07 Haziran 2018 09:56

Eğitim raporu: İmam hatip ve özel okul dışına üvey öğrenci muamelesi!

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün MEB bütçesi içindeki payı geçen yıla göre yüzde 68 arttırıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eğitim Sen'in açıkladığı 2017-2018 eğitim öğretim yılı raporuna göre, imam hatip okulları ile özel okullar ihya edildi. Kamusal eğitim ile ilgili hedeflere büyük ölçüde ulaşılamazken, özel öğretimin payını arttırma hedeflerinde rekorlar kırıldı. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün MEB bütçesi içindeki payı geçen yıla göre yüzde 68 arttırılırken, geri kalan okullar ve öğrencileri “üvey öğrenci” muamelesi gördü. 

Eğitim Sen, sendika genel merkezinde yaptığı açıklama ile Türkiye'nin 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı'ndaki durumunu açıkladı. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, bugün 18 milyona yakın öğrencinin ve 1 milyonu aşkın eğitim emekçisinin zorlu bir eğitim öğretim yılını tamamladığını belirterek, MEB'in ilk kez bu yıl örgün eğitim istatistiklerini yayınlamadığına dikkat çekti. Bakanlığın istatistikleri kasıtlı olarak yayınlamadığını belirten Aydoğan, AKP'nin 16 yıllık iktidarı boyunca eğitim politikaları konusunda her dönem başarısız olduğunu ve sistem değişikliği yaparak kendi başarısızlığının üzerini örtmeye çalıştığını söyledi. 

ÖĞRENCİ BAŞINA HARCAMADA 3,5 KAT GERİDEYİZ

OECD ülkeleri ortalamasında ilkokuldan üniversiteye kadar öğrenci başına yapılan yıllık harcamanın 10 bin 759 dolar, Türkiye' de ise 4 bin 259 dolar olduğunu ifade eden Aydoğan, Türkiye'den sonra öğrenci başına yapılan yıllık eğitim harcamasının en düşük olduğu iki ülkeden biri olan 3 bin 703 dolar ile Meksika'nın geldiğini söyledi. Aydoğan, OECD ortalamasında bir ortaokul öğrencisinin yıllık eğitim harcamasının Türkiye’deki öğrencilerin 3,5 katı olduğunu dile getirdi.

'ÖZEL OKULLARDA REKOR KIRILDI'

MEB’in İdare Faaliyet Raporu’na göre, kamusal eğitim ile ilgili hedeflerine büyük ölçüde ulaşamadığını aktaran Aydoğan, özel öğretimin payını arttırma hedefini ise aştığını belirterek, “2017-2018 eğitim öğretim yılı itibariyle özel ilkokullarda okuyan öğrenci sayısı 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte ilkokulda öğrenci sayısı yüzde 62 artışla 271 bin 321’e; özel ortaokulda öğrenci sayısı yüzde 96 artışla 321 bin 313’e ve özel liselerde ise yüzde 249 artışla 547 bin 445 sayısına ulaşarak, özel öğretimde tüm zamanların rekoru kırılmıştır”dedi. Yine organize sanayi merkezlerindeki özel ve mesleki teknik liselerin sayısında da önemli bir artış yaşandığını kaydeden Aydoğan, MEB'in buralardaki artış hedefinin yüzde 26 iken yüzde 35'e çıktığını belirtti.

MEB verilerine göre ise özel okullara giden öğrencilere destek ödemesi adı altında yapılan harcamaların toplamda, “2 milyar 512 milyon 745 bin 221 TL’ye ulaşmış, özel mesleki ve teknik liselere ise 234 milyon 33 bin 451 TL ödeme yapılmıştır”dedi.

BAKANLIK BÜTÇESİNİN ÜÇTE BİRİ DİNİ EĞİTİM

MEB’in 92 milyar TL’lik bütçesinden eğitim yatırımları için ayrılan kısmının üçte birinin  din öğretimine ayrıldığına dikkat çeken Aydoğan, böylece Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün MEB bütçesi içindeki payının 2017’ye göre yüzde 68 arttığını söyledi. Aydoğan, “Dini eğitimde payın 7,7 milyar TL’ye çıkaran bakanlık, bütçesinin yüzde 7’sine denk gelen bu kaynağın neredeyse tamamının (yüzde 96) imam hatip liseleri için kullanılmasına karar vermiştir” dedi. 4+4+4 öncesinde 537 imam hatip lisesinde,  268 bin 245 öğrenci olduğunu aktaran Aydoğan, “son iki yılda okul sayısı 336 artmasına rağmen öğrenci sayısının yüzde 10 azaldığı görülmüştür” diyerek İmam Hatip Liselerinin tercihte azalmasına dikkat çekti.

İMAM HATİPİ DIŞINDAKİLERE 'ÜVEY ÖĞRENCİ' MUAMELESİ

Türkiye'de öğrenci başına ayrılan ortalama yıllık harcamayı da açıklayan Aydoğan, “2017/2018 eğitim öğretim yılında okul öncesi eğitimde öğrenci başına 1673 TL, ilköğretime (ilkokul+ortaokul) öğrenci başına 4 bin 326 TL, genel ortaöğretimde öğrenci başına 6 bin 153 TL, mesleki ve teknik ortaöğretimde öğrenci başına 7 bin 504 TL ayrılırken, imam hatip liselerinde okuyan öğrenci başına 12 bin 707 TL ayrılmış olması, diğer okul türlerinde okuyan öğrencilere karşı büyük bir haksızlık olduğu kadar, eğitimde devlet eliyle nasıl göstere göstere ayrımcılık yapıldığının kanıtıdır” dedi. 

Aydoğan, “Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesidir. Bunun için öncelikle hiçbir öğrencinin not ya da sınav baskısı altında kalmadan, kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır. Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, dini inanç sömürüsünün temel alındığı bir eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrenci ve velilerle birlikte kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelemizi tüm emek ve demokrasi güçleri ile birlikte omuz omuza sürdüreceğimiz bilinmelidir” dedi.  

ÖĞRETMENLER GÜVENCESİZ ÇALIŞMAYA MAHKUM EDİLDİ

Eğitim emekçilerinin çalışma koşullarına da değinen Aydoğan, eğitimde başarının arttırılması için uygulandığı iddia edilen performans değerlendirme uygulamalarının on binlerce ücretli öğretmenin güvencesiz olarak çalıştırıldığı, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının hızla yaygınlaştığı ve siyasi-ideolojik müdahalelerle sürekli değiştirilen eğitim sistemine en küçük bir katkı sunmadığını dile getirdi. 15 Temmuz dasrbe girişimi sonrasında öğretmen atamalarında mülakat sınavının benimsenmesi ve son olarak Milli Eğitim Bakanı’nın bundan sonra öğretmen istihdamının sözleşmeli olarak yapılacağını açıklamasının öğretmen atamaları ve istihdamının açık bir şekilde ‘politik güvencesizleştirme’ye dönüştüğünü kanıtladığını ifade eden Aydoğan, 2017 verilerine göre ücretli çalıştırılan öğretmen sayısının 81 ilde 63 bin 829 olduğunu kaydetti. 

AÇIK OLMASINA RAĞMEN ÖĞRETMEN ATANMIYOR

Bakanlık verilerine göre ataması yapılmayan öğretmen sayısını 438 bin, resmi öğretmen açığını ise 109 bin olduğuna dikkat çeken Aydoğan, eğitimde ciddi anlamda öğretmen açığı olmasına rağmen, yeterince atama yapılmadığını söyledi. 2003-2017 yılları arasında KPSS’ye giren her 100 öğretmenden ortalama 17’sinin atandığını, geriye kalan 83 işsiz öğretmen ise tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakıldığını dile getirdi. Aydoğan, bugüne kadar sözleşmeli olarak atanan ve göreve başlayan 540 öğretmenin sözleşmesinin ise “güvenlik soruşturması” gerekçe gösterilerek iptal edildiğini açıkladı. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Yunanistan’ın tutumunu not ettik

SONRAKİ HABER

Seçim sürecinde 48 saldırı ve engelleme oldu, 30’u HDP’ye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa