Toplanın: Bütün savunmayı devreye sokuyoruz
16 yıldır işsizlik, grev yasakları, baskılar, savaş politikaları, sınav skandalları, doğa talanından başka bir şey sunmamış olanlara artık TAMAM!
Avengers 3: Sonsuzluk Savaşı, geçtiğimiz haftalarda vizyona girdi. Kaptan Amerika ve Iron Man arasında yaşananların ardından bölünen kahramanlarımız, kendi yandaşlarıyla dünyayı korumaya çalışmaktadır ancak dünyanın kaderi bir daha tehlikeye girer. Sınırsız güç kaynağı olan sonsuzluk taşlarının peşine düşen Thanos, dünyanın gördüğü en büyük tehdittir. İnsanlığın kaderi, insanlık için savaşmaya ant içmiş kahramanların elindedir. Hiçbir süper kahramanın tek başına yenemeyeceği büyüklükteki tehdide, ekipler birleşerek karşı koymalıdır…
Thanos’un “Umutsuzca haklı olduğunuzu hissetmek ve başarısız olmak ne demek anlayacaksınız.” sözünün ardından kahramanlar acil eylem planını devreye sokarlar: “Tüm savunmayı devreye sokun!”
Ülkemizin yaşadığı dönem ve 24 Haziran seçimini düşündüğümüzde, topyekûn Türkiye gençliği Avengers’ın 4. filmini çekmeye hazırlanıyor, diyebiliriz. Bizim filmde Thanos yok, Türkiye kapitalistlerinin en gerici kliğince desteklenen AKP/Erdoğan yönetimi var. Süper kahramanlar da yok; her sabah yol kenarında işçi servisine binenler, eve dönerken ekmeğin yanında et alamayanlar var. Havalı kostümlerimiz, maskelerimiz yok belki ama baretlerimiz, beyaz önlüklerimiz, sınavlara hazırlık kitaplarımız, iş eldivenlerimiz var. Tarihi yazanlar, üretim araçlarının mülkiyetine sahip olmayan milyonlar. Evet, sıradan insanlar.
THANOS’UN SONSUZLUK TAŞI CUMHUR İTTFAKININ BAŞKANLIK SEVDASI
Sıradan milyonların sınıf olarak hareket ettiklerinde yapabilecekleri, damdan dama atlayan örümcek adamı solda sıfır bırakacak cinsten! (Bknz: Sovyetler Birliği)
24 Haziran, iktidar partisinin belirlendiği rutin bir seçim değil. Tersine 16 Nisan’da olduğu gibi tek adam tek parti rejimine “evet” mi “hayır” mı yanıtının alınacağı bir mücadele. Gençliğin tek adam rejiminden payına düşeni, 16 yıl süren bir fragmandan biliyoruz.
Sonsuzluk taşını da aldıklarında gençliğin üzerine karabasan gibi nefes almaya izin vermeyecek faşist bir temelde tek parti tek adam rejimine giden yolda büyük adım atmış olacaklar. Başkanlık sistemi, Türkiye versiyonu bir faşizm olacak. Bizim Thanos ve arkadaşları bunun için uğraşıyorlar. Nasıl ki Thanos sonsuzluk taşı için savaşıyorsa, “Cumhur İttifakı” da baskıcı yönetimlerini kalıcılaştırmak için tüm gücüyle seçimi kazanmak istiyor. OHAL ile her türlü demokratik hak ve özgürlüğü askıya alabiliyorlar. Medya tuşunu penguen moduna aldılar, kendi kontrollerinde tutuyorlar.
Bu mücadelede kullandıkları araçlar güçlü olabilir ancak bu ülkenin emekçilerinin, kadınlarının, gençlerinin; adalet, insanca yaşam, demokrasi, özgürlük, laiklik talepleri daha güçlü. Hâl böyle iken güçlerimizi en doğru biçimde birleştirip bu tehdide “dur” deme zamanı geldi. Ülkemizin, kapitalistlerin çıkarı doğrultusunda “tek adam” tarafından yönetilmesini istemiyoruz. 16 yıldır işsizlik, grev yasakları, baskılar, savaş politikaları, sınav skandalları, doğa talanından başka bir şey sunmamış olanlara artık TAMAM!
Tek adam rejimini engelleyebiliriz!
Biz haklı olduğumuzu biliyoruz, üstelik umutsuzca değil, karşımızda “T A M A M” kampanyasının ardından öz güvensizliği dışa vurmuş bir parti var.
TAMAM ARTIK SIKILDIK!
Toplanın; bütün savunmayı devreye sokuyoruz!
Üniversitelerinin bölünmesini istemeyenler,
Parasız, demokratik eğitim almak isteyenler,
İşsizliğin pençesinde olanlar,
Ataması yapılsın diye beklemekten gençliği solanlar,
İnsanca yaşayabilecek ücret isteyenler,
Günde 12 saat çalışmak istemeyenler,
Deresine, ormanına sahip çıkanlar,
Toplumsal cinsiyet eşitliği isteyenler
Şimdi güçlerini birleştirmek zorunda.
Senaryoyu biz yazmak istiyorsak, 16 yıllık fragman artık bitsin, “tamam artık sıkıldık” diyorsak kendimize yakışır biçimde başrole de biz geçelim!
Tam bağımsız ve demokratik bir ülke için
Parasız, bilimsel demokratik eğitim için
Tek adam rejiminin engellenmesi için acil eylem planı devrede!
Demokratik hak ve özgürlükleri, Kürt sorununda barışçıl çözümü savunan ve iktidarın hedefinde olan HDP’nin Mecliste yer alması, böylece AKP’nin 50-60 civarında daha az vekil çıkarması, tek adam rejimini geriletmede, Mecliste çoğunluğu elde edememesi açısından kritik bir nokta. Tek adam rejimini geriletmek için Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’a, Meclis seçimlerinde ise HDP’ye oy vermek en kritik anda doğru karar vermek anlamına geliyor.
Bu elbette tek adam rejimini durdurmak için kritik bir hamle olacaktır ancak tek adam rejimini durduracak olan, Türkiye gençliğinin iş, bilim, barış, özgürlük taleplerini hayata geçirecek olan güçlü, ısrarlı bir mücadelenin bir parçası olduğu ölçüde!