Mecbur değiliz!
Sedat Başkavak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bosna Hersek ziyaretinde tarım ve hayvanlığına ilişkin yaptığı açıklamalara ilişkin yazdı.
Fotoğraf: Pixabay
Sedat BAŞKAVAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bosna Hersek gezisi sırasında “Bize 8 bin ton et gönderilmesini doğrusu ben az buluyorum. Bizim 15 bin tona kadar marjımız var. Bu Bosna Hersek’te istihdam sağlayacaktır” sözleri eski başbakanlardan Süleyman Demirel’i hatırlattı. “Yazın biz Bulgaristan’dan elektrik alıyoruz. Kışın Bulgaristan bize elektrik veriyor” diyen Süleyman Demirel ve bu ünlü sözünü yaşı orta ve üzeri olan herkes hatırlar.
“Biz yeterince elektrik üretemiyoruz, o nedenle de Bulgaristan’dan elektrik ithal ediyoruz” demenin yetersizlik ve moral bozucu halini perdeleme çabasıdır bu sözler. Kendi üretimini yapamayan ve ülkesini dışa bağımlı hale getiren bir hükümet ve başbakanın yaptığı laf cambazlığı ile sanki iyi bir şey yaptığını gösterme çabasıdır bu sözler.
Demek ki; burjuva siyaseti açısından, halkı kandırmak üzere kaybederken bile kazandığını sanması için kurulan bu cümlelerin, hâlâ işçiler emekçiler içerisinde bir karşılığı var sanılıyor. Aç yatıyoruz kuyruğu dik tutuyoruz babından “Biz daha çok et alırken, Bosna Hersek’te de istahdam sağlanır” sözleri Bosna Hersek hükümeti ve şirketleri tarafından gülümsenerek karşılansa da besicilik yapan köylüler ve işçi, emekçi açısından bir homurdanma ve “Sen görürsün, bunun hesabını da sandıkta verirsin” deme sebebidir.
SAMAN BİLE İTHAL
2017 yılında 157 milyar dolarlık ihracata karşılık 234 milyar dolarlık ithalat yaparak 77 milyar dolar dış ticaret açığı veren bir ülkeyiz. AKP Hükümeti 2017 yılında 1.2 milyar dolarlık sığır, 86 milyon dolarlık et ve 37 milyon dolarlık koyun ithal etmiş. 2018 yılının ilk üç ayında 395 milyon dolarlık sığır, 63 milyon dolarlık et ve 15 milyon dolarlık koyun ithal ederek üç ayda geçen yılın yarısına denk düşen ithalatı yapmış ve daha geride 9 ay var. Canlı hayvan ithalatına ek olarak kasapta, markette dolaptaki et ithal. Hayvana verilen yem, vurulan aşı ithal. Mısırdan ayçiçeğine, buğdaydan arpaya, sofradaki pilav ve üzerindeki nohut, fasulye ithal. Yetmedi saman ithal. 2017 yılında 6.5 milyar dolarlık tarım ürünü ithalatı yapılmış.
Bunun anlamı şudur, biz Türkiye olarak aç ve muhtaç bir ülkeyiz. Açız çünkü kendi gıdamızı üretemez duruma geldik. Muhtacız çünkü başka ülkelerden gelecek tarım ürünlerine bağımlıyız.
KÖYLÜYE VERMEDİĞİNİ ŞİRKETLERE DAĞITIYOR
Cumhurbaşkanının “Bosna Hersek’te bize gönderdiğiniz 8 bin ton et az, 15 bin ton alırız” demesine bakarsanız daha çok et ithal edeceğimiz anlaşılıyor. Tarım ve hayvancılıkta destekler azalırken artan tarım ürünleri ve et ithalatı nedeniyle köylü tarımdan vazgeçip göçe zorlanırken AKP Hükümeti Bosna Hersek’ten sıfır gümrükle ithalat yapıyor. Ülke köylüsüne vermediğini Bosna Hersek’te şirketlere dağıtıyor.
Bosna Hersek’ten yapılan nişasta bazlı şeker (NBŞ) ithalatında yaşanan “Bu ülkede Türkiye’nin ithal ettiği kadar NBŞ üretimi yok” tartışmaları düşünüldüğünde 8 bin ton et ithalatını 15 bin tona çıkarınca Bosna Hersek üzerinden hangi ülke bize et satar o da belli değil.
Sonuç olarak AKP Hükümeti 16 yıllık iktidarının sonunda tarım ve gıda ürünlerinde ülkeyi dışa bağımlı hale getirmiştir. İşçisi, emekçisi, üretici köylüsü bütün bir ülke halkı olarak ithalata mecbur olmadığımız gibi AKP’ye de mecbur değiliz.