Bayhan: İşçiler sınıf çıkarlarını fark ederse ülkeyi değiştirebilir
Gazeteci İskender Bayhan, Seçim Özel’de Zeliş Irmak’ın sorularını yanıtladı.
Gazeteci İskender Bayhan’la Seçim Özel’de 24 Haziran’a doğru seçim beyannamelerini, yurdun dört bir yanından haberlere yansıyan seçim tartışmalarını ve fazlasını konuştuk. Zeliş Irmak’ın sorularını yanıtlayan Bayhan, yurdun dört bir yanından Evrensel’e yansıyan seçim haberlerini ve halkın eğilimlerine ilişkin gözlemlerini aktardı.
‘AKP’YE OY VERMİŞ İŞÇİLER KAYGILARINI TARTIŞMADA TUTUK’
Mahalle, kahve, semtlerin yaratılan politik kamplaşmadan etkilendiğini ifade eden Bayhan, “Eğilimleri en iyi gözlemleyebileceğimiz yerler fabrika ve işyerleri. Tabi fabrika ve işyerlerinde de tartışma zamanı bulmak zor oluyor” dedi. Fabrikalardan tartışmalar ve eğilimlere ilişkin gözlemlerini aktaran Bayhan, “Farklı görüşlerden işçilerin tartışma ortamları çok sınırlı. Farklı eğilimler hala açık ve rahat biçimde tartışamıyor. Dünden farklı olarak muhalif işçilerde daha özgüvenli bir duruş dikkat çekiyor. Daha önce AKP ya da MHP’ye oy vermiş işçilerde farklı bir tablo var. Kaygı ve tereddütlerini ifade etme açısından tutuk davranıyorlar. Doğrudan Cumhur İttifakı’na oy vereceğini söyleyenler ise tartışmadan uzak duruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı günlük konuşmalar o kesimdeki işçilerin hayatını doğrudan belirliyor, çünkü en çok oradan besleniyorlar. Gelen eleştirilere verebilecekleri yanıtlar için bile oradan besleniyorlar. Kendi gerçekleri açısından bulundukları yeri savunabilecekleri bir gerekçeleri yok, hükümet onlara bu malzemeyi vermemiş. ‘Cumhur İttifakı, işçi ve emekçiler için şunu yaptı’ gibi bir şey yok. Buna rağmen ülke daha kötü bir noktaya gidecek tedirginliği yaşıyorlar. Bu nedenle alternatifin olmadığını düşünüyorlar” dedi.
‘BU SEFER AKP’YE OY VERMEYECEĞİNİ SÖYLEYEN İŞÇİLERİN ORANI SINIRLI’
Mevcut tabloda AKP’den önemli bir kopuşun gözlemlenmediğini vurgulayan Bayhan, bu durumu da şöyle özetledi:
“Bu tabloda AKP’den önemli ölçüde bir kopuş göremiyoruz. Daha çok, sorgulayan eleştiren, susan noktada. AKP ve Cumhur İttifakı’na oy vermeyeceğini dile getiren işçilerin oranı sınırlı noktada. Kopuş oranı az olduğu için mi yansımıyor, yoksa açıkça ifade etmenin kolay olmamasından mı... Mesela Flormar direnişinde yer alan işçiler, direnişte olmaları nedeniyle bunu açıkça ifade ediyor, ama çalışma hayatının olağan seyrettiği yerlerde bu açığa vurulmuyor. Aslında memleketin iyiye gitmediği konusunda onlar da hemfikir.”
Daha önce AKP’ye oy vermiş işçilerin kendi içerisinde ‘Ne yapsak’ sorusunun tartıştığına dikkat çeken Bayhan, “Muhalif işçilerin yürüttüğü tartışmalar derinleştikçe daha fazla konuşulur hale geliyor. Bu belki önümüzdeki birkaç hafta içerisinde daha belirgin bir hal alabilir. Tabi buna karşı hükümetin ‘dış güçler’, ‘dış güçlerin oyunu’ gibi söylemleri en azından kendi tabanı açısından karşılık buluyor” dedi.
‘İŞÇİLER AÇISINDAN EN ÖNEMLİ KIRILMA NOKTASI GREV YASAKLARI OLABİLİR’
Geçtiğimiz hafta Soda Kromsan’la grev yasaklarına bir yenisinin daha eklenmesini değerlendiren Gazeteci İskender Bayhan, “Erdoğan ve AKP hükümeti grev yasaklamaları konusunda tarihe geçti. Cumhuriyet tarihinden bu yana en çok grev yasaklayan hükümet oldu. Bu iktidar olduğu sürenin uzunluğuyla alakalı değil. Bu açıdan bakınca işçi ve emekçiler içindeki en önemli kırılma noktası bu oluyor. Hak taleplerinin ve gösterilerin engellenmesi... Seçim öncesi yasaklanan bu grev Erdoğan’ın sermayenin yanında nasıl kararlıca durduğunun da göstergesi” ifadelerini kullandı.
‘İŞÇİLER MAALESEF ÇÖZÜMÜ HALA DÜZEN PARTİLERİ ARASINDA ARIYOR’
Grev yasağının Soda Kromsan’daki işçiler arasında yarattığı tartışmaları da aktaran Bayhan şunları söyledi:
“Soda Kromsan işçileri de aslında her şeyi biliyorlar. Ancak kendi sınıf çıkarlarının farkında değiller. Kendi çıkarlarını hala mevcut düzen partileri arasında bulmaya çalışıyor. En büyük kritik sorun da o: İşçi ve emekçiler kendi sınıf çıkarlarını ne kadar görür ve buradan ilerlerse Türkiye’yi o kadar değiştirebilirler. Flormar işçileri kendi durumlarından yola çıkarak memleketin nereye gittiğine dair sonuçlar çıkarıyor. İşçilerin sendikalaştıkları için işten çıkarılmasında hükümetin hiç mi sorumluluğu yok? İşçi ve emekçiler böyle şeyleri düşünmeli. Her şeye muktedir olan Erdoğan, bu işlere gelince bir türlü yaraya merhem olmuyor.”
‘CHP’NİN BİLDİRGESİNİN GERÇEKÇİLİĞİ ÇOK SINIRLI’
Programda CHP, AKP ve EMEP’in seçim bildirgelerini de değerlendiren Bayhan, CHP’nin bildirgesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Kürt sorunu açısından AKP ile CHP yer değiştirmiş gibi. Çözüm sürecinde AKP’nin tartıştırdığı konular artık CHP’nin programında. CHP’nin seçim beyannamesi, İnce’nin manifestosuyla aynı gibi. Sorunların çözümü açısından önemli vaatler var, ancak bunlar sorunları çözer mi? Bence sorunlara yaklaşım ve ele alış biçimi açısından çözüm gerçekçiliği çok sınırlı. Belli konular dışında gerçekçi görmüyorum.”
‘SANKİ ÜLKEYİ HÜKÜMET YÖNETMEMİŞ GİBİ...’
AKP’nin bildirgesinin, Erdoğan’ın manifestosuyla paralel hazırlandığına dikkat çeken İskender Bayhan, “Tamamen reklamcılık... Bu memleketi sanki hükümet yönetmemiş gibi davranıyorlar. Sanki seçime yeni giriyorlar, ‘OHAL’i kaldıracağız’ diyorlar” dedi.
‘EMEP’İNKİ SORUNLARIN KAYNAĞI VE ÇÖZÜMÜ EN NET GÖSTEREN BİLDİRGE’
Seçime girmemesine rağmen EMEP’in bildirge yayınlamasına da değinen Bayhan, “Bunun olumlu olduğunu düşünüyorum. HDP de dahil mevcut seçim bildirgeleri içerisinde; işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin yaşadığı sorunların kaynağını ve çözümünü en net biçimde gösteren bildirge olmuş. Önümüzdeki dönem tüm işçi ve emekçilerin, gençlerin, kadınların bu bildirgeye ulaşıp okuması gerektiğini düşünüyorum. Demokratik bir düzenin olmazsa olmazı nelerdir, bunları görmeleri açısından seçim bildirgeleri arasında en somut olanı” değerlendirmesinde bulundu. (Evrensel Web TV)