'Sennur Sezer, ortak değerlerimizin çoğalması için ne güzel olanak'
‘Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir ve Öykü Ödülü’ bu sene üçüncü kez verildi. Ödülü düzenleyenler ve kazananlar Evrensel'e konuştu.
Sennur Abla, ilk kez 2010 yılında açılan 'İzler ve Sözler' sergisinde. (Fotoğraf: Özcan Yaman/EVRENSEL)
İsmail AFACAN
İstanbul
Şiirin ve Umudun Yorulmaz İğnesi Sennur Sezer aramızdan ayrılalı üç sene oldu. Usta şairin ismini ve edebiyatını yaşatmak için her yıl “Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir ve Öykü Ödülleri” veriliyor. Gıda-İş Sendikası ve Manos Kitap tarafından düzenlenen öykü ve şiir yarışmasını bu yıl şiir dalında “Güle Batır Öfkeni” dosyasıyla Özge Sönmez, öykü dalında ise “Kaybolanın Hikâyesi” dosyasıyla Cem Kertiş kazandı. Ödüller ise usta şairin 75. doğum günü olan 12 Haziran’da Barış Manço Kültür Merkezinde yapılacak törenle takdim edilecek.
Yarışmanın düzenleyicileri Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Manos Kitap’tan C. Hakkı Zariç; ödülleri kazanan Özge Sönmez ve Cem Kertiş’le; Sennur Sezer’i, yarışmayı, emeği ve direnişi konuştuk. Şair Hakkı Zariç şöyle özetliyor yarışmanın amacını: “Yazarak çoğaltabiliriz insanın ortak değerini. Sennur Sezer, ortak değerlerimizin çoğalması için, ne güzel bir olanak”
‘DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN SAHİPLENİLDİĞİNİ GÖSTERİYOR’
Bu yılki yarışmaya şiir ve öykü dallarında yoğun bir katılım olduğunu söyleyen Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan “Bu durum Sennur Sezer ve onun dünya görüşünün ve yaptıklarının sahiplendiğini ve sahiplenmeye devam ettiğini gösteriyor. Bu üretim ve sahiplenmenin kuşaktan kuşağa büyüyerek devam edeceğine inanıyorum.” dedi. Sennur Sezer’in yazar ve şair olarak işçi sınıfı kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele verdiğini dile getiren Aslan, “Sennur Sezer hayatının her alanında işçilerin yaşamını dert etmiş, barışı anlatmış, barış için uğraş vermiş, kadınların ezilmişliğine dil olmuş, aynı zamanda bir kadın ve geçmişte işçilik yapan birisi olarak anılmayı hak ediyor.” şeklinde konuştu.
‘YAZARAK ÇOĞALTABİLİRİZ İNSANIN ORTAK DEĞERİNİ’
Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir ve Öykü Ödüllerinin edebiyatta yeniden üretime neden olduğu için sevinçli olduklarını ifade eden Manos Kitap’tan C. Hakkı Zariç şunları söyledi: “Gelen dosyaları okuma ve değerlendirme sürecinde titiz ve incelikli davranan jüri üyelerine Manos Kitap olarak teşekkür ederiz. Ödüle değer görülen dosyaların edebiyatımızda yeniliklere neden olacağını düşünüyoruz. Özge Sönmez ve Cem Kertiş’i şair ve yazarlarımız arasında görmekten mutluyuz, onları da ayrıca tebrik ederiz.”
Yazmanın bir itiraz nedeni olarak hayatımızdaki yerini korudukça edebiyatın sesini yükselteceğini vurgulayan Zariç, “Yeni bir şey söylemenin zamanından geçiyoruz ve vicdanı olan sözcükler tutuyor elimizden. Gelecek zamana bırakacağımız miras önemli buradan bakınca. Yazarak çoğaltabiliriz insanın ortak değerini. Sennur Sezer, ortak değerlerimizin çoğalması için, ne güzel bir olanak...” dedi.
‘GECENİN İÇİNDE ATEŞBÖCEKLERİDİR ŞAİRLER’
Özge Sönmez (Şiir Dalında Birinci): Yıkıcı bir çağda yaşıyoruz. Sadece ülkemiz değil, dünyanın büyük çoğunluğu bir ucundan tutuşmuş alev alev yanıyor. Savaşlar, şiddet, kıyımlar, sömürü düzeni, adaletsizlik, vicdansızlık bu yangınla beraber son hızla yayılıyor. Ancak hiçbir yangın sonsuza dek sürmez. Gün döner, mevsimler değişir ve yangından arta kalanlarla yüzleşiriz. İşte şiir tüm bu süreçte tanıktır, sanıktır ve çığlıktır. Vicdanla örülü bir akla sahipseniz, kilometrelerce ötede dilini bile bilmediğiniz çocuğun derdi sizin derdiniz olur. Emekle, alın teriyle dünyayı güzelleştirmeye çalışanlara indirilen darbeler öfkeniz olur. Direnirsiniz. Şiir direnmenin bir diğer adıdır bana göre. Direnmek barışçıldır, onurludur ve saygıyı hak eder. Gücünü ve haklılığını masumiyetinden alanların karşısında hiçbir gece sonsuza dek hüküm süremez. Gecenin içinde ateş böcekleridir şairler. İşte Sennur Sezer de benim için bu direngen ateş böceklerinden birisi. Işığı, direnci, sevgisi, anaçlığı ve inadıyla parlamaya devam ediyor. Ne mutlu bana ki; böyle bir kalemle, böyle bir duruşla ve en önemli böyle bir kalple yollarımız kesişti. Derdimiz aynı, gözyaşımız aynı, sevincimiz aynı. Dünyayı daha güzel kılacak ne varsa, arı gibi çalışıp hakça bölüşerek çoğaltmanın peşindeyiz. Şiir insanların tutkalıdır, birleştirir, büyütür. Bu tutkalı ne kadar çoğaltırsak, dünyayı güzelleştirme yolunda o kadar sağlam adımlar atabiliriz. Bu vesile ile 2018 yılı Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir Ödülü’ne “Güle Batır Öfkeni” isimli şiir dosyamı değer gören değerli seçici kurul üyelerine bir kere daha teşekkür ederim. Şiirin, emeğin, direnmenin yani özetle, hakiki insan olabilmenin o büyük sorumluluğuyla dünyayı güzelleştirmeye devam.
‘YAŞATMAYA AYNI RUHLA DEVAM EDİYOR’
Cem Kertiş (Öykü Dalında Birinci): Bazı insanlar hayatlarını yıkmaya, sömürmeye adar. Yaşatmaz. Bunları neden mi söylüyorum? Sennur Sezer Emek ve Direniş Ödülü’nü alan dosyamı yayımlatabilmek için yayınevlerine başvuruyor çoğu zaman bir yanıt dahi alamıyordum. Bazı yayınevleri, daha önceki kitaplarım hakkında oldukça olumlu eleştiriler yazılmasına rağmen kitaplarımın satış rakamlarının düşük olduğunu yüzüme karşı açıkça söylediler. Dosyamın yayımlanmama sebebi edebi değersizliği değildi, piyasada para etmeyecek olmasıydı. ‘Haklıydılar’. Ben de tıpkı Sennur Sezer gibi popüler yazmıyor, kalemimi piyasaya satmıyordum. Edebiyatı sevdiğim için ilişkimi sadece okuyucu olarak sürdüreyim, artık yazmayayım dediğim o dönemde Sennur Sezer’i ve hakkında yazılanları kitaplarından, sosyal medyadan okuyordum. Tesadüfen, ‘beduh’ mahlas ismiyle kaleme alınmış bir paylaşım gördüm ekşi sözlükte. Bu kişi üniversite için yeni bir şehre taşındığını, edebiyata olan hevesi yüzünden şiir yazmaya başladığını ama yazdıklarını kiminle paylaşacağına emin olamadığı bir dönemde iki şiirini Sennur Sezer’e gönderdiğini yazmış. Sennur Sezer, bu genç adama mektuplar yazmış. Yazarın ifadeleriyle: “… Benim o vakit; ergenlik ve yalnızlık hezeyanlarımla yazdıklarıma, hiç erinmeden, özenle, tek tek ve hatta kelime kelime verilen cevaplar, okuma önerileri… Bu yol gösterici mektuplaşma, üç ay sürmüş her yazdığımı ona göndermiş yanıtlar almıştım…” İşte bu yazılanları okuduktan sonra birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Sennur Sezer yaşatmıştı. Onca işinin arasında gencecik bir çocuğa destek olmuştu. Bu olanlardan çok etkilendim ve dosyamı yarışmaya göndermeye karar verdim. Şiirlerinde ve yazılarında emeğin, işçinin, kadının, çocuğun, gencin kısaca direnenlerin yanında olan Sennur Sezer ne yazık ki aramızda değil artık. Ama, yaşatmaya aynı ruhla devam ediyor.