EMEP Genel Başkan Yardımcısı Tüzel: Birlik ihtiyacı bugün de sürüyor
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel Seçim Özel’e konuk oldu, 24 Haziran’a ilişkin tartışmaları değerlendirdi.
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel Seçim Özel’e konuk oldu. Tüzel, 24 Haziran’a gidilen süreçte seçim taktiklerini, ittifak tartışmalarını ve güncel gelişmelere ilişkin yaklaşımlarını açıkladı.
Değerlendirmelerine İsrail’in Filistinlilere dönük saldırılarıyla başlayan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tüzel, ABD’nin böylesi bir dönemde büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını provokasyon olarak niteledi. Bu adımın ardında emperyalist güçlerin bölgeye dair planları olduğunu vurgulayan Tüzel, ABD’nin Rusya ve bölgede giderek elini güçlendiren İran’la Filistin üzerinden hesap gördüğünü ifade etti.
‘FİLİSTİN MESELESİ MUHAFAZAKARLARA DÖNÜK OY KONUSU YAPILMAMALI’
Bu süreçte faturanın Filistin halkına kesildiğini ifade eden Tüzel, “İsrail yönetimi katliamcı bir rejim. Ama Erdoğan’ın söylediği gibi ‘İsrail terör devleti’ demekle iş bitmiyor. Bunun gereğini yapmak gerekiyor” diyerek hükümete dönük eleştirilerde bulundu. Hükümetin politikalarını samimi bulmayan Tüzel, “Filistin halkının bağımsızlık mücadelesinin Türkiye halkları için ayrı bir yeri var. Bu sadece bir İslam dayanışması değil. Çünkü mesele Müslüman-Yahudi çekişmesi değil. Emperyalist plan doğrultusunda halkların geleceğini elinden alma projesi var. 2010’da Mavi Marmara olayı yaşandı, 10 kişi hayatını kaybetti ve iş tazminatla sonuçlandı. O zaman da hükümet esip gürlemişti. Ama İsrail’le ticaretten ikili anlaşmalardan elini çekmedi. Bugün de böyle. 3 günlük ulusal yas ilan edildi, Cuma günü Yenikapı’da miting yapılacak ama bakıyoruz sadece söylemde eleştiriyor. Özellikle seçim sürecinde bunu muhafazakar yurttaşların oyu için din malzemesi haline getirmek değil; gerçekten yapılması gereken bunun arkasındaki ABD’yle ilişkileri ona göre belirlemek gerekir” dedi.
‘İKİLİ ANLAŞMALAR ASKIYA ALINMALIDIR’
İsrail’le askeri, siyasi ve ekonomik anlaşmaların da askıya alınması gerektiğini de söyleyen Tüzel, ancak böyle tutarlı bir duruş sergilenebileceğini belirtti. Büyükelçilerin gönderilmesi ya da geri çekilmesinin sembolik adımlar olduğunu söyleyen Tüzel, “Bunlar yarın unutuluyor, asıl olan İsrail’le yapılan ikili anlaşma ve ABD olan stratejik ortaklığın yanlışlığının görülmesidir” dedi.
İsrail’in katliamcı politikalarından halklar arası düşmanlığın kışkırtıldığına dikkat çeken Tüzel, “Aslında bizim halklarla kardeşleşme içinde olmamız gerekiyor. Devletler el sıkışıyor, ticaretine bakıyor. Bizim halkların başına çöreklenen emperyalistlerin bölgedeki varlığına son verecek bir siyaset izlememiz gerekiyor. Türkiye’ye düşen rol de bu olmalıdır” dedi.
‘ÖNCELİĞİMİZ DEMOKRASİNİN KAZANILMASI’
24 Haziran’da Selahattin Demirtaş ve HDP’yi destekleyeceklerini ifade eden Tüzel, seçim taktiklerine ilişkin şunları söyledi:
“Bizim taktiğimiz dün de bugün de demokrasinin kazanılması üzerine kurulu. Bugün önceliğimiz demokrasinin önünde engel olan başkanlık sisteminin engellenmesidir. Tek parti-tek adam rejimine karşı en geniş demokratik ittifakın sağlanması gerekiyor.”
Kurulan ve kurulamayan ittifaklara ilişkin de konuşan Tüzel, “Gelinen noktada farklı ittifaklar kuruldu. AKP-MHP ittifakına karşı 16 Nisan’da ‘hayır’ diyenlerin oluşturduğu Millet İttifakı kuruldu. Dikkat çekici olan HDP’nin bu ittifakın dışında tutulmasıydı. Burada özellikle Erdoğan’ın HDP’yi terörize eden açıklamaları nedeniyle özellikle CHP bir yandan HDP’yi parlamentoda görmek isterken diğer yandan da oy kaygısıyla ayrı durmaya çalışıyor. Bu noktada EMEP açık bir şekilde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’ı ve milletvekili seçimlerinde ise HDP’yi destekleyecek” dedi.
HDP’YE DESTEĞİN GEREKÇELERİ
HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasını eleştiren Tüzel, “Demirtaş’ın sadece demokrasi ve Kürt sorunundaki çalışmaları nedeniyle terör örgütü üyeliğinden yargılanması hukuksuzluk. Bu Türkiye’nin geldiği yerin en somut göstergesi. Cezaevinde bir cumhurbaşkanı adayı var. Diğer yanıyla savaşla yanıt verilen eşit yurttaşlık ve birlikte yaşama talebi var. Dolayısıyla HDP’nin demokrasi mücadelesindeki yeri açısından desteklenmesi son derece önemli. Bir diğer boyutu, HDP’nin baraj altı kalması demek yaklaşık 80 milletvekilinin AKP’ye yazılması demek. Dolayısıyla tek parti rejiminin bir basamağı yapılması söz konusu ki bunun önüne geçilmesi gerekiyor” diyerek HDP’ye destek gerekçelerini sıraladı.
DEMOKRASİ İTTİFAKI NEDEN KURULAMADI?
Çeşitli çevrelerle gerçekleştirilen ittifak görüşmelerine de değinen Tüzel, “Sadece HDP değil, BHH’ye diğer devrimci demokrat güçlere açık çağrı yaptık. Demokratik halk iktidarı mücadelesinde nefes olabilecek bir çağrıydı bu. Ama HDP sıkışmış bir zaman süreci içerisinde bunun için yeterli zaman olmadığını söyleyerek geri çevirdi. Öte yandan ‘sol’ aday çıkarma benzeri iddialar peşinde olan BHH gibi güçlerin yaklaşımını doğru bulmadığımız için bir ittifak kurulamadı” dedi.
‘EMEKÇİLERİN TALEPLERİNİ HAYATA GEÇİRECEK BİRLİKTELİK HALA İHTİYAÇ’
Birliktelik ihtiyacının ortadan kalkmadığını ve 24 Haziran sonrası da kalkmayacağını ifade eden Tüzel; “24 Haziran sonrası eski parlamenter sisteme dönmek sorunları ne kadar çözecek? Burada işçi sınıfının ve emekçi halkların ihtiyaç ve acil talepleri etrafında bir mücadele programı ve bu programı hayata geçirecek bir birliktelik hala yakıcı bir ihtiyaç” tespitinde bulundu.
‘SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ORTAK ÇALIŞMALAR VAR’
Demokrasi İçin Birlik Koordinasyonunda da yer alan Tüzel, erken seçim kararının hemen ardından başkanlık sistemine karşı olan tüm muhalefete seçim güvenliği ve aday gibi konularda ortaklaşma çağrısı yaptıklarını belirtti. Tüzel, “İttifak kurulamamış olsa da bu güçler seçim güvenliği için ortak çalışma içindeler. Burada Demokrasi İçin Birlik’in ve bu fikriyatın karşılığını görüyoruz” dedi.
‘TAMAM’ İKTİDARIN TÜKENMİŞLİĞİNİN GÖSTERGESİ
Erdoğan’ın “Milletimiz ‘tamam’ derse çekiliriz” açıklaması üzerine başlayan kampanyayı da değerlendiren Tüzel, “Bu ülkedeki umudu gösteriyor. Tek parti rejiminin önlenmesi açısından bir direncin ne kadar canlı olduğunu gösteriyor. Diğer yandan ise iktidarın tükenmişliğinin ne boyuta vardığını gösteriyor. Bu kampanya ile demokrasi güçlerinin nasıl bir anda motive olduğunu gördük” dedi. (Evrensel Web TV)
Evrensel'i Takip Et