LGS Cumartesi: Çocuğunuza her koşulda yanında olduğunuzu hissettirin
13 yılda ortaöğretime geçişi sağlayan sınav sistemlerinde 5 kez değişiklik yapıldı. LGS, 2 Haziran Cumartesi günü yapılacak.
Fotoğraf: Pixabay
Nazife YAŞAR
İstanbul
Gündemimize, Cumhurbaşkanı’nın “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım. Biz TEOG’la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı” cümlesiyle giren LGS, 2 Haziran Cumartesi günü yapılacak. AKP Hükümeti 16 yıllık iktidarı boyunca zaten nitelik açısından sorunlu olan eğitimi cinsiyetçi, tek tipçi, bilimden uzak müfredatıyla temelden dönüştürdü. 2005 yılında Liselere Giriş Sınavını (LGS) kaldırıp, Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavını (OKS) getirdi. 2008’de bunu da kaldırıp yerine üç aşamalı Seviye Belirleme Sınavını (SBS) getirdi. Öğrenciler SBS ile 6, 7 ve 8’inci sınıflarda lise sınavlarına girdi. Bu da dershane kayıtlarını artırdı. 2010’da yeniden SBS adıyla tek sınav sistemine dönüldü. 2013’te Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) adıyla yeni bir sınav sistemine geçildi. Böylece, 13 yılda ortaöğretime geçişi sağlayan sınav sistemlerinde 5 kez değişiklik yapıldı. Bu baş döndürücü değişim içinde sınava hazırlanan binlerce öğrencinin ve ailelerinin yaşamı kabusa döndü. Dershane, okul, testler arasına sıkışan öğrencilerin çocuklukları ellerinden alındı. Bütün bu süreçleri aşmayı başaran öğrenciler cumartesi günü sınava girecek. Sorularımızı yanıtlayan Uzman Klinik Psikolog Simge Saraç sınav öncesi, anne ve babalara uyarılarda bulunup “Ebeveynler bu süreçte çocuğun karşısında değil yanında olduklarını hissettirmeliler” dedi.
‘ÜSTESİNDEN BİRLİKTE GELECEĞİZ’
Sınav sürecinin başlı başına oldukça kaygı verici bir süreç olduğunu belirten Saraç şunları söyledi: “Çocukların kaygılı olmaları çok doğal. Anne babalar bu kaygıyı anlamaya çalışmalı, çocuklarıyla empati kurmalılar. “Heyecanlanacak, kaygılanacak bir şey yok” gibi cümleler yerine “Anlıyorum kaygılısın ve bu konuda çok haklısın. Ama birlikte üstesinden geleceğiz” gibi cümlelerle çocukların içinde bulunduğu durumu ve ruh hallerini anladıklarını ifade etmeleri, bu kaygıya çocuklarıyla birlikte eşlik etmeleri çok daha iyi olur.
‘BENİM ÇOCUĞUM EN İYİ OLMALI’
Sınav ve eğitim sistemi ebeveynleri kendi çocuğunun ‘en iyisi’ olması için baskılıyor. Bu da çocuğu ‘yarış atı’ gibi koşturmaya neden oluyor. Bu süreçte ailelere büyük görev düştüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Simge Saraç çocuğun kendini baskı altında hissetmesi ve mükemmeliyetçi beklentilerin, aksine çocuğun motivasyonunun kırılmasına ve başarısız olmasına neden olacağını söyledi. Ebeveynlerin çocuklarının duygularını sorup duygularına eşlik etmeleri gerektiğini belirten Saraç şunları söyledi: “Çocuklar bu süreçte kaygılı, gergin, üzgün, öfkeli veya umursamaz görünebilirler. Bunların hepsi normaldir. Anne babalar da bu süreçte mümkün olduğunca çocuğun karşısında değil, yanında olduklarını hissettirmeli. Ev içinde olağanüstü bir hal durumu hakim olmamalı. Kaygı, bulaşıcı bir duygudur. Evde gergin bir ortam varsa, bu çocuğa da yansıyacaktır. Bu nedenle çocuklara kendi kaygılarını yansıtmamalılar. Mümkün olduğunca sınav dışı konulardan bahsederek bu gerginliğin azalmasına katkı sağlayabilirler.
MÜKEMMELİYETÇİ BEKLENTİLER
Gerçekçi olmayan beklentilerin çocukların ruhsal süreçlerini düzene sokmakta sorunlar yarattığını belirten Saraç, “Anne babalar, çocuklarıyla ilgili gerçekçi olmayan mükemmeliyetçi beklentilerini onlara yansıtmamalılar. Çocuklarını başka çocuklarla kıyaslamamalılar. Çocukların daha fazla kaygılanmaması için, istedikleri başarıya ulaşamasalar da onları seveceklerini ve destekleyeceklerini içten bir şekilde ifade etmeliler. Çocuklarına olan güvenlerini göstermeli ve onları sık sık takdir etmeliler” dedi.
DERS DIŞINDA ZAMAN GEÇİRMELİ
Bu süreci sakin ve huzurlu bir ortamda geçiren çocukların veriminin ve başarısının da artacağını belirten Saraç, “Fırsat buldukça ders dışında başka aktivitelere de zaman ayırmaları için çocuklara fırsat verilmeli” dedi. Çocukların deşarj olabilecekleri, enerjilerini atabilecekleri etkinliklerde bulunmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Saraç, “Arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmeli, zevk aldıkları etkinliklere ve hobilerine de zaman ayırmaları yönünde desteklenmeliler. Çocukların ‘Sınavı kazanamazsam bu her şeyin sonu olur, mahvolurum, anne babam çok üzülür. Beni başarısız görürler’ gibi düşünceleri varsa, anne babalar bu düşünceleri daha olumlu düşüncelerle değiştirmeleri için çocuklarıyla konuşmalılar dedi.