09 Haziran 2018 23:05

Rewşen'den Harun: Kürt müziğini umut ve heyecan yenileyebilir

İnanç Yıldız, üyeleri tekrar bir araya gelen Rewşen grubundan Harun ile Kürt müziğine, yeni projelere ve Koma Rewşen'e dair konuştu.

Rewşen Grubu'ndan Harun. Fotoğraf: Basın bülteni

Paylaş

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Kürtçe rock müzik grubu Rewşen 7 yıl önce dağıldı. Grubun dağılmasından sonra müzisyenler bireysel olarak çalışmalarına devam etti. Şimdilerde ise grup üyeleri bir araya gelerek zaman zaman single parçalar yapmaya karar verdi. Amaçları ise Rewşen’i diri tutmak, Rewşen’e can suyu vermek.

Rewşen’in üyelerinden biri de gruba yazdığı sözlerle ve bestelerle katkı sunan Harun… 7 yıl boyunca müziğin mutfağında yer alan Harun, artık müziğini sahnelere taşıyor. Çeşitli platformlarda konser veren Harun, 16 Haziran’da Diyarbakır’da Paskofî Cafe’de dinleyicileriyle buluşacak. Ayrıca yeni bir şarkısının videosu ise yayınlanmak üzere… Harun’la Rewşen’i ve müzik çalışmalarını konuştuk.

Koma Rewşen’i anlatır mısınız? Nasıl başladınız?
Koma Rewşen, ’90’lı yıllarda Kürt müziğinde popüler olan protest bir müzikal formla Adana MKM bünyesinde müzikal hayatına başladı. 1997’de Çîyayê Bezar adında bir albümle müzik piyasasına giren Koma Rewşen, 1998’in sonlarına doğru dağıldı. Ben, Çîyayê Bezar albümü piyasaya çıkmak üzereyken gruba katıldım. Grubun dağılmasından sonra geride kalan genç arkadaşlarla rock formu üzerine deneysel birtakım çalışmalar yaptım. Koma Rewşen’in Koma’sını çıkarıp sadece Rewşen ismi ile devam ettik. 2002’de Asê, 2005’te de Pola Nû adında çoğunlukla benim şarkılarımdan oluşan iki albüm yaptık. Bu albümlerin yarattığı yankı sonucunda yurt içi ve yurt dışı konser, etkinlik ve festivallerde sahne aldık. 2011’in başlarında Rewşen dağıldı.

Koma Rewşen ilk olarak ’90’lı yıllarda albüm yapmaya başladı ve bugünlere kadar 3 albüm çıkarılabildi. Yalnız grubun ilk albümü ile diğer 2 albümü tarz olarak epey farklı. İlk albümden sonra ne oldu da bu tarz değişikliği yaşandı?
Kürtçe müzik ’90’lardan önce sadece Kürt dilini ve kültürünü muhafaza etme ve diriltebilme mücadelesi içindeydi. ’90’lardan sonra Kürt müziğinde orta ölçekli bir Rönesans etkisi yaşandı diyebilirim. Bu süreçte büyük bir heyecan ve arayış vardı her sanatçıda. Dikkat edilirse en çok üretimin ve çıkışların olduğu süreç ’90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başına tekabül ediyor. Rewşen de dağılma sonrası geriye kalan arkadaşların hepsi çok gençti ve yeniliğe açıktı. Grup elemanlarının da bir arayışı vardı. Gruba rock formunu entegre eden kişi benim. Gruba şarkılar yapan kişiler genelde formu belirlerler. Ben de yeni form için reaksiyonu hızlandıracak bir katalizör görevi gördüm. Bazı şeyler bazı zamanlarda gerçekleşme olasılığını dayatır. ’90’ların sonlarında toplumda buna artık hazırdı bence.

Müzik hayatınıza Rewşen ile mi devam edeceksiniz? Nasıl projeleriniz var?
Rewşen pratik olarak bir araya gelemiyor. Bir arkadaşımız Almanya’da, biri İsviçre’de, biri Adana’da yaşıyor. Fiziki koşullar Rewşen ile devam etmeye izin vermiyor. Bizim grup elemanları olarak manevi bir bağımız var esasen. Anılarımız bizi birbirimize bağlamış. Bundan dolayı Rewşen’in ölmesine müsaade etmemeye çalışıyoruz. Bu sıralar yeni yaptığımız bir single çalışması ile Rewşen’i tekrar göstermeyi planlıyoruz. Biz grup elemanları olarak birbirimizle manevi bir bağla bağlıyız. O zaman Rewşen ölmemeli dedik ve ara sıra 'single'lar ile can suyu vermeye çalışacağız. Tabii koşullar belli olmaz. Toplum çok isterse Rewşen eski durumunu katlayabilir de. Ben şu an bireysel olarak müzikte ilerliyorum. Bu sıralar Seyrana Gula adında bir şarkımın videosu yayımlanmak üzere. Bunun yanı sıra bir akustik Kürtçe albüm yapım aşamasında. 2017’de Umut Mavi ve Nadas adında iki şarkıma klip çektik. Çeşitli eksikliklerden dolayı gecikti. Sonbahara doğru onları çıkaracağız. Bu yaz için çekmeyi planladığımız Döngü adlı bir şarkının da mix ve çekim arifesindeyiz. 3 Ağustos Şengal Katliamı’nın yıl dönümü için hazırlamış olduğum Reş Weba adındaki şarkıma klip çekme hazırlığındayız. Bu çalışmaların yanı sıra kış için repertuvarını hazırlamış olduğum Türkçe bir albüm hazırlığım var. Tüm bu çalışmalar prodüksiyonal ve ekonomik sektelere uğramaması halinde; bu verdiğim vakitlerde dinleyiciyle buluşacaktır. Ancak prodüksiyonal olarak çok talihsiz bir evrede olduğumuz için yeni planlanan çalışmaların seyrini tahmin edemiyoruz.

'TOPLUMSAL ALTÜST OLUŞLAR BELİRLEYİCİDİR'

Kürt müziğinin gelişmesi için neler yapılmalı?
Kürt müziğinin gelişmesi için birçok boşluğun dolması gerekiyor. Akademik eğitim bu boşlukların bir kısmını dolduruyor fakat geriye büyük bir boşluk kalıyor. O boşluk kişinin kendi içindeki henüz örülmemiş duygularıdır. Toplum ve doğayla temas ederek ve emek vererek o örgü örülmeye başlar. Bu tamamen sanatçı olmanın doğal yoludur. Koşullar ve yüksek duyumsama sanatçıyı sanatçı yapar. Güzel bir ses sadece boşluğun yüzde 30’unu doldurur. Geriye kalan kendini örmektir. Bu da tamamen pratik emek vererek dokuna dokuna hislerin güçlenmesiyle olur. Piyasa koşullarına bakarak sanatçı olunmadı, olunmaz da. Kürt müziği çeşitli evreler geçirdi. Üretken ve heyecan yarattığı dönemleri oldu. Fakat biz şu an o dönemlerden çok uzağız. Bir bunalım dönemindeyiz. Toplumsal bir kırılma var. Bu kırılma şiddetin acımasız boyutlarının sonucunda oluştu. Şu an sürdürülegelen formlarda bir kısır döngü de devam ediyor. Toplumsal altüst oluşlar her zaman belirleyicidir. Önümüzdeki yıllarda umut ve heyecan veren bir süreç başlarsa kendini yenileyebilir Kürt müziği. Bu arada bu süreçlerin hiçbiri de anormal değil hepsi olması beklenen ve doğal durumlardır. Hiçbir heyecan ve hiçbir umut kırıklığı sonsuza dek sürmez. Ardışık bir biçimde birbirlerine bağlıdır. Buna da hayat zinciri demek lazım. Sadece Kürt müziği değil tüm dünya müzikleri bu tür dalgalanmalar yaşar.

'KEŞFEDİLECEK TATLAR PEŞİNE DÜŞMEK DAHA ANLAMLI'

Kürtçe olarak sadece rock müzik yapmanın zor olmadığını görüyoruz. Genel olarak Kürt sanatçıların Kürtçe müzik yapmakta zorlandığını görüyoruz. Bununla birlikte parantez açmak gerekirse rock müzik gibi farklı tarzda müzik fazla yapılmıyor. Neden böyle? Siz neden rock müzik yapmak istediniz?
Genel geçer formlarda var olmak bana hep mevcudu muhafaza etmek gibi geldi. Benim muhafaza edenlerle sorunum yok. Fakat hayatta keşfedilmesi gereken tatların peşine düşmek daha heyecan verici ve anlamlı geldi. Yaptığım şarkılarda bu arayışlar ve izlenen yollar mevcut. İnsanın büyük kitle tarafından çok sevilmek ve çok dinlenmek istemesi büyük kitlenin kuyrukçuluğunu yaratır. Bu doğaya ve topluma bir şey bırakmaz. Toplumun çok çabuk hazmedebileceği şarkılar yapmak bana göre değil. Toplum beni anlamadı demek de başka bir safsata. Her ikisine de uzak bir duyumsamadayım. Rewşen içindeki enerjiyi dışa vurdu ve onun gibi hissedenlerle bir araya geldi. Rewşen Diyarbakır’da bir milyon kişiye karşı da Moskova’da 70 kişiye karşı da aynı heyecanla çaldı. Hiçbirinden büyük çıkarsamalar yapmadık. Her zaman içimizdeki birikmiş duygularımızı çıkarmayı daha doğru bulduk. Tam da böylesi süreçler daha heyecanlı. Büyük kitlenin hissetmediği duygularda gezinmek çok heyecan verici...

'REWŞEN MESAJLARINDA DİKKATLİYDİ'

Şarkılarınızda bir mesaj da vermeye çalışıyorsunuz. Bir derdi olsun, bir şeylere dokunsun istiyorsunuz. Yani birtakım eleştiriler yapıyorsunuz. Ayrıca insanların standart acısını ve mutluluğunu ajite etmek istemiyorsunuz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz? Ne anlatmaya çalışıyorsunuz?
Hayatın kendisi o kadar girift ve çeşitli ki sadece ana bir kaç duyguyla tanımlayamayız.
Hayat akışkan ve sizin hamlelerinize göre ivme kazanır. Her ivme başka bir duygu aralığına götürür insanı. Sanatçılar bu çok çeşitli duygu aralıklarını esere dönüştürür. Acı çeken bir toplumun acı hassasiyetlerine değinmek bir zamana kadar anlaşılabilir. Fakat bir zaman sonra bilinçli bir istismara dönüşüyor ve toplumu hissel olarak kısırlaştırıyor. Rewşen mesajlarında dikkatliydi. Rewşen şarkı içeriğinde insana acı vermek değil acıyı kinetik bir dönüştürücüye çevirmek ve hayata bağlamak istedi. Ajitasyon bazı zor zamanlarda toplumu bir arada tutuyor fakat bir süre sonra duyguları deforme eder. Hayatın devam ettiğini ve yaşadığımız sürece hamlelerimizle ivme kazandırabileceğimizi bilmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Urfa'da 6 bin 400 kişilik 6 aylık işe 27 bin 150 kişi başvurdu

SONRAKİ HABER

Dünya Kupası tarihine geçen 'enler'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa