13 Haziran 2018 15:26
/
Güncelleme: 14:32

Seçil UÇAR

Flormar’da işçiler daha iyi koşullarda çalışma ve hak ettikleri ücret için Ocak’tan itibaren Petrol-İş’e üye olmaya başladı. Petrol-İş çoğunluğu sağlayıp yetki belgesini aldı ama patronlar, işçilere sendikadan istifa etmeleri için baskı uyguladı. Başarılı olamayınca hukuksuzca işten çıkarmalar başladı. İşçilerin direnişi ise 14 Mayıs’ta fabrika önünde sendika önderliğinde başladı. Patronlar, direnişteki işçilerle içerideki işçilerin bağını koparmak için fabrikanın etrafındaki çitlere jiletli tel çekip fabrikanın önündeki ağaçlara dahi kameralar yerleştirdi. Ancak tüm bu girişimlere rağmen işçiler direnmeyi sürdürüyor. İşçiler bu direnişten, gençlik de işçilerden çok şey öğreniyor.

‘GÜZELLİK’ BİRLİKTE MÜCADELEYİ ÖĞRENMEKTE

İşçiler, direnişteki en büyük kazanımın birlikte mücadeleyi öğrenmek olduğunu söylüyor. Emek-sermaye çelişkisini daha önce de gördüklerini ancak bu iki sınıfın asla uzlaşamayacağını fark ettiklerini belirten işçiler; patronların, işçilerin emeği ile gücüne güç katarken işçilerin en ufak hak talebine tahammül edemediğini ifade ediyor.

Flormar’daki direniş, direnişin türlüsü ile dolu emek tarihinde bir ilk değil. Peki başta Flormar işçilerinin direnişi olmak üzere “sınıf mücadelesi” biz gençlere neler öğretmekte?

MEVCUT DÜZENİN TEK SUNDUĞU SÖMÜRÜ

Bir yanda işçilerin emek gücü ile ceplerini dolduran patronlar bir yanda düzeni değiştirme kudretini elinde bulunduran işçi sınıfı ve öte yanda yeni bir dünya kurma arzusunu diğer öznesi biz gençler... Patronların nezdinde işçi sınıfı ve gençler “sömürü” paydasında buluşuyor. Bu açıdan, mevcut düzenin bize sömürü dışında bir vaadinin olamayacağı aşikar.

Geleceği temsil eden bizler, işçi sınıfı saflarınd örgütlendikçe burjuvazinin saldırıları da şiddetlenmektedir. Bugün gençlik içindeki gruplaşmalar, bunu izah etmektedir. Kurtuluşu bireycilikte bulup rekabetçiliği kanıksamış, tamamen burjuvazinin politikaları ile kuşatılmış gençlik öbeklenmeleri tesadüfi değil. Bu saldırılar, burjuvazi tarafından kontrollü ve sistematik biçimde çeşitli disiplinlerle, yayın organlarıyla gençliğe empoze edilmekte; gaye ise gençleri ait olduğu sınıftan uzaklaştırmaktır.

GENÇLERİN KURTULUŞU DA EMEĞİN KURTULUŞUNDA

Elbette bizler, bulanıklaştırma girişimlerine kayıtsız kalmıyor, sınıfımızı biliyor ve bir gün, içinde olduğumuz bu sınıf da dahil hiçbir sınıfın olmadığı, sömürüsüz bir dünya için tüm gücümüzü ve bilincimizi işçi sınıfının mücadelesine bağlıyoruz. Tüm insanlar gibi biz gençlerin kurtuluşu da emeğin sermaye boyunduruğundan kurtulmasıyla gerçekleşecek.

Gençlik ile işçi sınıfının kaderi bir. Bilincinde olduğumuz bu gerçek, bizlere yöneltilen her türlü “süslenmiş” saldırıdan kurtulma yolunu da açmakta. Tam da bu sebeple gençlik, işçi sınıfının neferleridir! Gençlik olarak Flormar işçilerinin direnişini kucaklıyor ve herkesi bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Erdoğan-Şimşek programıyla ücretleri açlık sınırının altına inen asgari ücretli işçiler ve emekliler, ramazan ayının ilk iftarını boş sofralarda karşılıyor: “Kırmızı eti zaten görmüyorduk, bu sene orucu açacak zeytin bile alamıyoruz…” Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Asgari ücretliler ve emeklilere fitre verilebilir’ fetvası yayımlamıştı.

İftar sofrasına 1 yılda gelen zam: Yüzde 45

Dört sene içinde güllaça gelen zam: Yüzde 1100

Pideye 2 yılda gelen zam: Yüzde 150

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et