Çay molasında seçim sohbeti: İktidar dini duygularımızdan faydalanıyor
Kocaeli'den genç bir işçi ve Marmara Üniversitesinden bir öğrenci Evrensel'e mektup yazdı.
Fotoğraf: Ahmet İzgi/AA
Kocaeli’den genç bir işçi
Kocaeli’de bir galvaniz fabrikasında, gece saat 2, çay molasındayız... “Ne olacak bu memleketin hali?” diyerek başlayan sohbetimiz, derinden bir “Ahhh” çeken Kerem abinin söze girmesiyle kesildi. “Gidişat hiç iyi değil, sonumuz ne olacak bilmiyorum. Ama umudumuz var. Seçimler yaklaşıyor. Bu bizler için bir fırsat” dedi. O arada Özgür geldi, o da benim gibi hem öğrenci, hem de işçi. Kerem abi Özgür için, “Mesela bak, hem sen hem de Özgür öğrencisiniz ama çalışmak zorundasınız. Neden? Çünkü gidişat kötü. Ekonomi kötü. Her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Aileleriniz para yetiştiremiyor. Siz de onlara yük olmak istemediğiniz için çalışıyorsunuz. Hiçbir zaman vaatler gerçekleşmiyor. Ben namazımda, niyazımda bir insanım. Ama bunu gösterişli bir şekilde yapmıyorum, yapmam da. Bu sadece beni ilgilendirir. Ama iktidar dini duygularımız üzerinden o kadar çok faydalanmaya çalışıyor ki, dini siyasete alet ediyor” diye uzunca bir konuşma yaptı, adeta içini boşalttı bizlere...
Erol abi alıyor sözü Kerem abiden, içini dökme sırası onda... En sevmediği şeyin bizim gibi gençlerin haklarının yenilmesi olduğunu söylüyor. “Ben kimseye dirsek yalamadım. Böyle bir imkanım vardı ama kimseye minnet eylemedim, eylemem de. Üniversite okuyup mezun olan gençler var, bunlar açıkta kalıyor, iş sahibi olamıyor. Kendi adamlarını, okumuş, okumamış fark etmez, devletin her makamına aldılar” diyerek öfkeleniyor Erol abi. Kerem abi ile aynı semtte oturan Özgür, ortak tanıdıklarını bir bir sayarak şu kişi lise diploması olmadan şurada çalışıyor, şu kadar maaş alıyor diyerek gördükleri haksızlıkları dile getiriyor. Özgür’ün de bir şeyler demesi gerekti artık: “Biz ise okulumuza gidip, derslerimiz ile ilgilenmemiz gerekirken gelmişiz burada çalışıyoruz. Bu hafta sabahları da sınavlara gireceğiz, çünkü sınav haftası.”
Sohbetimiz molanın sona ermesiyle noktalanıyor belki ama asıl noktaya işin başına geçerken Kerem abi koyuyor: “Seçimlerde kim gelecekse gelsin ama şu anki iktidar gelmesin. Ben en çok gençlere acıyorum. Hayatlarını okumakla harcıyorlar, bir ton masraf ediyorlar ama sonuçta ya okullarına devam edemiyorlar ya da işsiz kalıyorlar. Umarım mevcut iktidar bu sefer kaybedecek.”
MARMARA ÜNİVERSİTESİNDEN SEÇİM NOTLARI
Marmara Üniversitesinden bir öğrenci
Çevremizdeki gençliğin eğilimleri hangi yönde? Seçimlere karşı nasıl bir yaklaşımları var? oy verecekleri adayları hangi taleplerine göre seçiyorlar? Bu soruları Marmara Üniversitesindeki arkadaşlarımıza yönelttik ve şu yanıtları aldık:
Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisi: Bireysel tutumumu ailem temellendiriyor. İstanbul’da büyüdüm ama Trabzonluyuz. Orada aileler birlikte hareket ediyorlar, her bireyin görüşü aynı oluyor. Bu durum aileyle de sınırlı kalmıyor. Dini değerlere önem verdiğinden ve hemşehri sayılmamızdan ötürü AKP’yi destekledik ancak bu yıl AKP’ye oy vermeyi düşünmüyorum. KHK’ler, özgürlüklerin kısıtlanıp tek gücün egemen olduğu toplumu doğuruyor. Halbuki seçimle gelen seçimle gönderilmelidir. Bu yüzden kesin olmamakla birlikte Millet İttifakını desteklemeyi düşünüyorum. Çünkü liderlerin izleyeceği yollar konusunda güven duymuyorum.
Marmara Üniversitesi Ebelik 4. sınıf öğrencisi: Çevremde politika çok konuşulmaz. Oy verebildiğim zamanlardan bu yana beni İslam dinini destekleyen, insanlığın iyiliği için çalıştığını düşündüğüm AKP belirledi. Şu an bazı fikir değişiklikleri yaşıyorum. KPSS’ye hazırlanırken birçok politik sistem ve kavramla ilgili bilgi sahibi oldum, birçok şeyi de -özellikle başkanlık sistemi- sorgulamaya başladım. Geçen yıl bilgilendirme metnini okumuş ama tam anlamamıştım, bu yıl tekrar okuyunca sistemin demok-ratik olmayacağını ve refah sağlamayacağını düşündüm. Bazen “evet” dediğim için pişmanlık duyuyorum. Bu seçimde AKP’yi desteklemeyeceğim ama karşısında adayım da bulunmuyor.
Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü 3. sınıf öğrencisi: Aslen Adanalıyım. Seçimler çevremde konuşuluyor. İYİ Partinin bulunduğu ittifakı desteklemeyi düşünüyorum. Kadın ve milliyetçi olması, iki önemli faktör. Eskiden MHP’ydi ancak AKP ile ittifak sonucunda beni kaybetti. Bir kadın olarak politikanın yapıldığı alanlarda bir kadının sesine de ihtiyaç var diye düşünüyorum.
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi 2. sınıf öğrencisi: Bu yıl seçimler uzun zamandır solumadığımız çekişmeli bir havada geçecek diye düşünüyorum. Ben sonuçları merakla bekliyorum. Bireysel tercihim ise Selahattin Demirtaş’tan yana olacak. Dünya görüşüyle entelektüel bir aday. Temel nedenlerim ise ülkedeki kutuplaşmış havayı bir nebze yumuşatacak potansiyele sahip olması ve siyasi görüşlerimin partisiyle uyuşması. Öngörülen ekonomik krizin, bilgi ve donanımıyla atlatılmasını sağlayacak Muharrem İnce de güçlü bir aday.