'Mültecilerin kelepçeli taşınması utanç verici'
Av. İrem Geçmez ve Av. Halim Yılmaz ile Suriyeli mültecilerin Yunanistan'a geçmek isterken kelepçelenerek Urfa'ya gönderilmesini konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Metehan UD
İzmir
Suriyeli mültecilerin elleri kelepçeli bir şekilde otobüslerle Urfa'ya gönderilmesini Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci Der) Başkanı Avukat İrem Geçmez ve şimdiye kadar bir çok mültecinin avukatlığını üstlenmiş Halim Yılmaz ile konuştuk. Avukatlar uygulamaların gayri insani ve utanç verici olduğunu ifade ederken benzer görüntülerin yaşanmaması için çağrıda bulundu.
Mülteci Der Başkanı Avukat İrem Geçmez, mültecilerin götürülme şartlarına değinerek "Mülteciler elleri kelepçeli ve jandarma eşliğinde sevk edildiklerini, insani ihtiyaçlarını karşılamalarına müsaade edilmediğini beyan etmişlerdir. Mülteciler tutuklu ya da hükümlü değillerdir, dolayısıyla anlatımlar gerçeği yansıtmakta ise nakil esnasında gerçekleştirilen uygulamalar hukuka aykırı ve gayriinsani olup Anayasa’nın 17. Maddesinde yer alan kötü muamele yasağına da aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle bu uygulamanın bir an önce durdurularak mülteci nakillerinin hukuka uygun koşullarda gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır" dedi.
SINIR DIŞI YASAĞINI HATIRLATTI
Mültecilerin sınır dışı edilme ihtimali ilgili de Geçmez şunları söyledi "Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. Maddesinde geri gönderme yasağı düzenlenmektedir. Bu noktada kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı muameleye tabi tutulacağı ülkeye geri gönderilemez. Ayrıca yine Kanun’un 53 ve 54. Maddelerine göre ülkeye yasa dışı giriş ve çıkış yapanlar için alınan sınır dışı kararlarına karşı 15 günlük itiraz süresi vardır. Kişi bu süre içerisinde gönüllü olarak gitmek istediğini beyan etmediği sürece sınır dışı edilemez. İtiraz ettiği takdirde de yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı edilemez. Bu sebeple Göç İdaresi’nin kanunun ilgili maddelerini dikkate alarak bireysel değerlendirme yapmaları gerekmektedir".
'AVRUPA BİRLİĞİ DE SORUMLUSUDUR'
Avukat Halim Yılmaz "Görüntüler, kötü muamele sayılacak nitelikte. İnsanların kaçma ya da direnme eğilimleri yoksa bu şekilde uzun saatlerce otobüslerle götürülmesi onur kırıcı davranış. İnsan haklarına aykırı, utanç verici bir fotoğraf. Bu insanların bu muameleye maruz kalmalarının sorumlusu sadece Türkiye değil aynı zamanda Avrupa Birliğidir de. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki kirli pazarlığın faturası Türkiye'ye ve daha ağır bir şekilde de Suriyelilere yansıyor" dedi.
'KAMP YA DA GGM'YE GÖNDERMEK DOĞRU DEĞİL'
Ege Denizi'nden uzak tutabilmek için mültecilerin Urfa'ya gönderildiğini de belirten Yılmaz şunları söyledi "Bu insanların kamplara ya da geri gönderme merkezlerine gönderilmeleri de doğru değil. Kayıtlı yasal halde yaşayabilmelerinin imkanı tanınmalı. Kaçak çalıştırma ve kötü barınma koşullarından dolayı geçişleri sürdürüyorlar. Türkiye'deki Suriyelilerin uyum süreci uzadıkça, geçiciliği devam ettikçe bu insanlar burada normal bir hayat sürmedikçe doğal olarak Avrupa'ya gitmeye çabalamaya devam edecektir. Hala zor şartlar altında yaşıyorlar".
'GEÇİCİLİK GEÇİŞLERİ ARTTIRIYOR'
Mültecilerin ne olursa olsun, savaştan kaçtıkları dikkate alınarak ülkelerine zorla geri gönderilmemesi gerektiğinin de altını çizen Yılmaz "Avrupa'ya geçişleri kendi yaşamları açısından tehlikeli ve hukuka aykırı sayılabilir ama daha da önemlisi hayatlarının korunması için zorla Suriye'ye sınır dışı edilmemesi konusunda hassasiyetle davranılması gerekiyor. 'Gönüllü geri dönüş' adı altında Suriyeliler zorla sınır dışı edilebiliyorlar. 'Gönüllü' adı altında zorla Suriye'ye geri göndermeler yaşanıyor. Bu şekilde, sınırdışı etme kararına itiraz etme ve dava açma hakkı da tanınmıyor. AB ile Türkiye arasındaki geri kabul anlaşması gayri ahlaki ve gayri hukuki bir anlaşma. Avrupa Birliği geri kabul anlaşmasından çok memnun ama Türkiye açısından maalesef kötü bir anlaşma" dedi.