15 Mayıs Dünya İklim Günü'nde dünya tablosu 'karamsar'
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Raporuna göre, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma isteksizliği sürerse sıcaklık 4 derece artabilir.
Fotoğraf: Pixabay
Bugün, Dünya İklim Günü. Son 150 yılda, ortalama sıcaklık dünya genelinde 0,8 derece, Avrupa'da ise yaklaşık 1 derece arttı. Dünyada 1995-2006 dönemi, 1850'den bu yana küresel yüzey sıcaklığının kayda geçen en sıcak 12 yılı oldu.
AA muhabirinin, güncellenerek yayımlanan son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu'ndan derlediği bilgilere göre, küresel hava sıcaklıkları artarken, kutup bölgelerinde buzlar hızla eriyor ve ortalama deniz seviyelerinde yükselme gözleniyor.
IPCC raporuna göre, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmadaki isteksizliği sürerse, "karamsar" senaryoya göre 2100 yılına kadar küresel sıcaklık 4 derece artabilecek.
Isınmanın en büyük nedenini insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları oluşturuyor. Bu durum küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ana kaynağı olarak değerlendiriliyor.
EN YÜKSEK KARBONDİOKSİT SALINIMI ÇİN'DE
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferanslarında yayımlanan bildirgelere göre, iklim değişikliğinin başlıca nedeninden biri sayılan havadaki karbondioksit oranının en yüksek düzeyde seyrettiği ülke yıllık 9,04 milyar ton ile Çin oldu.
Çin’i 4,99 milyar ton ile ABD, 2,06 milyar ton ile Hindistan, 1,5 milyar ton ile Rusya izledi. Japonya, 1,14 milyar ton ile beşinci sırada yer aldı.
Türkiye, karbondioksit salınımında 317 milyon ton ile 18. sırada bulunuyor.
Küresel anlamda karbondioksit salınımında en büyük pay yüzde 28 ile Çin’e ait. ABD, yüzde 15 ile ikinci sırada yer alıyor, Hindistan yüzde 6, Rusya yüzde 5, Japonya ise yüzde 4 oranında dünya genelinde karbondioksit salınımı payına sahip bulunuyor.
EN BÜYÜK PAY, ENERJİ SEKTÖRÜNÜN
Sektörel anlamda karbon salınımında ise en büyük pay enerji sektörüyle endüstriyel aktivitelerden kaynaklanıyor.
Küresel karbon salınımında enerji sektörü yaklaşık yüzde 26 ile ön sırada yer alırken, endüstriyel faaliyetlerin oranı yüzde 20, ormancılık yüzde 17, ulaşım sektörü yüzde 14, tarım aktiviteleri ise yüzde 13 paya sahip.
KÜRESEL ISINMA İLE MÜCADELE SÜRECİ
Bu arada, Paris'te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 21. Taraflar Konferansı'nda (COP21) küresel ısınmaya karşı alınacak önlemler, 2016 yılında 195 ülkenin oy birliğiyle kabul edildi.
Kabul edilen anlaşma metninde, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin 100 yıllık süreçte 1,5 ila 2 derece arasında sınırlandırılması konusunda uzlaşıldı.
Anlaşma, küresel ortalama sıcaklık artışının sınırlandırılması, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması ve ciddi temiz enerji yatırımlarının hızlandırılmasını gündeme getirdi.
Uluslararası Enerji Ajansı ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı gibi kuruluşlar Paris Anlaşmasını "Dönüm Noktası" olarak tanımlarken, çevre örgütleri anlaşmayı olumlu ancak yetersiz bulmuştu.
ABD Başkanı Donald Trump ise küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmeyi amaçlayan ve 195 ülke tarafından imzalanan Paris İklim Anlaşması'ndan 1 Haziran 2017’'de çekildiklerini açıkladı.
Paris Anlaşması'nda imzası bulunan Türkiye ise 2030 yılı itibarıyla 1 milyar 175 milyon ton olarak öngörülen toplam sera gazı emisyonlarını, yüzde 21'lik azalışla 929 milyon tona indireceğini taahhüt altına aldı.
TBMM tarafından da onaylanması gereken söz konusu anlaşma gereğince, Türkiye'nin 2030 yılında erişmesi öngörülen bu rakam, OECD ülkelerinin 2012 yılı ortalaması olan kişi başı 12,5 ton emisyon salımı değerinin dahi altında kalıyor. (AA)