merkezi ile İskelelerin Yenilenmesi Projesi'ni eleştiren Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar'a açılan dava ertelendi.
Fotoğraf: İstanbul Kent Konseyi
'Ulaşım merkezi oluşturma' gerekçesiyle Kabataş'a yapılan 'Kabataş Meydan Düzenlemesi, Transfer Merkezi ile İskelelerin Yenilenmesi Projesi'ni (Martı Projesi) eleştiren Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar'a projenin mimarı Hakan Kıran tarafından açılan davanın duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde görüldü. Dava 13 Eylül’e ertelendi.
Dava öncesinde açıklama yapan Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar,"İstanbul halkı için bir eziyete dönüşen Kabataş’ın bugünkü durumuna neden olan projenin halkın yararına olmadığı", proje yapımının halkın ulaşım hakkına zarar vermeden nasıl yapılacağına ilişkin açıklamaları nedeniyle kendisine tazminat davası açıldığını belirterek; “Hakan Kıran, uzmanlık alanımı göz ardı ederek kulaktan dolma bilgilerle bu projeye itiraz ettiğimi belirtmiştir. Ben bir Ulaştırma Uzmanıyım. Yapılmakta olan projenin ulaştırma projesi olup olmadığını anlamak benim mesleğimin gereğidir. Bu proje bir ulaştırma projesi olmayıp, projenin müellifi olduğunu söyleyen davacının kendi distopyasını kente dayatmasıdır. Bunun yanında bu proje kenti yöneten İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kentlilerin gereksinimlerine değil kendi iktidarına rant sağlama projesidir” diye konuştu.
Bayrakdar, kentin merkezindeki tüm toplu taşıma sistemlerinin -yani denizyolu, raylı sistem ve otobüsün- yer aldığı alanda bin taşıtlık bir otopark bulunmasının, yapılanın bir 'Aktarma Merkezi Projesi' olmadığını gösterdiğini söyledi. Bayrakdar şöyle devam etti:
“Kentin tam merkezinde yer alan karayolu, denizyolu ve raylı sistemin buluştuğu aktarma merkezine kentlilerin özel araçları ile gelip burada park etmeleri, aktarma merkezi işlevine aykırı bir durumdur ve kabul edilemez. Diğer yandan 'Aktarma Merkezi' olarak tanımlanan bu alanın fonksiyonu kişilerin toplu taşıma sistemleri arasında aktarma yapmalarını sağlamaktır. Bu alana galeri, toplantı salonu, pazaryeri vb. işlevler taşıyan fonksiyonları getirerek zaten işlevi gereği yoğun bir yolcu trafiğine sahip bir mekanı başkaca fonksiyonlarla daha da kalabalık hale getirmemek gerekir. Üzülerek söylüyorum ki adaleti kişileri korkutma amaçlı bir vasıtaya dönüştürmek tek kelime ile adalete, hukuka saygısızlığın geldiği son noktadır. Kentliye hizmeti odağına alması gereken Büyükşehir Belediyesi de görevini ne yazık ki halka değil yandaşlara hizmet ederek yapmaktadır.” (HABER MERKEZİ)