OSTİM’de seçim gündemi: 16 yıldır düzelmedi, 2 ayda mı düzelecek?

Onur USLU
Ankara

OSTİM’de işçilerle yaptığımız seçim sohbetlerinde geçim sıkıntısı herkesin ortak meselesi. Daha önce Erdoğan’dan yana oy kullanıp şimdi “Karşısında kim kalırsa ona vereceğim” diyen de var, Menzil tarikatının da etkisiyle AKP’den ve Erdoğan’dan vazgeçmeyen de. HDP’nin barajı geçmesi gerektiği ise, tercihleri muhalefet partilerinden yana olanlarda hakim fikir durumda. 

ÖNCE ERDOĞAN ŞİMDİ AKŞENER

Çoğunlukla CHP’ye oy veren işçilerin olduğu elektrik pano imalat-montajı yapan yaklaşık 35 kişinin çalıştığı küçük fabrikada konuştuğumuz işçiler, Muharrem İnce’nin adaylığının büyük bir heyecan yarattığını söylüyorlar. Uzun zamandan beri bu seçimde Erdoğan’ı hezimete uğratacaklarına inandıklarını belirten işçilerden biri Kaynak Ustası Muhtar Usta, “Sata sata bir şey kalmadı. Eldekini avuçtakini har vurup harman savurdular, para bitince erken seçime gidiyor” diyor. Yıllardan beri CHP’ye oy veren Muhtar Usta, “Ama ilk defa Erdoğan’ın karşısına seçimi kaybettirecek bir aday çıktı” diyor. Oyunu geçen seçimlerde AKP’ye vermiş 23 yaşındaki Yasin, Muhtar Usta’nın yükselen sesini duyup yanımıza geliyor. “Enflasyon düşecek, iş imkanı artacak, geçim sıkıntısı azalacak dediler verdik” diyen Yasin, 5 aylık bir çocuğu olduğunu, 3 kuruşun bile hesabını yapmaya başladığını söylüyor. Erdoğan’ın geçen seçimde söylediklerini tekrarladığını söyleyen Yasin, “Bu zamana kadar iktidardasın elini bağlayan mı var niye yapmadın? Hâlâ vadediyorsun” diye kızıyor. Bu sefer kendisini kandıramayacaklarını ifade eden Yasin, ilk turda Akşener’e ikinci turda Erdoğan’ın karşısında kim varsa ona vereceğini söylüyor. 

‘EŞİMLE ANLAŞTIK BEN HDP’YE, O CHP’YE’

Elektrikçi Erhan Usta daha önce MHP’ye oy verdiğini, bu seçimde İYİ Partiye oy atacağını söylüyor. “Milliyetçilerin İslamcı kanadı MHP’de kaldı, Kemalistler de İYİ Partiye geçti” diyen Erhan Usta da cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turda Erdoğan’ın karşısında kim varsa ona oy vereceğini söylüyor. Ali Usta ise eşiyle birlikte karar almış. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’ye ama milletvekilliği seçimlerinde kendisinin HDP’ye eşininse CHP’ye oy vereceğini söylüyor. Ali Usta, “HDP’nin barajı geçmesi şart kardeşim, yoksa AKP çok rahat iktidar olacak” diyor.

‘SEN ÖNCE PATRONDAN İŞ ELBİSESİ AL’

Tornacı Barış Usta’nın yanına gidiyoruz, tezgahın başında eli yüzü, üstü başı yağlı karşılıyor bizi. Tinerli beze elini siliyor, tokalaşıyoruz. Barış Usta biraz deli dolu, bağırıp çağırmaya başlıyor: “Gardaşım vallahi ben bıktım artık anlatmaktan, ne zaman göreceğiz bu adamın bize yaptıklarını. Ay sonu değil ay ortası bile zor geliyor artık.” Yan taraftaki tezgahta çalışan biri atlıyor hemen lafa: “İstediğin kadar üstünü başını yırt Barış, yüzde 56 alacağız bu sefer. Dolarmış, avroymuş hikaye bunlar. Seçimi kazanalım her şey yoluna girecek” diyor. Barış Usta durur mu? Elini arkadaşının yırtık iş elbisesine takıp “Sen kendi üstüne bak önce. Patrondan bir tane elbise alamadın 2 aydır öyle çalışıyorsun. 16 yıldır düzelmedi 2 günde mi düzelecek” diye soruyor. Sonra seçimin de tek çare olmadığını ekliyor: “Kaybeden hep biz olacağız gardaş, o Meclise bizler gidip oturmadığımız sürece hep biz kaybedeceğiz.”

TARİKATÇILARIN PROPAGANDASI:UN, ŞEKER SIRALARI!

40’a yakın işçinin çalıştığı medikal malzemeleri üreten  bir atölyede 2 işçiyle konuşuyoruz yemek molasında. Burada çoğu işçinin AKP’li olduğunu söyleyen işçiler, şunları anlatıyor: “Menzil tarikatına gidenler de var aralarında 3-4 kişi. ‘Eğer AKP kazanamazsa dolar 7 lirayı geçer, işsizlik artar, yine un şeker sıralarında bekleriz’ diyorlar. Aynı işçiler dolar yükseldiğinde bizim dolarla ne işimiz var kimin doları var diye de konuşuyorlardı.” İşçilerin artık eskisi gibi varı yoğuyla AKP’yi savunmadığını söyleyen işçiler, pahalılık, geçim sıkıntısı gibi sorunların bunda etken olduğunu söylüyorlar.

‘BÜTÜN PATRONLARI KOVALAMAK LAZIM’

17 yaşında Caner’in yanına geçiyoruz. Gres yağlı elleriyle çekiç sallıyor, sinirlenmiş belli. Bizi görünce tebessüm ediyor. Dışarı çay içmeye çıktığımızda “Abi cebimde para kalmadı patrondan avans istedim, ‘Ne yapıyorsunuz siz bu paraları’ dedi. Verdikleri 1600 lira, konuşmalara baksan sanki dünyayı veriyorlar. Sabahtan akşama kadar oturup bizi izlemekten başka iş yapmazlar, bütün parayı onlar götürür, bize üç beş kuruş verirler bununla geçinmemizi beklerler. Gel sen yaşa bakalım” diyor. “Seçimleri erkene almasalar ben de oy kullanabilecektim” diyen Caner 2 ayla kaçırmış sandık faslını. Caner, “Kim kazanır, kim kaybeder bilemem ama bizim bu halimizden kimse anlamaz. Bütün patronları kovalamak lazım memleketten, tabii önce bizimkini” diyor gülerek.

‘KUTUPLAŞMAYI DA GEÇTIK, DÜŞMANLAŞTIRILIYORUZ’

Hasan AKBAŞ
Ankara

24 Haziran'da yapılacak seçimlere yaklaştıkça fabrikalarda ve işyerlerindeki tartışmalar da artıyor. OSTİM’de partilerin ve adayların hararetli geçen seçim konuşmalarını tartışan işçiler, “Kutuplaşmayı da geçtik, resmen düşmanlaştırılıyoruz” diyor. 

Alüminyum ve PVC imalatında çalışan işçilerle yemek molasında konuşuyoruz. Televizyonda TRT Haber açık. Haberlerde Menbic, Kobanê ile birlikte birçok Kürt ve Arap bölgesine dair hükümetin planlarından bahsediliyor.

‘DIŞ GÜÇLER BİZE KUL KÖLE OLACAK!’

İşçi Ekrem “Şeriat buradan gelecek Türkiye’ye anlaşıldı” diyor. Kendisini “AK Parti’li” olarak tanımlayan aynı masadan bir başka işçi, “Bir ezberlemişsiniz şeriat gelecek diye başka bir şey bildiğiniz yok. Reis orada bir model deniyor. Başkanlığı genişletip oraları da bize dahil edecek. Osmanlı gibi büyük bir hükümdarlık geliyor. Dış güçler bize kul köle olacak. Bununla övüneceğinize hakaret ediyorsunuz...” Ekrem’in yanında oturan ve iş yerinde usta olan Mehmet söze giriyor: “Başkasının topraklarında ne işimiz var kardeşim. İşgalle, fetihçilikle yönetim diktatörlük değil mi? Bu ülke yeterince huzurluydu 16 yıl öncesine kadar.” Az önceki işçi, “Tüp kuyruklarını, iki gün boyunca hastane bahçelerinde yatıp muayene olamadığımız günleri unuttunuz tabii” diye yanıt veriyor.
“Ne alaka ya” diye sitem eden bir başka işçi, “AK Parti’liyim” diyen işçiye “Kaç yaşındasın” diye sorunca, “30” yanıtını alıyor. Gülüşüyorlar.

‘KOMŞUYU KOMŞUYA DÜŞMAN ETTİLER’

Tartışma “Yol yaptı”, “Köprü yaptı” diye sürerken, MHP’li olduğunu söyleyen Serkan, “Yahu sen şimdi diyorsun ki ‘Şeriat geliyor’ diye, sen de bir ezberlemişsin ‘Yol yaptı’ falan diye. Bunlar bence yanlış. Böyle anlatırsak yanlış olur. Komik duruma düşüyoruz. Bence bu ülkede ekonomi sorunu var. Bu iktidar milli değerlerle yeniden canlanmaya gidiyor. Bunları anlatalım. Taraftarlık yapıyorsunuz hepiniz. Hepimizin refahını konuşun” diyor.

CHP’li işçi söze giriyor: “Ya bıraksana hepimiz mi kaldı? Kimse hakkını arayamıyor, ekonomi bitmiş durumda, komşu komşuyu terörist olarak ihbar ediyor. Bu ülke kutuplaştırıldı. Gittikçe geriye gidiyoruz.” Bir başka işçi, “Kutuplaşmayı da geçtik, resmen düşmanlaştırılıyoruz” diye tepki gösteriyor. Salih isimli bir başka işçi, “Kardeşim siz sadece bu kanalları izliyorsunuz. Hepsi şiddet aşılıyor resmen. Savaş filan diye diye kendi insanımız birbirine düşüyor” diyor. AKP’yi savunan işçi “Şimdi sen Demirtaş özgür olsun dersen ben gerilirim tabi. Reise laf atarsan gerersin tabii. Bu memlekette hainlik sorunu var. Bu çözülene kadar herkese sopa müstahak...”

AYRIMLAR İŞÇİLERİ BÖLÜYOR

Salih’in “Kardeşim siz mafya mısınız? Böyle olur mu hiç? Siz beğenmiyorsunuz diye herkes terörist değil. Demirtaş’ın ideolojisini beğenmem ama o da bu ülke için samimi şeyler söyleyebiliyor. Bunları konuşmamız lazım” sözleri üzerine Cumhur İttifakı’ndan yana olan işçiler Salih’in üzerine yürüyor. Diğer işçilerin ayırmasıyla biten tartışma ortamı işçiler özelinde Türkiye’deki atmosferi de yansıtıyor. Atölye içerisinde seçim konuşan birçok işçinin birbirlerine tavır aldığını, zaman zaman büyük tartışmaların yaşandığını aktaran işçiler, bir an önce huzur ortamının sağlanmasını istiyor.