01 Haziran 2018 00:51

Krizde ücretimizi kesenler şimdi kâra ortak edecek mi?

İSO 500 listesinin tepesindeki İSDEMİR ve Arçelik'in işçileri; kâr rekoru kıran B/S/H'nin işçileri ve Aliağa sanayi havzası işçileri sömürüyü anlattı.

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Halil İMREK
İskenderun

İSO, “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu-2017” araştırmasını açıkladı. İSDEMİR 7. sıraya yükseldi. Dolarla satış yapıldığı için gelirin arttığını kendilerine ise yüzde 8 zam verildiğini söyleyen işçiler “Kârın kaynağı biz işçilerin alın teri, emeği” dedi. Kriz gerekçesiyle daha önce ücretlerinde yüzde 35 kesinti yapıldığını hatırlatan işçiler, İSDEMİR’deki büyümeye işaret ederek “Ücretlerimizde kesinti yapanlar, şimdi bizi kâra ortak edecek mi?​” diye sordu.

İSDEMİR 7. SIRAYA YÜKSELDİ

İstanbul Sanayi Odasının “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” araştırmasının sonuçları açıklandı. İSO 500’ün üretimden satışları son 13 yılın en yüksek büyümesi oldu ve yüzde 33.2 artışla 653 milyar TL’ye çıktı. Ağırlıklı olarak otomotiv ve demir çelik şirketlerinin yer aldığı İSO 500 büyüğün ilk 10 şirketinin toplam üretimden satışlar içinden aldığı pay 2016 yılında yüzde 25 iken, 2017 yılında yüzde 26.7’ye yükseldi. “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” araştırmasına göre 2017 yılında 10.6 milyar TL’lik üretimden satışları ile İSDEMİR 7. sıraya yükseldi.

SATIŞLAR DOLARLA ÜCRETLER TL İLE

Görüştüğümüz bir işçi “Doların yükselmesi kârı artırdı, çünkü satışlar dolarla yapılıyor. Ve en büyük gider kalemini oluşturan personel ödemeleri ise TL ile yapılıyor. Gerçek enflasyonun yüzde 30, verilen zamlar ise imzalanan TİS’te olduğu gibi yüzde 8 civarında olduğunu da hesaba katarsak bu kalemden bayağı para kazanıldı. Yani kârın kaynağı işçilerin alın teri, emeği” dedi.

Başka bir işçi ise modernizasyona yeterince bütçe ayrılmadığını, çevresel etkiler (toz, gaz gibi) önlemler için para harcanmadığını, işçi sağlığı ve iş güvenliği içi yeterli yatırım yapılmadığını aktararak bu durumun da kârlarda etkili olduğunu söyledi. İşçi şöyle konuştu: “İSDEMİR ilk kurulduğunda vidasını dahi kendi üretirken özelleştirmeyle birlikte hizmet alımı yoluyla teknik ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Bu sayede personel sayısı azaltıldı ve ciddi bir kazanç daha elde edildi.”

SERMAYE DOYMAK BİLMİYOR

Eski bir işçi 2008 krizi sonrası 16 ay boyunca ücretlerinin yüzde 35’inin kesildiğini hatırlattı. O dönem Çelik-İş ile İSDEMİR yönetiminin “Kriz var. İşçileri atmak istemiyoruz. Siz de fedakarlık yapın” diyerek yapılan ek protokolle ücretlerinin üçte birine el koyduğunu söyleyen işçi, “Peki, bugün kâr artışını işçi ile paylaşacaklar mı? Çelik-İş en son yüzde 8 zamma imza attı. Şimdi işçi için ek protokol yapıp bizim bu kârdan faydalanmamızı sağlayacak mı?​” diye sordu ve ekledi: “Ve maalesef sermaye doymak bilmiyor.”

ERDEMİR’E GÖRE ÜCRETLERİMİZ YÜZDE 45 DÜŞÜK

Başka bir işçi de daha çok iç piyasa üretim yapan İSDEMİR’in dolar üzerinden satış yaptığı için olumsuzluk yaşamadığını söyledi. Çok üretmenin her zaman çok kâr anlamına gelmediğini belirten işçi, şunları anlattı: “Nihai ürün çeşidine göre değişiyor. ERDEMİR ürün çeşidi bakımından ve kârlılık oranında İSDEMİR’den daha iyi. Yani İSDEMİR’in cirosu fazla ama ERDEMİR daha çok kâr ediyor. Ücretlerimiz belki bölgeye göre iyi. Ancak eş değerimiz olan ERDEMİR’e göre yaklaşık yüzde 45 düşük. İSDEMİR daha çok ERDEMİR ve diğerleri için yarı mamul mal üretiyor. Onlar da işleyerek satış yapıyor. Yani galvanizli ve renkli saca dönüştürüyorlar. İnşaat demiri üretenler için de kütük demir üretiyor. Onları da diğer haddehaneler alıp dönüşüm sağlıyor. İSDEMİR’in 2017 kârlılığı 2016’ya göre çok iyi. Bu dünya çelik fiyatındaki artıştan kaynaklandı. İSDEMİR döviz cinsinden çalıştığı için de kurdan olumlu etkilendi.”


ZAM VERİRKEN AĞLAYANLAR YALANLARDAN UTANMIYOR MU?

İSO listesine göre üretimden satışları 12 milyar 582 milyon lira ile 6. sırada olan Arçelik AŞ’nin Ankara Sincan’de bulunan bulaşık makinesi fabrikası işçileriyle görüştük.

Yaklaşık 3 ay önce toplusözleşme imzalandığını hatırlatan bir işçi “Durumumuz kötü kâr oranımız azaldı diye bize yılbaşı hediyesi bile vermeyen adamlar demek ki yalan söylüyor. Patronlar işçiye zam verirken ağlıyor. Kâr oranları açıklanırken acaba söyledikleri yalanlardan utanmıyorlar mı!” diye tepki gösterdi. Kurdaki artışların patronları etkilemediğine dikkat çeken işçi, “Bunlar deveyi hörgücüyle götürüyor” dedi.

Görüştüğümüz bir genç işçi önce 1. sırada kimin olduğunu sordu. “TÜPRAŞ” dediğimizde “O da Koç’un ha” diyerek gülümsedi ve devam etti: “Sözleşme döneminde bize yüzde 3 gibi komik zam teklif etmişlerdi. Yani biz de biliyoruz çok kazanıyorlar ama nasıl bu kadar iki yüzlü oluyorlar. Bu paralar bizim sayemizde oluyor. 8 saniyede makine üreten bant var. Herkesin elinde boynunda belinde meslek hastalığı var. Ama mutlu bir hayat süren onlar.”

5 yıldır çalışan başka bir işçi ise “Geçenlerde bandın birini dağıttılar. Dolar çok yükseldi her şeyden kısıyoruz dediler. Bazı arkadaşları siparişleri daha erken olan bantlara yolladılar. ‘Eleman alımını durdurduk bir süre böyle idare edeceğiz’ dediler. Şimdi ben anlamadım ben markete girdiğimde hayatımda kriz var ama patronların maşallahı var. Bu yüksek satışlar kârlar neden bizim hayatımıza da yansımıyor” diye konuştu.

2 yıldır çalışan bir diğer işçi ise “Ülkenin durumu kötü, esnek çalışma yapabiliriz diyen takım liderleri var” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü: “Haftanın 5 günü çalışıp cumartesi tatil yapacağız ve bu cumartesileri de ilerde borçlanarak pazarları biz telafi edecekmişiz. Yani telafi mesaisi. Bu kadar kazanıyorsunuz. Yani biz kazandırıyoruz size. Ellerinden gelseler karın tokluğuna çalıştırıp, yemeğinizi veriyoruz para yok diyecekler. Nasıl bir adalet anlamadım her şey patronlara yarıyor.” (Ankara/EVRENSEL)


ÜRETİM REKORU KIRAN B/S/H, İŞÇİYİ KAPI ÖNÜNE KOYMAK İSTİYOR

B/S/H işçisi
Çerkezköy

Her sene üretim ve kâr rekorları kıran B/S/H şimdi tasarruf etme adı altında işçi çıkarmaya hazırlanıyor. Dört saniyede çamaşır makinesi, 12 saniyede buzdolabı üretiyoruz. Bunu üretirken de anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geliyor. Çalışma bitip eve gittiğimizde kemiklerimiz bile ağrıyor. Çocuklarımızla ilgilenemiyoruz. Bu sene üretimde bir azalmanın olduğu görünüyor. Bantlardaki vardiya sayıları azaltılıyor. Başta sözleşmeli işçiler olmak üzere işçi çıkışı konuşuluyor. Canı pahasına üretim rekoru kıran B/S/H işçisi bir çırpıda kapı önüne konulmak isteniyor. Böylece B/S/H zarar etmeyecek, B/S/H sürekli büyüyecek.  İşçilerini daha çok çalıştırıp, açlığa mahkum ederek B/S/H büyümeye devam edecek. Bu koşullarda B/S/H en büyük yüz kuruluşun başlarında yer alıyor. B/S/H imparatorluğu bizlerin üzerinde yükseliyor. Ama ezilen hep biz oluyoruz. Her gün sekiz saat çalışıyorum. Çalıştığım bant günde 900 dolap üretiyor. Ama benim ücretim bir buzdolabı bile etmiyor. B/S/H büyümeyecek de ben mi büyüyeceğim! Seçimler gündeme geldi. Herkes çarklar dönsün diyor. Üretim olsun. Yabancı sermaye gelsin diyor. Ama ne olacak bu işçinin hali diyen kimse yok. Hiç kimse bu çarkları döndürenlerin hali nicedir demiyor. Varsa yoksa üretim, varsa yoksa kâr.


ALİAĞA'DA PATRONLAR İŞ CİNAYETLERİYLE BÜYÜDÜ

Turan KARA
İzmir

Aliağa sanayi havzası petrol ve petrokimya endüstrisi, enerji, demir çelik fabrikaları, organize sanayi bölgesi, LNG tesisleri, gemi söküm, liman ve lojistik iş kollarındaki üretimleri ile en çok kazanan şirketlerin bulunduğu bir bölge. Sanayinin en büyükleri listesinde yer alan şirketlerin bulunduğu bölge, aynı zamanda en çok iş cinayetinin yaşandığı yerler arasında.

Üretimden satış ve kâr rekorları kıran şirketlerin kırdığı bir başka rekor ise iş cinayetleri oldu. Listede 1. sırada ler alan TÜPRAŞ’ta yaşanan patlamada 4 işçi can verdi. PETKİM’in de ortağı olduğu SOCAR rafineri inşaatında 4 işçi yaşamını yitirirken sayısını bilmediğimiz sakatlanma ve yaralanma yaşandı. Kocaer fabrikasında 1 işçi öldü, sayısı bilinmeyen yaralanma ve sakatlanma yaşandı. Ravago’da bakım sırasında bir yaralanma, yine listede gerilerde olan SİDER Demir Çelik, gemi söküm işletmelerinde 4 işçi öldü. Bu iş cinayetleri sadece basına yansıyanlar, bunlarla ilgili hiç bir yetkili kurumun çalışması ve çabası olmadı.

NE YAPAYIM FABRİKADA KOŞU TURU MU ATAYIM

2016 ve 2017 listelerinde sıralarını veya büyüklüklerini korusalar bile farklı 2 yıl içerisinde kazandıkları arasında yüzde 30’lara kadar artan farklılıklar ile 2017 senesinde daha çok kâr ettiler. 2017 senesi sendikalı işletmelerde TİS yılı olarak geçmesine rağmen patronların “Bu kadar zam yaparsak şirket zarar eder” iddiasını da yalanladı. Bir döküm işçisi şunları anlattı: “Çünkü toplusözleşmeden sonra işyerinde üretim baskısı daha da arttı. O kadar zam aldınız artık daha çok çalışırsınız diyerek neredeyse döküm arasında dinlenme hakkımızı bile almaya çalıştılar. Dökümcüyüm ocak hazırlanırken beklemekten başka yapacak bir şeyim yok, o sırada amir geliyor ne oturuyorsun diyor. Ne yapayım fabrikada koşu turu mu atayım?​” Çelikhane işçisi ise “HABAŞ’ta çelikhane yüzde 30 eksik personelle çalışıyor. Biz haftanın 3-4 günü 12 ya da 16 saat çalışıyoruz. Genelde işimize de geliyor çünkü mesai parası ile ücret elle tutulur hale geliyor ama ne kadar yorucu ve stresli olduğunu her halde anlatamam” dedi.

PATRONUN BÜYÜMESİNİN BİZE OLUMLU ETKİSİ YOK

Benzer çalışma temposu sadece Türkiye değil dünya devi olan SOCAR’a ait Star Rafinerisi inşaatında da var. İşçiler ekim ayına yetiştirmek adına gün aydınlığından hava kararana kadar çalıştıklarını ifade ediyorlar. Böylesi büyük inşaatta yemek zahirlenmeleri yaşandığını aktaran işçiler, soruna evden yemek getirerek çözüm bulmaya çalışıyor.

Sadece kâr değil sermayesini de büyüten İzmir Demir Çelik fabrikasında da benzer koşullar mevcut. Şirket 2. termik santral inşaatı için bastırırken yeni bir çelikhane inşaatına da başladı. Yapılacak çelikhane şu anki yemekhane kısmının yerine inşa edilecek. İşçiler bu durumun işçi sağlığını kötü etkileyeceğini belirtiyor. “Haddehane 2 çelikhane arasında kalacak, rüzgar nereden eserse essin haddeciler celikhaneden çıkacak toz ve atıkların altında çalışmak zorunda kalacak” diyen işçiler, şirketin büyümesinin işçilere olumlu hiç bir etkisinin olmadığını da söyledi. İşçiler “Biz hesabımızı hâlâ pazar arabasının dolması üzerine yapıyoruz. Tatile çıkma, akşamları aileyle beraber dışarda yeme, gezme planlarımız bile yok. Zam geldi ama dolardı kurdu eridi gitti. Patron ihracat yaptığı için 2 kat kazandı. Bizimki eridi gitti” diye konuştu.


OHAL PATRONLARA YARADI

OHAL’le birlikte grev yasaklarının ve işçiler üzerinde baskıların en çok arttığı 2017 yılı patronların altın yılı oldu. İSO’nun açıkladığı 2017 yılı “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” araştırmasına göre Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin toplam üretimden satışları 200 milyar lirayı aştı. Tekelleşmenin de arttığı bu dönem, verilere şöyle yansıdı: “Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda işlem gören 69 şirket yer alırken, bu şirketlerin üretimden satışları 213.1 milyar lira ile İSO 500’ün toplamının yüzde 33’ü oldu. İSO 500 listesinde yer alan halka açık şirketlerin ilk 10’unun toplam üretimden satışları ise 146.9 milyar liraya ulaştı. Listenin ilk 10’unda yer alan ve Borsa İstanbul’da işlem gören 6 şirketin toplam net satışları 138.8 milyar lira ve toplam dönem kârı da 13.8 milyar lira oldu.”

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: Bana icazeti Pensilvanya değil halkım verdi

SONRAKİ HABER

3600 ek gösterge kamu emekçilerinin sorunlarını çözer mi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa