İşçi aileleri: Sadece Soma için değil Türkiye için adalet istiyoruz
Soma Katliamı'nın yıl dönümü olan 13 Mayıs'ta Soma'da miting düzenlenecek. Hayatını yitiren işçilerin aileleri adalet için çağrı yaptı.
Fotoğraf: Mehmet Emin Al
Ahmet KANBAL
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı’nda oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden anne Gülsüm Çolak, “Biz 301 için adalet Türkiye için adalet istiyoruz. Türkiye’de halen iş cinayetleri yaşanıyor. Güvenlik önlemleri alınmıyor. Bu davadan çıkacak bir karar çocuklarımızı geri getirmeyecek belki. Ama onlardan kalan çocukların yaşam haklarının, şu an çalışan işçilerin yaşam hakkının, daha güvenli çalışma haklarının olmasına yardımcı olabilir” diyerek pazar günkü mitinge çağrı yaptı.
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliam dördüncü yılını geride bırakırken, ailelerin adalet mücadelesi ise devam ediyor. Her ayın 13’ünde “Soma için adalet” eylemi yapan aileler, her 13 Mayıs’ta ise büyük miting düzenleyerek adalet beklentilerini dile getiriyor. Katliamla ilgili 5’i tutuklu 51 kişinin yargılandığı davada ise sona gelindi.
‘İŞVEREN VE DEVLET SORUMLU’
Faciada yaşamını yitiren Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, acılarının ilk günkü kadar taze olduğunu belirterek, “Mayıs ayının gelmesi ile beraber acılarımız daha da katlanmaya başlıyor. Bunun katliam olduğunu, kader, fıtrat olmadığını her alanda söylemeye devam ettik, ediyoruz. Bu katliam tamamen işverenin, devletin yetkili birimlerinin ve sendikanın sorumluluğunda gerçekleşmiş olan bir işçi katliamıdır” dedi.
‘BAŞKA SOMALAR, ŞİRVANLAR YAŞANMASIN’
Soma için adalet arayışlarının sonuna gelmek üzere olduklarını hatırlatan baba Çolak, herkesi 13 Mayıs Pazar günü yapacakları mitinge davet etti. Çolak, “301’in sadece bir rakamdan ibaret olmadığını, yaşamını yitirenlerin birer baba olduklarını, birer can olduklarını asla unutmamalarını istiyoruz. Bizim verdiğimiz adalet mücadelesi sonucunda 301’in bir tırnağını geri getirme şansımız olmadığını söyledik ve söylemeye de devam ediyoruz. Bizim bu mücadelemiz bundan sonra Somalar, Ermenekler, Şirvanlar, Zonguldaklar olmasın diye. Başkaları da bizim çocuklarımızın akıbetine uğramasınlar. Çünkü verdiğimiz bu mücadele sonucunda Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinden ciddi bir karar çıkarsa bunun Türkiye genelinde emsal teşkil edeceğine bizler inanıyoruz. İyi bir karar çıkması için uğraşıyoruz. Bizim mücadelemiz toplumsaldır. Biz kamu hizmeti yaptığımıza inanıyoruz. Çünkü işçi katliamlarının önüne geçilmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği yasalarının hayata geçirilmesini istiyoruz. Sadece sermayenin çıkarının değil işçinin de düşünülmesini istiyoruz. Bizler yandık başkaları yanmasın” dedi.
Katliamla 438 çocuğun yetim kaldığını, eş ve anne babaların acılar içinde olduğunu hatırlatan baba Çolak, “Bizim hayatımızdan çok şey gitti. Önce sağlıklarımız bozuldu. Psikolojilerimiz bozuldu. Her birimiz psikiyatri ilaçları ile yaşar vaziyete geldik. Sorumluluklarımız arttı. Soma’da ise değişen hiçbir şey yok. İlk gün bıraktığınız gibi halen acı ve kederle boğuşup yaşamı devam ettirmeye çalışıyor” diye konuştu.
‘İNSANINI ÖLDÜREN DEVLET ÖLMÜŞTÜR’
Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak da “Eğer Türkiye’de bir adalet varsa burada verilecek ceza bellidir” dedi. Anne Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz sadece 301 için değil Türkiye için adalet istiyoruz. Türkiye’de halen iş cinayetleri yaşanıyor. Güvenlik önlemleri alınmıyor. Bu davadan çıkacak bir karar çocuklarımızı geri getirmeyecek belki. Ama onlardan kalan çocukların yaşam haklarının, şu an çalışan işçilerin yaşam hakkının, daha güvenli çalışma haklarının olmasına yardımcı olabilir. Bir yılını doldurmadan işçileri girdi çıktı yaparak tazminatlarını ödemiyorlar. Belki de bunu yapamayacaklar. Şu çağrıyı yapıyorum ben devlete; İnsanı yaşat ki devletin yaşasın. Eğer insanını öldürüyorsa bir devlet o devlet zaten ölmüştür.”
‘24 HAZİRAN’DA SOMA’YI UNUTMAYACAĞIM’
Yaşamını yitiren Kader Yıldırım’ın annesi Elmas Kaya da Soma faciasının ardından tek talebinin adalet olduğunu ve faillerin hak ettikleri ceza ile cezalandırılması olduğunu dile getirdi. Kendisinin toplumun tüm kesimlerinden duyarlılık beklediğini ifade eden Kaya, mitinge katılım çağrısında da bulundu. 24 Haziran seçimlerinde kendilerinin de tüm bu yaşananları unutmayarak cevap vereceklerini belirten Kaya, mitinge katılımın başta Soma olmak üzere ülkenin tamamında yaşanması muhtemel iş cinayetlerini önleme amacı taşıdığını söyledi. (Manisa/MA)
MİTİNG ELİ ÖNÜNDE
Soma Madenci Aileleri, Sosyal Haklar Derneği (SHD), Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) ve Soma’da bulunan kitle örgütlerinin oluşturduğu Miting Tertip Komitesi, bu yıl yapılacak miting öncesi hazırlıklarını tamamladı. Ege Linyitleri İşletmesi Müdürlüğü (ELİ) Soma Şubesi önünde düzenlenecek mitinge, CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, HDP Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan konuşmacı olarak katılacak.
DAVA NE AŞAMADA?
Soma Maden Patronları Alp Gürkan ve oğlu Can Gürkan’ın yargılandığı davanın son duruşması 26 Mart’ta Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, avukatların olası kasttan ceza verilmesi talebine rağmen, sanıkların bilinçli taksirle cezalandırılmasını istedi. Yasaya göre olası kastta ceza ölen her işçi için ayrı ayrı verilir. Çeşitli şekilde indirim yapılsa bile en sonunda sanıkların alacağı ceza ölen işçi sayısıyla çarpılır. Örneğin Soma davasında indirimler sonucu 1 yıl bile ceza verilse toplamda 301 yıl ceza almaları anlamına gelir. Bilinçli taksirle işlenen suçlarda verilen ceza, ölen kişi sayısına bakılmaksızın verilir. Bunun üst sınırı 22.5 yıldır. Soma davasında da 301 madencinin ölümü için istenen toplam ceza bu kadar. (HABER MERKEZİ)
'GERÇEK SORUMLULAR HÂLÂ HESAP VERMEDİ'
DİSK, KESK, TMMOB, Adana Tabip Odası ve Adana Barosu 13 Mayıs 2014’te Manisa’nın kömür havzası Soma’da iş cinayetinde hayatını kaybeden 301 madenciyi andı. Maden Mühendisleri Odası Adana Şube binasında yapılan açıklamada konuşan Oda Başkanı Mehmet Yılmaz, katliamın gerçek sorumlularının hâlâ kamuoyu önünde hesap vermediğini hatırlatarak “İş cinayetleri sadece maden sektöründe değil, tüm iş kollarında artmaktadır. OHAL süresince, geçmiş zamanlardan daha fazla iş cinayetlerine kurban verilmiştir” dedi.
Madencilerin, bugün hâlâ Soma’da aynı koşullar altında ekmeğini taştan çıkardığını dile getiren Yılmaz, “Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da, Çöllolar’da, Torunlar’da, 3. köprü ve havalimanında, madenlerde ve tüm iş kollarında katliamlar son 15 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen özelleştirme, piyasalaştırma ve taşeronlaştırma politikalarının bir sonucu olarak artarak devam etmektedir. Soma Katliamı’nda sorumluluk sadece, üretimi artırmak için tüm standartları ve yasaları çiğneyen şirketin değildir. Soma Kömür İşletmeleri AŞ, TKİ, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve Hükümet yaşanan tüm maden facialarında olduğu gibi sorumludurlar ve hesap vermelidirler” dedi. (Adana/EVRENSEL)