Dolar Türkiye tarihinde ilk kez 4.50'yi geçti (16 Mayıs 2018)
Türk lirasının değer kaybı sürüyor. Dolar 4.5006 ile yeni rekor kırdı; avro da 5.32'nin üzerine çıktı. TL 2018'de yüzde 15'e yakın değer kaybı yaşadı.
Fotoğraf: Pixabay
Ekonomik göstergelerdeki olumsuz gelişmelerin etkisiyle gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışan lira, dolar, avro ve sterlin karşısında yeni tarihi düşük düzeylere iniyor.
Dün 4.47'yi aşarak rekor tazeleyen dolar/TL kuru bugün 4.5006 seviyesine kadar yükseldi. Avro da 5.32'nin üzerine çıktı. TL, bu yıl dolar karşısında yüzde 15'e yakın değer kaybetti.
MERKEZ BANKASI: GEREKLİ ADIMLAR ATILACAKTIR
Merkez Bankası, doların 4.50'yi aşması üzerine açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumları yakından takip edilmektedir. Gelişmelerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkate alınarak gerekli adımlar atılacaktır."
Merkez Bankasının açıklaması sonrası dolar kuru 4.40'lara kadar geriledi.
MERKEZ BANKASI BAŞKANI ERDOĞAN'LA GÖRÜŞTÜ
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la görüşmek için AKP genel merkezine geldi.
Çetinkaya'nın Erdoğan ile yaptığı görüşmeye Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcıs Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da katıldı.
Bloomberg, Maliye Bakanı Ağbal, Kalkınma Bakanı Elvan ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek toplantıdan ayrıldığını aktardı.
Reuters haber ajansına açıklama yapan bir yetkili, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İran heyeti ile yapacağı toplantıya katılmak için AKP Genel Merkezi'ne gittiğini söyledi. Toplantının gündeminin yerel para birimi anlaşması olduğu belirtildi. Yapılan yorumlar ise resmi açıklamanın görüşmenin, doların 4.50 seviyesine çıkmasıyla ilişkili olduğu yönünde.
ŞİMŞEK: KURALLARA DAYALI PİYASA EKONOMİSİ İLERİSİ İÇİN TEK MAKUL SEÇENEKTİR
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Kurallara dayalı piyasa ekonomisi ilerisi için tek makul seçenektir" diyerek, bu bağlamda "ihtiyatlı politika çerçevesine bağlı" olduklarının altını çizdi.
Twitter hesabından İngilizce yaptığı açıklamada Şimşek, "Sonunda politik pragmatizmin üstün geleceğini umuyor ve buna inanıyorum. Kurallara dayalı piyasa ekonomisi ilerisi için tek makul seçenektir; bu bağlamda, sağlam, ihtiyatlı politika çerçevesine bağlıyız. Politika bileşimi seçimlerden sonra büyük ihtimalle çok daha iyileşecektir" dedi.
'ETKİSİZ PARA POLİTİKALARI, İŞSİZLİK, YAVAŞLAYAN EKONOMİK BÜYÜME…'
Kredi derecelendirme şirketi Moody’s’in yatırımcı hizmetleri birimi Moody’s Investor Service, dün yayınladığı “Bankacılık Sistemi Görünümü – Türkiye’nin finansman ve varlık kalitesine ilişkin aşağı yönlü riskleri görünümü negatif yapmamıza yol açtı” başlıklı raporda, yavaşlayan ekonomik büyüme, etkisiz para politikaları, para birimindeki değer kaybı ve yüksek işsizlik gibi etkenlerin birleşimi nedeniyle finansman ve varlık kalitesindeki görünümün negatif olduğu vurgulandı.
TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ'NDEN MOODY'S'E YANIT: BANKACILIK SEKTÖRÜ RİSKLERİ DOĞRU YÖNETECEK GÜÇTEDİR
Türkiye Bankalar Birliği'nden (TBB) kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in dün yayınladığı rapora dair basın açıklaması yaptı. Açıklamada "Bankacılık sektörü, büyük ölçüde uluslararası gelişmelerin neden olduğu son dönemdeki zorlu süreçten kaynaklanan riskleri doğru yöneterek pozitif görünümünü koruyacak kabiliyettedir" denildi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından dün Türk bankacılık sektörü hakkında yayınlanan bir raporda fonlama ve aktif kalitesine ilişkin aşağı yönlü riskler nedeniyle bankacılık sistemi görünümünün negatif olduğu belirtildi. Kredi derecelendirmesi niteliği taşımayan araştırma raporunda, "Türk bankalarının faaliyet gösterdiği çerçeve aralarında ekonomik büyümede yavaşlama, etkin olmayan para politikası, TL'nin değer kaybı ve yüksek işsizliğin de bulunduğu bir dizi unsur nedeniyle zorlayıcı olmayı sürdürecek" denildi.
Türkiye Bankalar Birliği'nden (TBB) bugün yapılan yazılı açıklamada da şu ifadeler yer aldı:
"Yakın dönemde ABD’de faiz oranlarının yükselme, dünyada petrol ve emtia fiyatlarının artış eğiliminde olması yanında uluslararası ve bölgesel politik risklerin artması, gelişmekte olan ülkeleri olduğu gibi ülkemizi de etkilemektedir.
Hükümetimizin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ve ilgili diğer kurumların temel makro dengelerin sağlıklı olarak sürdürülmesindeki kararlılığı, bu yönde gereken önlemlerin alınmasındaki aktif yaklaşımı sayesinde Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklıdır ve makul bir hızda büyümeye devam etmektedir. İç ve dış şokların yaşandığı son on beş yılda Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 6’ya yakın büyümüştür.
Bankacılık sektörü büyümenin sağlıklı olarak sürdürülmesine destek olacak yapıda ve güçtedir; uluslararası düzenleme ve denetim kurallarına tam uyumludur. Uluslararası temel göstergeler olan sermaye yeterliliği, aktif kalitesi, kaliteli teminat yapısı, likidite, kârlılık düzeyi ve yönetim tecrübesiyle iyi örnek olarak gösterilebilecek ülkelerin temel göstergelerine sahiptir. Bu yılın ilk çeyreği sonunda, sermaye yeterliliği oranı yüzde 16,6 ile küresel normların iki katı düzeyindedir. Sorunlu kredi oranı yüzde 2,9 ile diğer ülkelere göre oldukça düşüktür. Toplam kredilere oranı yüzde 3,8 olan yapılandırılan kredilerin tahsilat oranı yüzde 80’e yakındır. Sorunlu kredilerin yüzde 75’i için özel karşılık öngörülmedik riskler için ise makul düzeyde genel karşılık ayrılmıştır.
Hükümetimiz başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarla yakın istişare ve işbirliği sayesinde, beklenmedik durumlarda aracılık işlevini sağlıklı olarak yerine getiren bankacılık sektörü, büyük ölçüde uluslararası gelişmelerin neden olduğu son dönemdeki zorlu süreçten kaynaklanan riskleri de doğru yöneterek pozitif görünümünü koruyacak kabiliyettedir." (EKONOMİ SERVİSİ)