Ercüment Akdeniz: Mülteci sorunuyla yüzleşilmeli
Suriyeli mültecilerin yaşamlarını konu alan 'En Güzel Şarkı' kitabının yazarı Ercüment Akdeniz, mülteci sorunuyla yüzleşilmesi gerektiğini söyledi.
Fotoğraf: MA
Suriye’de 2011 yılında başlayan savaşta en büyük zararı gören kadın ve çocuklar oldu. Başka yerlere göç etmek zorunda bırakılan binlerce mülteci, zor şartlar altında yaşama tutunmaya çalışıyor.
Gazetemizin Haber Müdürü Ercüment Akdeniz, mültecilerin yaşamlarını konu alan 'En Güzel Şarkı' adlı kitabını Mezopotamya Ajansı'na anlattı.
‘KORKUNÇ BİR EMEK SÖMÜRÜSÜ VAR’
Türkiye’ye göç eden 4 buçuk milyon Suriyeli mültecinin olduğunu belirten Akdeniz, bu sayının çoğunu kadın, yaşlı ve çocukların oluşturduğunu, erkeklerin savaşta öldüğünü ya da kaybolduğunu söyledi. Mülteci çocukların her türlü istismara açık olduğunu kaydeden Akdeniz, savaşın içinden çıkıp gelen bu çocukların madde bağımlılığına itildiğini, mendil sattıklarını, kağıt topladıklarını ya da inşaatlarda çalışırken yaşamlarını yitirdiklerini belirtti. Akdeniz, mültecilerin korkunç bir emek sömürüsüne maruz bırakıldığına dikkat çekti.
‘HİKAYELER GERÇEK’
Akdeniz, gerçek hikayeleri anlattığı kitabında, “Başka bir şey istemem! Çocuklarımla çadırda da yaşarım. Yeter ki savaş bitsin” diyen kadınların olduğunu söyledi. Akdeniz, “Savaşın en büyük mağdurlarından biri kadınlardır. Kadının yaşadığı acının tüm toplum tarafından hissedilmesi gerekiyor. Göç eden topluluklarda kadınlara yaklaşımda problem var. Empati kurulamıyor. Savaştan kaçanlara ağlamak, üzülmek değil mesele. Bunu aşmak gerekiyor. Kadının zorluklar içinde yaşamın güzelliklerini yeniden işleyen bir iradesi var” dedi.
‘HAYVANLAR SAVAŞI NASIL YAŞADI?’
Savaşın yalnızca insanlar üzerindeki etkisinin konuşulduğunu dile getiren Akdeniz, “Peki hayvanlar savaşı nasıl yaşadı?” diye sorarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaş olduğu zaman önce zenginler, sonra yoksullar kaçar. Fakat hayvanat bahçesindeki hayvanlar kaçamaz. Biz hayvanat bahçesi diyoruz. Hayvan hapishanesidir aslında. Ve onların da bir hikayesi var. Savaşı onların gözünden de anlamaya çalıştım. Savaş aynı zamanda ekolojik sistemi tahrip eden, nehirleri zehirleyen bir şey.”
‘YAŞAMA DAİR UMUT HEP VAR OLACAK’
Yurtlarından göç etmek zorunda bırakılan insanların yeniden hayata tutunmak zorunda olduklarına dikkat çeken Akdeniz, “Bu insanlar, sadece çile çekmiyor. Onların da mutlulukları var. Evlenmek, gülmek zorundalar. Hayata dair bir umut taşıyorlar” dedi.
‘GÖÇ HİKAYESİNDE 10 EKİMLER VAR’
10 Ekim Katliamı’nda yaralanan Günay Karakuş’un çizdiği resimlere de kitabında yer veren Akdeniz, “10 Ekim, Suriye savaşının Türkiye’ye yansımasıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin Suriyeleşmesinin fotoğrafıdır. Biz savaşın bir parçası olduk. Onun sonuçlarını da yaşadık. Göç edip gelen insanlar da bir savaştan çıkıp başka bir savaşın içine girdi. Bu göç hikayesinde 10 Ekimler var” diye konuştu.
‘MÜLTECİ SORUNUYLA YÜZLEŞİLMELİ’
21’nci yüzyılda göç eden kişi sayısının 72 milyona ulaştığını hatırlatan Akdeniz, görünür olması için mülteci sorunuyla yüzleşilmesi gerektiğini dile getirdi. AKP’nin mülteci politikasını da eleştiren Akdeniz, şöyle devam etti: “7 yıl geçmesine rağmen bu insanlara hala mülteci statüsü verilmedi. Geri dönemiyorlar, Avrupa’ya gidemiyorlar. Arada sıkışıp kalmışlar. AKP hükümeti niçin 4 buçuk milyon insana mülteci statüsü vermiyor? Bunun cevabı yok. İktidar ne zamanki mülteci statüsünü kabul eder o zaman doğru bir politikadan söz edebiliriz.” (İSTANBUL)