Çemberde sıkışmayacağız
Kartal Lisesi öğrencileri, AKP'nin eğitim sistemine dair tutumuna ilişkin yazdılar.
Görsel: Pixabay
Kartal’dan Liseli Öğrenciler
İstanbul
İki hafta önce liselerde arkadaşlarımıza Türkiye’deki eğitim sistemi hakkında sorular sormuş, memnun olmadıkları konular üzerine konuşmuştuk.
Arkadaşlarımızın genel olarak değişen sınav sistemlerimden yakındıklarını, çember sistemine yönelik genel bir eleştirilerinin olduğunu ve eğitimimizi genel olarak yetersiz bulduklarını gözlemlemiştik.
Kartal’daki liseli arkadaşlarımızın düşüncelerini gözden geçirecek olursak parasız, bilimsel, ezberden uzak ve biz öğrencileri yıpratmayan bir sistemin yanı sıra kirli politikalardan arındırılmış, eğitimsiz insanların elinde oyuncak olmayan, bölünmeyen, ayrıştırılmayan, herkesin kendinden bir parça bulabildiği, hayallerine ulaşmada bir süreç olabilen eğitim sistemi talebi içerisinde bulunduklarını söyleyebiliriz.
Bu talepler Türkiye’deki hemen her lise öğrencisinin ortak talepleri olarak değerlendirilebilir. Ancak bu taleplerin dışında Kartal’daki arkadaşlarımızın bazı özel şikâyetleri ve bu şikâyetlere yönelik talepleri de mevcut. Arkadaşlarımız, kendileriyle yaptığımız görüşmelerde, sınavlarda kendilerinden fotokopi parası alındığını, okul kantinlerinin keyfî zamlarından, hijyenik olmayan koşullarından şikâyetçi olduklarını, nitelikli-niteliksiz okul ayrımından bağımsız bir şekilde kültürel faaliyetlerde bulunmayan ya da az bulunan okullarda okuduklarını bizlere ilettiler. Bu özel sorunları da tek bir cümlede açıklamamız gerekirse, Kartal’daki arkadaşlarımız okullarının kendilerini bir öğrenci olarak değil de müşteri olarak görmelerinden ve bu şekilde davranılmasından şikayetçiler.
“DÜZENLEMELERLE BERABER TEPKİLER DE GELDİ”
Farkındayız ki son yıllarda iktidarın çok fazla muhatap olduğu, hayatlarına yönelik sürekli müdahalelerde bulunduğu kesimlerden biri de lise öğrencileri. Bir gecede karar verilerek düzenlemeye gidilen sınav sistemi, sayısız imam hatip liselerinin açılması, meslek liselilerin sınavsız geçiş haklarının ellerinden alınması, şifre skandalı, proje okulları, çember sistemi derken iktidar, lise öğrencilerinin üzerindeki etkinliğini artırmaya başlamıştı. İktidarın, liselilerin üzerindeki tüm etkilerinin ve düzenlemelerinin üzerine bir şeyi daha fark etmiştik ki, liselilere uygulanan bu etkiler dönütü olmayan etkiler değillerdi, etkilerin tamamı liselilerden bir tepkiyi de beraberinde getirmişti. Tüm bu yaşananlarla birlikte; lise öğrencilerinin seslerini daha çok yükselttiklerini, kendilerini farklı mecralarda savunmaya başladıklarını, ortak taleplerle iktidara seslerini iletmeye çalıştıklarını ve her şeyden öte, artık iktidara yönelik politik bir tavır takındıklarını gözlemlemiştik. Gerek kendi yaptığımız röportajlarda gerek dergimize çıkan diğer liseli arkadaşlarımızın söylediklerinde gördük ki eğitim sistemine yönelik gençlerin ortak bir eleştirisi ve ortak bir tutumu var.
Peki ne oldu da AKP hükümeti liseler üzerindeki düzenlemelerini bu derece artırır hale geldi? Ne oldu da tam yaz tatili bitecekken tek bir gecede karar alıp da sınav sisteminde bir değişikliğe gittiler?
AKP iktidarının meşruiyeti tartışmaya açık bir konu olsa da ortada şöyle bir gerçek var ki en kötü seçim performansında bile AKP, bu ülkenin bir numaralı kitle partisi. İktidar yetkisini elinde bulunduran daha önceki diğer tüm partiler gibi AKP’nin de kendi saltanatını güvenceye, geleceğini teminat altına almaya yönelik bazı uygulamaları oluyor. Bu noktada, liselere yönelik yapılan düzenlemeleri bu uygulamalardan bağımsız düşünmememiz gerekiyor. Gerek muhalif, bağımsız araştırma şirketlerinin yaptığı gerek AKP’nin bizzat yaptığı veya yandaş şirketlerine yaptırdığı seçim anketleri bize gösteriyor ki AKP, gençlik üzerinde salt çoğunluğu sağlayamamış, gençlik üzerindeki oy potansiyeli düşük. Bu sebeple, gençlik üzerinde bir tahakküm oluşturma, kendi görüşlerini bir dayatma olarak sunma çabasındalar.
‘AKP’NİN GENÇLİK ÜZERİNDEKİ BASKISI BOŞA DEĞİLDİR’
Bunu en kolay yapabilecekleri kurumlar ise imam hatip liseleri. Çember sistemine geçişteki amaca da bakacak olursak görürüz ki bu sistemle beraber sağlanmaya çalışılan öncelikli iki hedef; 1) İmam hatip liselerinin büyük çoğunluğunu nitelikli okul kapsamında değerlendirerek başarılı öğrencilerin imam hatip liselerine gitmelerini sağlamak ve bu yolla elde edecekleri akademik başarı ile oraları cazibe merkezleri gibi sunmak. 2) Yüzdelik dilimi iyi olan öğrencilerin anadolu-fen lisesi kontenjanlarını doldurduktan sonra kontenjan açığı olan imam hatip liselerini zorunlu bir alternatif olarak sunmak ve bu sayede halka imam hatip liselerine büyük bir ilgi varmış gibi aldatmacada bulunmak.
Ancak biz daha önce sayısız defa örneklerini gördüğümüz ve liseli arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz izlenim üzerine söyleyebiliriz ki liseliler üzerinde kurmaya çalıştıkları bu hegemonya sonuçsuz kalacaktır. Gençlik üzerindeki propagandalarını zorlama, baskı ile sağlamaya çalışan iktidar liseliler üzerindeki emellerini gerçekleştiremeyecek ve umutları boşa çıkacaktır. Onlar, saldırıya ve baskıya devam ettikçe biz de örgütlenmeye ve taleplerimizi daha yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz.
Yangından mal kaçırır gibi bir gecede sistem değişikliğine gitmeleri; otoritelerini anayasal güvenceye almış olmalarına rağmen liseliler üzerinde hala baskı ile oyunlar oynamaları boşa değildir. Gençlik gelecektir ve AKP de gelecekten korkmaktadır!