Cem Uzan: Bir değişimin geleceğine inancım var
İş insanı Cem Uzan, Paris'ten verdiği söyleşide Türkiye'de son dönemde yaşananları değerlendirdi.
Fotoğraf: Ersin Erturk/Wikimedia Commons (CC BY-SA 2.0)
Fransa’nın Paris kentinde yaşayan iş insanı Cem Uzan, uzun süredir ilk kez kapsamlı bir söyleşi verdi.
BBC Türkçe’den Onur Erem ve Efe Öç'e konuşan Uzan, siyasete girme sürecinden Genç Parti’nin kuruluşuna, eski bir medya patronu da olarak Doğan Grubu’nun satılmasına dek bir dizi konuda açıklamalar yaptı.
Cem Uzan’ın, 7 Mayıs’ta düzenlenen Genç Parti kongresi öncesi verdiği söyleşi şöyle:
‘TÜRKİYE’YE DEĞİŞİM GELECEK’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2003 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Allahsız” dediğiniz için aldığınız cezayı bozdu, bunu ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi. O dönemde neden böyle sert bir muhalefet yürütüyordunuz?
Hepimiz insanız. Biz sizinle burada konuşuyoruz. Ben sizin kazara ayağınıza bassam haklı veya haksız olarak, sizin canınız yanar ve bir reaksiyon gösterirsiniz. Bundan daha doğalı olamaz.2002 Kasım’ından itibaren sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 16 senedir Türkiye’yi yönetmektedir. Türkiye’ye büyük eserler katmıştır. Bunları hiçbirimiz inkar edemeyiz, etmemeliyiz. Türkiye tarihine damgasını vurmuş olan bir siyasi şahsiyettir. Nokta.Ben müsbet ilime, bilime inanan bir insanım. Evrende bazı değişmeyen faktörler var. Bunlardan bir tanesi, değişim. Değişim hiçbir zaman önlenemeyen bir şeydir. Bugün 100 sene evveline, 150 sene evveline gittiğimizde değişimin nasıl geldiğini görebiliyoruz. Peki ileriye bakalım, ne gelecek değişim? Bilmiyoruz.
Siz neyin geleceğini düşünüyorsunuz?
Neyin geleceğini benim öngörmem mümkün değil. Ama değişimin gelmekte olduğunu görüyorum. Nasıl 2002’de Türkiye’ye bir değişim geldiyse bir değişimin geleceğine inancım var. Bu değişim 50 gün sonra olur, 1.550 gün sonra olur ama değişimin gelmekte olduğunu ve geleceğini çok ama çok hissediyorum. Neden? Çünkü değişim kaçınılmaz.
‘LALE DEVRİ BİTMİŞTİR’
Ama neden şimdi?
Az evvel ne dedim, 50 gün, 1.550 gün, 3550 gün onu bilemem dedim.Ama 5 yıl önce söylemiyordunuz mesela bunu. Bugün söylüyorsunuz.
Değişim geliyor. Çünkü Türkiye, ekonomik olarak çok zordadır şu anda. Türk insanı çok zordadır. Türkiye’de Lale Devri bitmiştir. Bugün bana birisi söylesin, doların yükselişini, euronun yükselişini durdurabiliyor musun?
‘BUGÜN OLSA BAŞKA PARTİYLE GİRERDİM, TABLO FARKLI OLURDU’
Nasıl bir şeyi tercih ederdiniz?
Seçimlerden bir, bir buçuk ay önce haber geldi iki değişik partiden, gelsin bizden girsin, bizden katılsın… Hayır dedim. Bugün zamanı geri çevirmek imkânı olsa girerdim ve tablo da çok farklı olurdu.
Nasıl bir tablo olurdu sizce?
AKP ana muhalefet partisi olarak kalırdı.
Hangi partilerden gelmişti bu teklif size?
Hem AKP’den geldi, hem DYP’den, hem MHP’den geldi.
Partinizin birileri tarafından AKP’nin önünü açmak için kullanılmış olabileceğini düşünüyor musunuz?
Hayır. Sonuçları bu sizin söylediğiniz gibi yorumlanabilir ama ben o süreci tamamen yaşamış bir insan olarak biliyorum, hayır.
Bugüne kadar hep siyasi gerekçelerle cezalar aldığınızı ve mal varlığınıza el konulduğunu söylüyordunuz. Peki bunu AİHM’e neden kabul ettiremediniz? AİHM’de 198 milyar dolarlık bir davanız vardı ve bunu kaybettiniz.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin belli bir gücü var, belli bağlantıları var. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi özel bağlantıları üzerinden öyle bir hamle yaptı ki, bırakın benim davayı kazanmamı veya keybetmemi, temyize gitmeme izin verilmedi.
Neydi bu hamle ve bu bağlantılar neydi sizce?
Orada mevcut olan birkaç hakim üzerinden yapılan bazı bağlantılardı. Daha fazlasını lütfen maruz görün ben şu dakikada daha fazla açıklamak istemiyorum.
Şirketleriniz hakkında ve sizin hakkınızda dolandırıcılık suçlamasında bulunan yalnızca Türkiye değildi. Nokia ve Motorola da benzer suçlamalar getiriyordu ve hatta Telsim’in satışından gelen 1,3 milyar dolar bu şirketlere ödenmişti. Bu davalara ABD’de veya başka ülkelerde itirazlarınız neden sonuç vermedi?
İnsanın gücü her şeye yetmiyor. 10 cephede, 20 cephede aynı anda savaşamıyorsun. Karşında müttefiklik yapmakta olan belli güçlere karşı sonuç olarak mağlup oluyorsun. Bu hayatın değişmez gerçeği.
Bu belli güçlerden kastınız nedir?
O da bende kalsın. Daha fazla birilerini kızdırmayayım.
Birilerini kızdırmanız durumunda başınıza daha farklı şeyler gelebileceğini mi düşünüyorsunuz?
Aksine. İlk önce birilerini kızdırmayayım, daha sonra o birilerinin dostluğunu kazanayım ki eskiden olduğu gibi birlikte hareket edelim. Onun için bazen susmak gerekiyor.
Bu, tabirimi maruz görsünler, bir nevi bir karı-koca kavgası gibi de bakabilirsiniz buna. Karı-koca kavga edebilir, barışabilmesi için ilk önce susması lazım iki tarafın da.
‘STAR TV SANA DA YÂR OLMAZ ŞAHENK EFENDİ’
Instagram’da Doğan Medya’nın satışı hakkında çok sert ifadeler kullanmıştınız. Satışa sevindiniz mi?
Çok enteresan bir tarafım vardır. Benim ahım tutar. Aydın Doğan her şeyini satmak zorunda bırakıldı. Eğer bunu sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptırttıysa ben sayın cumhurbaşkanını iki yanağından öperim. Şimdi bugün gazetelere bakınız, Doğuş Grubu 6 milyar dolarlık yeniden borçlandırma, yeniden yapılandırma bilmemneleri konuşuluyor. Star TV benim göz nurumdur. Ben onu Türkiye’de kimse özel televizyonun ö’sünü düşünemezken kablolarını çekerek kurdum. Böyle alın terimdir o benim. Sana da yar olmaz o Ferit Şahenk efendi. Ben bir şey yapacağım için değil, yukarda bir yaradan var, yukarda bir tanrı var, yukarda bir Allah var, ne demek istiyorsak onu diyebiliriz, bırakmaz, kalmaz sana da.
Türkiye’yi bir değişimin beklediğini söylüyorsunuz. Bu değişimde partinizin ve sizin de rolünüz olabileceğini düşünüyor musunuz?
Olmaması için bir neden olduğunu düşünmüyorum. Olacak gibi iddialı bir beyanda da bulunmak da istemiyorum. Olmasını arzu eder miyim? Olmasını arzu ederim.
Şu an seçime girme yeterliliği yok partinizin.
Şu anda çok enteresandır, Anayasa Mahkemesi kararına göre seçime girme hakkımız var. YSK şu anda suç işliyor. Peki suç işlediği zaman bir devlet kurumu, ne yapacaksın? Gidip adamı vuracak halin yok ki.
Aile üyelerinizle, kardeşinizle, babanızla görüşebiliyor musunuz?
Ben şöyle söyleyeyim: Babamı 2003 senesinden beri görmedim. Şimdi çok duygusal bir yere bastın. Bana kimse bir şeyi inandıramaz veya söyletemez. Benim babam, namuslu, dürüst, şahsiyetli bir adamdır. 92… Türkiye’de… Bana söylesin birisi Van’a, Diyarbakır’a, Urfa’ya yüzlerce milyon dolar yatırean bir tane Türk işadamı söylesinler bana. Bir kişiyi.
Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Bir gün evet.Onu bilmiyorum şu anda. Bakın, Türkiye’ye dönmek istemek başka şeyler, dönebilmek başka şey. Türkiye benim aşkım. (HABER MERKEZİ)